Sayfa Yükleniyor...
Hz. Peygamberin mezarlıkları ziyaret ettiği ve bu ziyaretlerinde de ölülere selam verdiği onlara dua ettiği dini kaynaklarımızda vardır. Efendimizin ayrıca mezarlıklarda şu duayı okuduğu kaynaklarda vardır: Ey müminler yurdu, siz bizden önce gittiniz. İnşallah biz de size ulaşacağız.
Sevgili Peygamberimiz bu sözü ile hem ölülere dua etmiş hem de yaşayanları ölüm konusunda uyarmıştır.
Aynı şekilde Hz. Peygamber Bedirde ölenlere seslendiğinde, Seni duyuyorlar mı ey Allahın resulü? diye soran Hz. Ömere, Onlar beni senden daha iyi duyuyorlar diye cevap vermiştir.
Buna göre, kişi bir mezarlığa gittiğinde ya da mezarlığın yanından geçerken mezarda yatana selem vermesi, dua etmesi ya da Kuran okuması Hz. Peygamberimizin hem sünneti hem de uygulaması olduğundan Fatiha okuması sevap ve güzel olan bir ameldir. Ancak mezarda yatan kişiye Fatiha okumak güzel ve sevap olmakla birlikte farz değildir.
Namaz kılarken önümüzden çocuk geçtiğinde namazı bozmak gerekir mi?
Çocuklar namaz kılanın önünden geçtikleri vakit namaza zarar gelmez. Namaza zarar gelemediği için de namazı bozmaya gerek yoktur. Nitekim sevgili Peygamberimiz namaz kıldığı vakit bazen torunları Hasan ve Hüseyin önünden geçer boynuna sarılır, sırtına çıkardı ama hiçbir zaman Hz. Peygamber bundan dolayı namazını bozmamıştır.
Durum bu olmakla beraber tabii ki önünden kimse geçmemesi için namaz kılan kimse gerekli tedbirleri de alması gerekir.
Kişi haram bir işi yapmaya niyet edip yapmasa ona günah yazılır mı?
Kişi bir günaha niyet edip son anda günahı işlemese ona günah yazılmaz. Mesela: İçki içmeye niyet edilip son anda bu günah işlenmese günaha niyet etmekle günah yazılmaz. Bilakis sevap yazılır. Çünkü inanan insanların sevap olarak bilinen güzellikleri yapması halinde ondan yedi yüze kadar sevap yazılır. Günahlar ise yapıldığı zaman bir günah yazılır, düşünüp de günahın kötü olduğu için, haram olduğu için yapılmayınca bir sevap yazılır.
Nitekim sevgili peygamberimiz bu hususta bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır: Kul bir hayra niyet ettiğinde bir sevabı var. Onu işlediğinde de bir sevabı var. Aynı şekilde kul bir günaha niyet ettiğinde ve işlediğinde kendisine bir günah yazılır. Ama işlemeye niyet edip sonra bundan vazgeçerse ona günah değil sevap yazılır.
Cemaatle namaz kılınırken imamla cemaatin aynı mezhepten olma zorunluluğu var mı?
Mezheplerin arasındaki fark, esasta değil, feri hükümlerdedir. Namaz, her mezhepte farzdır. Fakat namazın farz ve vaciplerinin sayısında mezhepler arasında fark bulunabilir. Hanefi, Maliki, Hanbeli ve Şafii gibi mezheplerin müntesipleri diğer bir mezhepteki imama uyabilirler. Yeter ki imam olan şahıs imam ehliyet ve kabiliyetine haiz olsun.
Kılınan namaz ister günlük farz bir namaz olsun, isterse cuma, teravih veya bayram namazı olsun fark etmeksizin farklı bir mezhepteki imamın arkasında kılınabilir.
Günün Ayeti
Allaha ibadet et ve Ona ibadet etmekte sabırlı ol.
(Meryem 19/65)
Günün Hadisi
Kim mümine zarar verirse Allah da onu zarara uğratır. Kim de mümine meşakkat verirse, Allah da ona meşakkat verir.
(Tirmizi, Birr 27)
Günün Sözü
En karanlık gece bile sona erer ve güneş tekrar doğar.
(Victor Hugo)
Günün Duası
Allahım bizi doymak bilmeyen nefisten koru.
Bunları biliyor muyuz?
Zahiri ilimler nedir?
Okuyarak, çalışarak ve araştırarak elde edilen, öğrenilen ilimler. Kelam, tefsir, fıkıh gibi din bilgileriyle; mantık, matematik, fizik, kimya, biyoloji, geometri gibi fen bilgileri demektir.
Günün Nüktesi
Cömert Fakir
Cömertliği dillere destan olan Hatim-i Taiye derler ki:
- Kendinden daha cömert birini gördün mü?
- Evet gördüm.
- Kimmiş o?
- Yetim bir gence misafir olmuştum. Bana bir koyun kesip ikram etti. Koyunun bir yeri çok hoşuma gitti. Yemin ederek (burası çok lezzetliymiş) dedim. Genç, dışarı çıktı. On koyunu varmış. Birisini daha önce kesmişti. Dokuzunu da şimdi kesmiş. Benim sevdiğim kısımları pişirip önüme getirdi. Ben olanların farkında değildim. Giderken kapının önündeki kanları görünce sitemle sordum:
- On koyunun onu da kesilir mi?
- Suphanallah bunda şaşılacak ne var? Bir şey sizin hoşunuza gitmiş. Bunu yapmak da benim gücüm dahilindedir. Bunu sizden esirgemem hiç uygun olur mu?
Bunu dinleyen arkadaşları tekrar sorarlar:
- Yetim gencin ikramına karşılık siz de ona bir şey verdiniz mi?
Hatim-i Tai der ki:
- Verdim ama pek mühim sayılmaz.
- Ne verdiniz?
- Üç yüz deve ile beş yüz koyun.
- O halde sen ondan daha cömertsin.
- Hayır o genç benden daha cömerttir. Zira o malının tamamını verdi. Ben ise malımın çok azını verdim. Bir fakirin, yarım ekmeğinin tamamını misafire vermesi mi mühimdir, yoksa bir zenginin sürüsünden bir deveyi misafirine ikram etmesi mi?