Müslüman olmayan bir kişi Müslüman mezarlığına defnedilebilir mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 09.08.2014 06:45
  • Güncelleme Tarihi :
Müslüman olmayan bir kişi Müslüman mezarlığına defnedilebilir mi? yazının resmi

Dini örfte ve uygulamada, bir kimse vefat ettiğinde, kendi dinine mensup olan daha önce vefat etmiş kişilerin defnedildiği kabristana defnedilir.

       Tarih boyu Müslüman mezarlıkları, büyük bir itina ile Hıristiyan ve Yahudi mezarlıklarından ayrı mekanlarda oluşturulmuştur. İslam Dininin, ölülerin techiz, tekfin ve defin işlemlerinde, kabir ziyareti, okuma ve dua usullerinde kendine has uygulamaları vardır. Bunlar aynı zamanda Müslümanların öz kültürü olmuştur.

       Bu bakımdan Müslüman olmayan kimselerin Müslümanlarla aynı mekanda karışık olarak defnedilmesi dinimizce uygun değildir.

Hıristiyan bir kişinin, Müslümanlar arasında vefat etmesi halinde, o yerde Hıristiyan mezarlığı varsa, cenaze bu mezarlığa gömülür. O yerde Hıristiyanlara ait mezarlık yoksa ve bu kişinin başka yerdeki bir Hıristiyan mezarlığına nakli de yapılamazsa, Müslümanların mezarlığının dışında bir yerde defnedilir.

Öğle ya da ikindi namazlarında Fatihayı sesli okumak namaza zarar verir mi?

  Kişinin namaz kılarken sessiz okunması gereken yerde sesli okuyorsa namazı bozulmaz. Ancak Hanefi mezhebine göre vacibi terk ettiğinden dolayı sehiv secdesi yapması gerekir. İmam gündüz kıldırdığı namazları sessiz kıldırması ve gece kılınan namazları da sesli kıldırması vaciptir. Fakat burada vacibin terkinden dolayı ise sehiv secdesi gerekir.

 Sessiz okunacak yerde sesli okumaktan dolayı sehiv secdesini gerektiren miktar ise namazın farz olan kıraati kadar     dır.

Kabirdeki kimse kabirde cennete ya da cehenneme gideceğini bilir mi?

Ölen kişi kabre konduktan sonra, oraya iyi amellerle ve sevaplarla gelebildiyse sevinçli ve mutlu olur. Kötü amellerle gelmişse şüphesiz bunun sıkıntısını yaşar.

 Kabirde kişiyi sorgulamak için Münker ve Nekir isminde iki sorgu meleği gelir. Şayet sorgulanan kişi mümün ise onların sorularına rahatlıkla cevap verir. Bu sorgu neticesinde takvalı mü’minin kabri genişler. Cennet bahçelerinden bir bahçe olur. Kabirden cennete bir pencere açılır, oradan kıyamete kadar cennet nimetlerini tadarda tadar.

Ancak ölen kişi mümin değilse yani inanmayan bir kimse ise Münker ve Nekirden korkar ve sorulara doğru cevap veremez. Meleklere doğru cevap veremediği gibi aynı zaman da kabir onun üzerine daraltılır. Azap üzerine azap görür. Bunun da ötesinde cehennemdeki yeri günde iki defa ona gösterilir. Nitekim sevgili Peygamberimiz bir hadisi Şerifinde bu hususla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

“Kul kabrine konulup, yakınları da ondan ayrılınca ki, o geri dönenlerin ayak seslerini işitir. Kendisine iki melek (Münker ve Nekir) gelir. Onu oturtup: “Muhammed denen kimse hakkında ne diyordun?” diye sorarlar.

 Kişi, Mümin ise bu soruya : “ Şahadet ederim ki, o Allah’ın kulu ve elçisidir!” diye cevap verir. Ona: “Cehennemdeki yerine bak! Allah orayı cennette bir mekana tebdil etti.” denir. (adam bakar) her ikisini de görür. Allah da ona, kabrinden cennette bakan bir pencere açar.     

 Eğer ölen kafir ve münafık ise sorduğunuz zatı bilmiyorum. Ben de herkesin söylediğini söylüyorum! diye cevap verir. Kendisine “Anlamadın ve uymadın denir. Sonra kulaklarının arasına demirden bir sopayla vurulur. (sopanın acısıyla) öyle bir çığlık atar ki onu insan ve cin dışındaki herkes duyar.”

 Buna göre kişi öldükten sonra kabirde kendisine gideceği yer olan cennet ya da cehennem gösterilir.

Günün Ayeti

Hayır, işleyin ki kurtuluşa eresiniz.

Günün Hadisi

"Cennet ehlinin vücudu kılsız, yüzü sakalsız, gözleri sürmelidir, gençlikleri zail olmaz, elbiseleri eskimez."

Günün Sözü

İnsan ne kadar az düşünürse, o kadar çok konuşur.

Montesguieu

Günün Duası

Yarabbi! Menkul ve gayrimenkullerimizi, işyerimizi, malımızı, canımızı her türlü afetten, yangından, soygun ve benzeri tehlikelerden muhafaza eyle!

Bunları biliyor muyuz?

İddet nedir?

 Herhangi bir sebeple evliliğin sona ermesi halinde, kadının yeni bir evlilik yapabilmek için beklemek zorunda olduğu süreyi ifade eder.

Günün Nüktesi

Melekleri biz neden göremiyoruz?

 Hacı Bayram veli hazretlerinin Gelibolu’da yaşayan iki kardeş öğrencisi varmış. Bu iki kardeş çok mubarek zatlarmış. Camilerde insanlara vaaz veriyorlarmış. Bir gün küçük kardeş geliboluda büyük bir camide vaaz verirken caminin kapısında abisinin onu tebessüm ederek dinlediğini görmüş. Fakat abisi vaaz bitene kadar kapıda kardeşini tebessüm ederek dinlemiş. İçeri girmemiş. Sohbet bitince de gitmiş. Vaaz veren küçük kardeş koşarak annesinin yanına gitmiş.

 ---Anne abim camide ben vaaz verirken kapıda beni tebessüm ederek dinledi içeri girmedi. İçeri neden girmediğini ağabeyimden öğrenirmisin acaba bir kusur mu işledim.---

   Annesi bunun üzerine büyük oğlunun evine gider. Büyük oğluna olanları anlatır ve neden camiden içeri girmediğini sorar. Oğlu olanları şöyle izah eder.

  ---Ben kardeşimin mubarek sözlerini dinlemek için camiye gittim. Fakat içeri tam gireceğimde baktım ki caminin içerisinde melekler kanatlarını yaymışlar kardeşimi dinliyorlar. Ben bu manzara karşısında ne yapacağımı şaşırdım. İçerisi meleklerle doluydu tıklım tıklımdı. Meleklerin kanatlarına basmamak için içeri girmedim kardeşimi kapıdan dinledim.---

 Bunun üzerine Anne olanları küçük oğluna aktarır. Fakat küçük oğlu çok üzülmüştür. Annesi sevinmen gerekirken sen üzülüyorsun oğlum neden diye sorar. Küçük oğlu

  ---Anne abim melekleri gördüğü halde ben neden göremiyorum. Bunun cevabı sende anne iyi düşün der---

 Anne bir hayli düşündükten sonra cevabını bulmuştur. Hemen oğluna anlatır.

----Oğlum sen küçüktün süt emiyordun. Bir gün namaza durdum tam o sırada sen ağlamaya başladın. Komşumuz bizde misafirdi seni emzirmeye başladı. Hemen namazdan çıktım Komşuya abdestli olup olmadığını sordum. Abdesti yokmuş. Sen bu sütten birkaç yudum içtin. Bense sizi hiç abdestsiz emzirmedim.---

Şimdi anlamıştı küçük kardeş melekleri neden göremediğini. Abdestsiz süt…

Müslüman olmayan bir kişi Müslüman mezarlığına defnedilebilir mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık