Sayfa Yükleniyor...
Namaz kılmayan insanın inancına bakılır, kılmayış sebebine nazar edilir. Namazı kılmayışı farz olduğuna inanmayışından mıdır, yoksa tembellik ve ihmalden midir? Şayet (Allah korusun) namazın farz olduğuna inanmayışından kılmıyorsa imanı gider, küfre düşmüş olur. Ne kendisine kız verilir, ne de kestiği yenir? Zira Allahın açık ve kesin olan bir emrini inkâr etmiş, bu inkârıyla da imandan çıkmış, mürted olmuş olur.
Ancak, imansızlıktan değil de, ihmal ve tembellikten kılmıyorsa ki günümüzde kılmayan Müslümanları öyledir. O zaman bu kişi namazı kılmadığı için iman sahibi günahkâr bir Müslüman sayılır.Günahkâr Müslümana ise kız da verilebilir, kestiği de yenilir. Şu kadar var ki, namazında niyazında imanı ameline sebep olan bir mümine, kız verip, akrabalık tesis etmek daha münasip ve uygun olur. Resûl-i Ekrem Efendimiz, kızını fasık birine verene Allahın lânet edeceğini hadisinde haber vermiş, kız ve oğlan ana-babalarını böylece ikazda bulunmuştur.
Hangi hayvanların etini yemek dinen caiz değildir?
Haram olan hayvanları üç kısma ayırmak mümkündür.
1- Başkasına saldırıp azı dişleriyle parçalayarak kendisini müdafaa eden domuz, kaplan, aslan, ayı, kurt, fil, pars, kedi, maymun ve köpek gibi dört ayaklı hayvanlar.
2- Tırnaklarıyla kendini müdafaa edip zayıf olan hayvanları avlayan kartal, akbaba, atmaca, karga ve şahin gibi hayvanlarla leş yiyen kuşlar.
3- Tiksindirip nefret veren ve kötü olarak bilinen yılan, akrep, böcek, fare gibi yer haşereleri.
Bunlardan başka hayvanlar mubah sayılırlar. Ancak bazılarının hakkında ihtilaf vardır. Mesela Hanefi mezhebine göre, sırtlan, keler, tilki, at, kirpi gibi hayvanlar haram ise de, Şafii mezhebine göre helaldir. Kırlangıç, tavus, hüdhüd, papağan ve baykuş gibi hayvanlar da Şafii'ye göre haram. Hanefi'ye göre helaldir.
Vefat edene niçin telkin yapılmaktadır?
Cenaze defnedildikten sonra, kabirde Münker ve Nekirin sorması muhtemel soruları ve cevapları ölüye hatırlatma konuşmasına telkin denir.
Ölüyü defnettikten sonra ona manevi bir destek olması ümidi ile Şafii mezhebine göre açıktan ve insanlar kabrin başındayken yapılır. Hanefi mezhebine göre ise herkes gittikten sonra bir kişi kabrin başında ölünün yüzüne manevi destek olsun diye söyler.
Abdestin mekruhları nelerdir?
1- Abdest alırken gereğinden fazla suyu boş yere tüketmek.
2- Gereği yokken suyu azaları mesh eder gibi çok az kullanmak.
3- Suyu abdest azalarına hızlı çarpmak, etrafa su sıçratmak.
4- Abdest alırken gereksiz yere konuşmak.
5- İhtiyacı olmadığı halde abdest almak için başkasından yardım ve su dökmesini istemek.
6- Temiz olmayan pis ve kirli bir yerde abdest almak.
7- Abdestin sünnetlerini bilerek terk etmek.
Günün Ayeti
Allah'ın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yeğin ve inandığınız Allah'tan korkun.
Günün Hadisi
İnsanların en şerlisi, şerrinden korktukları için insanların kendisinden uzaklaştığı kimsedir.
Günün Sözü
Ey İnsan Kaf Dağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün.
Şems-i Tebrizi
Günün Duası
Ya Rabbi bugün beni hiçbir konuda mahcup etme.
Bunları biliyor muyuz?
Tenzih Nedir?
Allah'ı insana özgü niteliklerden uzak tutmak demektir. Bu da Allah'ın zatı, sıfatları ve isimleriyle birlenmesiyle olur.
Günün Nüktesi
Şimdi top devridir
Yavuz Sultan Selim, Mısırı aldığından esir düşen kumandanlardan Kurtbayı huzuruna getirttir.
Kurtbaya:
- Kurtbay, yiğitlik ve cesaretine cidden hayran oldum. Sinanıma ve orduma yaptığını da biliyorum. Lakin imdi senin şecaat ve cesaretin neye yaradı. Akıbet memleketinizi kaybettiniz. O bahadırhane saldırışlar ne oldu? Ol şecaat kandedür, dedi.
Kurtbay:
-Hünkarım! Allaha şükür, şecaat ve cesaretim bakidür. Lakin memleketimizi siz kendi bahadırlığınız ve yiğitliğinizle almadınız. Bize ne yaptı ise ölüm saçan o menfur toplarınız yaptı. Onlar memleketimizin kaybına sebep oldu, dedikten sonra şöyle ilave etti:
- Sultan Kansu zamanında bir Berberi, Venedikten top getirip Mısıra satmak istedi. Fakat rical-i devlet, Peygamber Efendimiz'in Kılınç ve ok kullanınız emr-i şerifine aykırı görerek bu topları almadı. O zaman o Berberi zat: Yaşayan görecektir ki, bu memleket, bu toplara sahip olan bir millet tarafından elinizden alınacaktır diye bağırmıştı. Görünen o ki Berberi haklı imiş, dedi.
Yavuz Sultan Selim bunun üzerine:
-Kudret ve kuvvet Allahındır, amenna. Kur'an ve sünnete bu kadar bağlı iken neden Resulullah Efendimiz'in Silaha aynı silahla karşılık veriniz şeklindeki emr-i şerifini yerine getirmediniz. 900 sene geçti. O zaman kılınç ve ok devri idi. Şimdi top devridir, dedi.