2

Namaz kılmayana kız vermede bir sakınca var mı?


  • Oluşturulma Tarihi : 08.12.2016 09:08
  • Güncelleme Tarihi :

Namaz kılmayan insanın inancına bakılır, kılmayış sebebine nazar edilir. Namazı kılmayışı farz olduğuna inanmayışından mıdır, yoksa tembellik ve ihmalden midir? Şayet (Allah korusun) namazın farz olduğuna inanmayışından kılmıyorsa imanı gider, küfre düşmüş olur. Ne kendisine kız verilir, ne de kestiği yenir? Zira Allah’ın açık ve kesin olan bir emrini inkâr etmiş, bu inkârıyla da imandan çıkmış, mürted olmuş olur.

Ancak, imansızlıktan değil de, ihmal ve tembellikten kılmıyorsa ki günümüzde kılmayan Müslümanları öyledir. O zaman bu kişi namazı kılmadığı için iman sahibi günahkâr bir Müslüman sayılır.Günahkâr Müslüman’a ise kız da verilebilir, kestiği de yenilir. Şu kadar var ki, namazında niyazında imanı ameline sebep olan bir mümine, kız verip, akrabalık tesis etmek daha münasip ve uygun olur. Resûl-i Ekrem Efendimiz, kızını fasık birine verene Allah’ın lânet edeceğini hadisinde haber vermiş, kız ve oğlan ana-babalarını böylece ikazda bulunmuştur.

Hangi hayvanların etini yemek dinen caiz değildir?

Haram olan hayvanları üç kısma ayırmak mümkündür.

1- Başkasına saldırıp azı dişleriyle parçalayarak kendisini müdafaa eden domuz, kaplan, aslan, ayı, kurt, fil, pars, kedi, maymun ve köpek gibi dört ayaklı hayvanlar.

2- Tırnaklarıyla kendini müdafaa edip zayıf olan hayvanları avlayan kartal, akbaba, atmaca, karga ve şahin gibi hayvanlarla leş yiyen kuşlar.

3- Tiksindirip nefret veren ve kötü olarak bilinen yılan, akrep, böcek, fare gibi yer haşereleri.   

Bunlardan başka hayvanlar mubah sayılırlar. Ancak bazılarının hakkında ihtilaf vardır. Mesela Hanefi mezhebine göre, sırtlan, keler, tilki, at, kirpi gibi hayvanlar haram ise de, Şafii mezhebine göre helaldir. Kırlangıç, tavus, hüdhüd, papağan ve baykuş gibi hayvanlar da Şafii'ye göre haram. Hanefi'ye göre helaldir.

Vefat edene niçin telkin yapılmaktadır?

Cenaze defnedildikten sonra, kabirde Münker ve Nekir’in sorması muhtemel soruları ve cevapları ölüye hatırlatma konuşmasına telkin denir.

Ölüyü defnettikten sonra ona manevi bir destek olması ümidi ile Şafii mezhebine göre açıktan ve insanlar kabrin başındayken yapılır. Hanefi mezhebine göre ise herkes gittikten sonra bir kişi kabrin başında ölünün yüzüne manevi destek olsun diye söyler.

Abdestin mekruhları nelerdir?

1- Abdest alırken gereğinden fazla suyu boş yere tüketmek.

2- Gereği yokken suyu azaları mesh eder gibi çok az kullanmak.

3- Suyu abdest azalarına hızlı çarpmak, etrafa su sıçratmak.

4- Abdest alırken gereksiz yere konuşmak.

5- İhtiyacı olmadığı halde abdest almak için başkasından yardım ve su dökmesini istemek.

6- Temiz olmayan pis ve kirli bir yerde abdest almak.

7- Abdestin sünnetlerini bilerek terk etmek.

Günün Ayeti

Allah'ın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yeğin ve inandığınız Allah'tan korkun.

Günün Hadisi

İnsanların en şerlisi, şerrinden korktukları için insanların kendisinden uzaklaştığı kimsedir.

Günün Sözü

Ey İnsan Kaf Dağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün.

Şems-i Tebrizi

Günün Duası

Ya Rabbi bugün beni hiçbir konuda mahcup etme.

Bunları biliyor muyuz?

Tenzih Nedir?

Allah'ı insana özgü niteliklerden uzak tutmak demektir. Bu da Allah'ın zatı, sıfatları ve isimleriyle birlenmesiyle olur.

Günün Nüktesi

Şimdi top devridir…

Yavuz Sultan Selim, Mısır’ı aldığından esir düşen kumandanlardan Kurtbay’ı huzuruna getirttir.

Kurtbay’a:

- Kurtbay, yiğitlik ve cesaretine cidden hayran oldum. Sinanıma ve orduma yaptığını da biliyorum. Lakin imdi senin şecaat ve cesaretin neye yaradı. Akıbet memleketinizi kaybettiniz. O bahadırhane saldırışlar ne oldu? Ol şecaat kandedür, dedi.

Kurtbay:

-Hünkarım! Allah’a şükür, şecaat ve cesaretim bakidür. Lakin memleketimizi siz kendi bahadırlığınız ve yiğitliğinizle almadınız. Bize ne yaptı ise ölüm saçan o menfur toplarınız yaptı. Onlar memleketimizin kaybına sebep oldu, dedikten sonra şöyle ilave etti:

- Sultan Kansu zamanında bir Berberi, Venedik’ten top getirip Mısır’a satmak istedi. Fakat rical-i devlet, Peygamber Efendimiz'in “Kılınç ve ok kullanınız” emr-i şerifine aykırı görerek bu topları almadı. O zaman o Berberi zat: “Yaşayan görecektir ki, bu memleket, bu toplara sahip olan bir millet tarafından elinizden alınacaktır” diye bağırmıştı. Görünen o ki Berberi haklı imiş, dedi.

Yavuz Sultan Selim bunun üzerine:

-Kudret ve kuvvet Allah’ındır, amenna. Kur'an ve sünnete bu kadar bağlı iken neden Resulullah Efendimiz'in “Silaha aynı silahla karşılık veriniz” şeklindeki emr-i şerifini yerine getirmediniz. 900 sene geçti. O zaman kılınç ve ok devri idi. Şimdi top devridir, dedi.

Namaz kılmayana kız vermede bir sakınca var mı?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık