Hz. Peygamberin Mezarlıkları ziyaret ettiği ve bu ziyaretlerinde de ölülere selam verdiği dini kaynaklarımızda vardır. Efendimizin ayrıca mezarlıklarda şu duayı okuduğu kaynaklarda vardır: "Ey Mü'minler yurdu, siz bizden önce gittiniz. İnşallah biz de size ulaşacağız."
Sevgili Peygamberimiz bu sözü ile hem ölülere dua etmiş hem de yaşayanları ölüm konusunda uyarmıştır.
Aynı şekilde Hz. Peygamber Bedir'de ölenlere seslendiğinde, seni duyuyorlar mı ey Allah'ın resulü, diye soran Hz. Ömer'e "Onlar beni senden daha iyi duyuyorlar" diye cevap vermiştir.
Dolayısıyla mezarlıklar ziyaret edildiği vakit orada yatan ölülere selam vermede dinen bir sakınca yoktur. Bilakis bu selamı vermek dinen sevaptır.
Canına kıyan kimsenin namazı kılınır mı?
İntihar etmek İslam dininde büyük günahlardan bir günahtır. Ancak, günahkâr olmak, imansız olmak demek değildir. İntihar etmiş bir kimse eğer ki Müslüman ise günahkâr mümin olarak vefat etmiş demektir. Günahkâr müminin ise cenazesi de yıkanır, namazı da kılınır. Yeter ki, işlediği günahın haram olmadığını iddia etmesin, günah olmadığını ileri sürecek bir irtidad durumuna düşmesin.
Hatta şunu söyleyebiliriz intihar eden kimse büyük günah işleyerek asi gittiğinden bu kimsenin duaya namaza ve sevaba daha çok ihtiyacı var. Bu ihtiyaca binaen bu kimsenin namazını kılmak affedilmesi için ona dua etmek yerinde bir davranış olur.
Saç kınası abdest ve gusle mani midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa, abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması gerekir.
Buna göre abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır. Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası, kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Ölen kimsenin 52. gününde mevlit okutmak dinen gerekli mi?
İslam dininde, ölen kimse için haftası, kırkı veya elli ikisi diye bir şey yoktur. Aynı şekilde n belli bir gün ya da gece de yoktur. Ancak belli bir gün veya gece olmamakla beraber her zaman vefat eden kimse için Kuran-ı Kerim okunabilir, dua edilebilir, mevlid okutulabilir.
Ancak bütün bu güzel amellerin mutlaka şu veya bu günde olma zorunluluğu yoktur. Yılın her gün veya gecesinde olabilir. Ancak bu farz ya da zorunluluk anlamında değildir. Müstahaplık ve ölülerimize sevap kazandırma anlamındadır.
Günün Ayeti
Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur.
Günün Hadisi
Müminin niyeti amelinden hayırlıdır.
Günün Sözü
Sevindiremiyorsan, hiç olmazsa üzme!
Yahya bin Muâz-ı Râz
Günün Duası
Allahım bugün bizi imansız bir ölümden ve hayırsız bir yaşamdan koru.
Bunları biliyor muyuz?
Şer Nedir?
Allah'ın hoşnut olmadığı, sevmediği, meşru olmayan, işlenmesi durumunda kişinin ceza ve kınamaya müstehak olacağı davranışlar demektir.
Günün Nüktesi
Uhud dağından büyük
Ağzımızdan çıkan sözlerdir ki, bizi hem vezir hem rezil eder. Söz vardır dağlar aştırır, söz vardır düz yolda ayağımızı kaydırır.
Nitekim sevgili, Peygamberimiz bir gün ashabından birkaç kişiye sordu: İçinizde her gün Uhud dağı büyüklüğünde amel yapabilecek bir kimse var mıdır? Ashabı Kiram sordular:
- Ya Rasulullâh buna kim güç yetirebilir? Efendimiz, buna hepinizin gücü yeter, buyurdu. Sahabeler:
Ya Rasulullâh o amel nedir? Diye sorunca, Efendimiz buyurdu ki:
- Sübhanallah Uhud dağından büyüktür.
-Elhamdülillah Uhud dağından büyüktür.
-Allahu Ekber Uhud dağından büyüktür.