2

Latin harfleriyle yazılmış Kur’an-ı Kerim’i okumak caiz mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 12.01.2016 09:26
  • Güncelleme Tarihi :

       Kur’an-ı Kerim Arapça indirilmiş ilahi bir kitaptır. Halen kullanmakta olduğumuz Latin alfabesinde yer alan harfler Arapça’daki bütün sesleri karşılamamaktadır.

        Bu sebeple bir takım özel harf ve işaretler kullanılmadan, Kur’an-ı Kerim’in Latin alfabesiyle eksiksiz ve doğru olarak yazılması ve hatasız okunması mümkün değildir. “Transkripsiyon” denilen özel harf ve işaretler ise, Arap harflerini bilmeyenler için bir anlam taşımaz.

         Bu itibarla Latin harfleriyle yazılmış Kur’an-ı Kerim’i doğru ve düzgün okuma imkanı olmadığından, bu harflerle yazılan Kur’an'ı okumak uygun değildir. Arap harflerini bilmeyen kişilerin, ezbere bildikleri sureleri ve yüzünden de Kur'an'ın mealini okumaları daha isabetli olur.

 İbadetlerin vekalet yoluyla yerine getirilmesi caiz mi?

      Bedenle yapılan ibadetlerde vekalet geçerli olmayıp, ibadetin bizzat mükellefin kendisi tarafından yerine getirilmesi gerekir. Mesela, mükellef ne kadar hasta olursa olsun, onun yerine başkası namaz kılamaz. Bizzat mükellef, kendisine tanınan ruhsatlar çerçevesinde namazını kılar. Oruç da böyledir.

      Mal ile yapılan ibadetlerde ise vekalet geçerlidir. Mesela bir kimse, zekat olarak hesaplayıp ayırdığı meblağı, ikinci bir kişi aracılığı ile fakirlere ulaştırabilir, malının zekatını hesaplayıp fakirlere vermek üzere başkasını vekil tayin edebilir.

      Hem beden, hem mal ile yapılan bir ibadet olan hacda ise, bizzat mükellef tarafından yapılmasına engel meşru bir mazeret bulunması halinde vekalet geçerlidir. Mazeret bulunmadığı takdirde ise haccın vekalet yolu ile yapılması geçerli olmaz. Vekalet konusunda farz, vacip ve nafile hac arasında fark yoktur.

      Yani bir kimse şartlar oluştuğu takdirde farz olan hac için vekil tayin edebileceği gibi, vacip veya nafile hac için de vekil tayin edebilir.

Hastalıklar insanın günahlarına af vesilesi olur mı?

      İnsanın başına gelen sıkıntı ve hastalıklar onun günahlarına kefaret olur. Yani başa gelen ölümlere, sıkıntılara, acılara, elemlere, hastalıklara sabredip Allahtan gelenin baş üstünde yeri var deyip metaneti ve vakarı korumak kişinin günahlarına kefferattir.  Yani kişinin günahlarını affettirme vesilesidir.

      Nitekim sevgili peygamberimiz bir hadisi şerifinde bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır: “Mü'mine musibet nevinden her ne ulaşır ise günahlarına bir kefaret olur. Musibet, beklenmedik bir hâdise olmuş, ayağına batan bir diken olmuş fark etmez." (Müslim, Birr 49)

      Yine sevgili Peygamberimiz bir başka hadisinde bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Allah hayrını dilediği kimseyi günahlarını bağışlamak ve derecesini yükseltmek için sıkıntıya sokar.”

       Ancak kefferatın olabilmesi için başa gelen bu musibet ve hastalıklara sabretmek gerekir.  

Cuma günü nafile oruç tutmakta bir sakınca var mıdır?

       Oruç tutmak, bayram günleri gibi bazı günlerde mekruh görülmüştür. Aynı şekilde sadece Cuma günleri nafile oruç tutmak da tenzihen mekruh görülmüştür.

      Hz. Peygamber; “Sizden hiç kimse Cuma günü oruç tutmasın. Ancak bir gün önceden veya sonradan oruç tutuyorsa bu takdirde Cuma günü de oruç tutabilir” buyurmuştur (Ebû Davud, Savm, 50).

      Buna göre, Cuma günü kazaya kalan veya adak gibi vacip bir oruç tutmakta sakınca bulunmamaktadır. Cuma günü nafile oruç tutmak isteyenlerin, bir gün önce veya sonrasında da oruç tutması uygun olur.

Günün Ayeti

Rabbin, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir peygamberi memleketlerin ana merkezlerine göndermedikçe, memleketleri helâk edici değildir. Zaten biz, ancak halkı zalim olan memleketleri helâk etmişizdir.

Kasas 59

Günün Hadisi

“Başlarınız kımıldadığı müddetçe rızık hususunda yeise düşmeyin. Zira insanı annesi kıpkızıl, üzerinde hiçbir şey olmadığı halde doğurur, sonra Allah onu her çeşit rızıkla rızıklandırır”

Günün Sözü

Bazı insanlar tanıdıkça büyür, bazıları da tanıdıkça küçülür.

Denis Diderot

Günün Duası

 Allah’ım bugün beni her türlü dünyevi, uhrevi sıkıntı ve yanlışlardan koru

Bunları biliyor muyuz?

Sünnet-i Müekkede

Peygamber efendimizin devamlı yaptıkları, pek az terk ettikleri işler ve ibâdetler. Buna, Sünnet-i hüdâ da denir.

 Günün Nüktesi

 Benim hakkımda en çok korktuğunuz şey…

      Süfyan İbnu Abdillah anlatıyor:

"Ey Allah'ın Resûlü bana  uyacağım bir amel tavsiye et!" dedim.

       Hz. Peygamber bana şu cevabı verdı:

 "Rabbim Allah'tır de, sonra  da doğru ol!"

     "Ey Allah'ın Resûlü. Benim hakkımda en çok korktuğunuz şey nedir?"

       Diye sordum.

       Eliyle dilini tutup sonra:

  "İşte bu diye cevap verdi.”

Latin harfleriyle yazılmış Kur’an-ı Kerim’i okumak caiz mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık