Ama önemser ve üzerinde durursa temeli olmaya başlar şişer, büyür ve bir hastalık haline gelir. Namaz Allah’a manevi anlamda en yakın olunan ibadet olduğunda şeytan sürekli bu ibadet esnasında kişiyi rahatsız etmekte, kafasını karıştırmaktadır. Günlük yaşamda aklına gelmeyeni namaz esnasında kafasına sokar, düşüncesini değiştirir ve onu namazdan namazın hususundan uzaklaştırmakta. Şeytan bununla kalmaz kişinin ruhi dengesini de bozmakta. Oysa şeytanın bu boş kuruntusundan hemen kaçınmak lazımdır. Çünkü vesvese gerçek olmayan bir olaydır. Kişinin de namazına zarar vermez. Hatta fıkıhçılar namaz esnasında rekatların sayısı sık sık çağırıldığında vesveseye sebep olmaması için zannı galip ile hareket etmeyi tavsiye etmiş. Öyleyse şeytanın bu tuzağına düşmemek için güçlü, iradeli olup, bu güzelim ibadeti huşu içinde eda edip Onun boş evhamlarına bakmamak lazım.
Günlük işler için namazı kazaya bırakmak caiz mi?
İslam’da namaz, oruç ve hac gibi ibadetler için belirli ifa vakitleri konulmuştur. Bu vakitlerin kaçırılması halinde artık eda değil, kaza söz konusudur. Farz namazların kendi vakitleri içinde kılınması farzdır. Özürsüz olarak bir namazın kazası ile, bu kimsenin üzerinden namaz borcu düşse de geciktirmekten meydana gelen günah devam eder. Bunun için, namazı kaza eden kimsenin, ayrıca Allah’a tövbe etmesi gerekir. Buna göre günlük işler, sanat ve meslekler, aile fertlerinin geçimini sağlamak için yapılan çalışma ve işler namazın kazaya bırakılması için özür sayılmaz.
Abdestsiz olarak camiye girmede bir sakınca var mı?
İslam inancına göre temizlik imandandır. Abdestte bir temizlik olduğuna göre her daim temiz olmak yani abdestli olmak güzel bir davranıştır ki Hz. Peygamberin de tavsiye ettiği bir sünnettir. Camiiler de ibadet mekanlarımızdır. Bu güzel mekanlara girerken temiz, saygı ve tevazu ile ziyaret etmek Müslüman’a yakışan bir davranıştır. Aynı zamanda her camiye girdiğimizde “tahiyyatul mescit” namazı dediğimiz iki rekatlık bir namazı da kılmak sünnettir. Bu sünnet namazını da kılabilmek için abdest şarttır. Dolayısıyla camiye abdestli girmek hem temizlik, hem saygı babından, hem de en az kılınacak iki rekat namaz için gereklidir. Ancak abdestsiz de camiye girmenin bir sakıncası yoktur.
Günün Ayeti
Göklerde ve yerde nice ayetler, nice ibret içerikli belgeler vardır, yanlarından geçtikleri halde onları umursamazlar. Yusuf, 12/105.
Günün Hadisi
Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Tirmizi, Birr, 3.
Günün Sözü
Hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır. Yunus Emre
Günün Duası
Allah’ım kalbimize, evimize, vatanımıza, milletimize ve de dünyamıza huzur ver.
Bunları Biliyor Muyuz?
Cizye Nedir?
İslam devletinde zımmi denilen gayr-i Müslim vatandaştan, can ve mal güvenliklerinin korunmasına karşılık seneden seneye alınan vergi demektir.
Günün Duası
Kardeşinize Dua Ediniz…
Yezid b. Esamm şöyle anlatır: Şam ehlinden güçlü kuvvetli, nüfuz sahibi bir kimse vardı. Zaman zaman Hz. Ömer’in yanına gelirdi. Bir ara Hz. Ömer onu göremez oldu. Çevresindekilere, “Falan zat ne yapıyor, artık görünmez oldu?” dedi. “Ey mü’minlerin emiri! O kendisini içkiye verdi” dediler. Hz. Ömer, katibini çağırarak “Yaz! Ömer b. Hattab’dan falan kimseye. Selam sana! ‘Kendisinden başka ilah olmayan, günahları bağışlayan, tevbeleri kabul eden, azabı çetin ve ihsanı bol olan Allah’a hamd ederim. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur, dönüş ancak O’nadır.’ (Mü’min 40/3)” Ömer mektubu yazdırdıktan sonra arkadaşlarına dönerek “Allah’a yönelmesi ve Allah’ın tevbesini kabul buyurması için kardeşinize dua ediniz” dedi. O zat, Hz. Ömer’in mektubunu alınca; “Allah günahları bağışlayan, tevbeleri kabul eden, azabı çetin olandır” (Mü’min 40/3)cümlesini tekrar tekrar okudu ve “Allah beni hem azabıyla korkutmuş, hem de günahlarımı affedeceğini va’detmiş” diyerek ağladı. Daha sonra da güzelce tevbe etti. Hz. Ömer o zatın tevbe ettiğini haber alınca, “Bir kardeşinizin yoldan çıktığını, günaha saplandığını gördüğünüzde, onu doğru yola getirmeye ve Allah’ın affına güvenmesini sağlamaya çalışın. Tevbe nasip etmesi için Allah’a yalvarın. Kendisine beddua ederek aleyhinde şeytana yardımcı olmayın” dedi. (Kurtubi, el-Cami’, XV, 291)