2

Ölen kimsenin ödeyeceği haklar varsa bu haklar nasıl ödenir?


  • Oluşturulma Tarihi : 11.08.2016 08:23
  • Güncelleme Tarihi :

Dinen insanın borcu ikiye ayrılmaktadır. Allah’a karşı borçlar, kullara karşı olan borçlar. Bir kimse, üzerinde mesela oruç borcu olduğu halde vefat etmişse bu onun için Allah’a karşı bir borçtur. Kişi hayattayken bu oruçlarını tutmaktan aciz kalmış ise, orucunun borcunu fidye vererek ödemelidir. Ödeyememiş ise o zaman mirasından ödemeleri için mirasçılarına vasiyet etmelidir.

Aynı şekilde zekat, kefaret gibi borçları için de vasiyet ederse varisleri bunu bıraktığı mirasın üçte birinden yerine getirmek zorundadırlar. Vasiyet etmemesi halinde ise varisler dilerlerse onun borcunu ödeyebilirler.

Borç Allah’a karşı değil de kullara karşı ise o zaman bu borcu kişi ya ödemeli ya da helallik almalıdır. Zira dinimizde insanların kul haklarına saygılı olunması emredilmiş; kul hakkı ihlalinin, hakkı ihlal edilen affetmedikçe, kimse tarafından affedilemeyeceği belirtilmiştir. Nitekim Veda Hutbesi’nde efendimiz: “Ey insanlar! Sizin canlarınız, mallarınız ırz ve namuslarınız, rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır. )” (Buhari, Hac, 132) buyurmuştur.

Bu yüzden ölen kişinin borçları varsa, techiz ve tekfinden sonra kalan malının tamamından borçları ödenir. Kalan miras borçların tamamını ödemeye yetmiyorsa, bu terikenin tamamı borçlar oranında alacaklılara bölüştürülür.

Kadın kocasının adak kurbanının etinden yiyebilir mi?

Adağın kelime manası, herhangi bir şeyi yapmaya söz vermektir. Dinî kavram olarak adak; Allah’ın rızasını kazanmak ve O'na tazimde bulunmak için, yapılması mecbur olmayan namaz, oruç ve kurban gibi farz ve vacip ibadet cinsinden bir şeyi yapmayı nezretmek suretiyle o ibadeti kişinin kendisine vacip kılmasıdır.

Farz veya vacip ibadet cinsinden adanmış olan bir şeyi yerine getirmek vaciptir. Çünkü adak yapan kimse bu hususta Allah'a söz vermiş demektir. Bu gibi hükümlerin uygulanmasında ise, kadın ve erkek arasında fark yoktur.

Ancak adanan adak kesildiği vakit bu adaktan bazı kimseler yiyemezler. Bunlardan birisi de karı kocadır. Şayet koca adak kurbanı kesecek olursa hanımı bu adağın etinden yiyemez. Aynı şekilde kadı adak kestiğinde bu adağın etinden kocası yiyemez.

Yemeğe üfürmek niçin mekruh kabul edilmiş?

Yiyecek ve içeceklere üfürmek caiz olmakla beraber mekruhtur. Çünkü verilen nefeste insan sağlığına zarar verecek karbon vardır. Bundan dolayı Hz. Peygamber hadisi şeriflerinde bu hususta, “Bardağı ağzından çek sonra nefes al” buyurmaktadır.

Buna göre yiyecek ve içeceklere üflemek insan sağlığına zararlı olduğundan üfürmek mekruhtur. Mekruh olduğu için sakınmak daha iyi ve daha güzeldir.

Evde ya da başka bir yerde otururken kıbleye karşı ayak uzatmak caiz mi?

Kıble namazda dönüp ibadet ettiğimiz mukaddes mekândır. Uzakta da olsak saygı duymamız gerekir. Kâbe’ye doğru yatmak veya ayak uzatmak bazı âlimler caiz demişseler ise de, aslında mekruhtur.

Kerahetinde harama yakın olduğunu söyleyenler de var. Bunun için, zaruret yoksa kıbleye doğru yatmamalı, uzanmamalı, hatta edeben çocukları bile yatırmamalı, onlara da kıblenin kutsallığı öğretilmelidir.

Günün Ayeti

Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve artık faizin peşini bırakın, eğer gerçekten müminler iseniz. Eğer böyle yapmazsanız, o zaman Allah ve Resulü tarafından size savaş açılmış olduğunu bilin. (Bakara 278-279)

Günün Hadisi

Hayırlar içerisinde sevabı en çabuk olanı, iyilik yapmak ve akraba ziyaretinde bulunmaktır.

Günün Sözü

“Herkes tarih yapabilir. Sadece büyük adamlar tarih yazabilir.”

Oscar Wilde

Günün Duası

Allah’ım bugünümü kazası belasız bitirmeyi bana nasip et.

Bunları biliyor muyuz?

Darü’l- İslam Nedir?

İslam memleketi veya başka bir ifade ile İslâm ahkâmının (kânunlarının) tatbik edildiği yer demektir.

Günün Nüktesi

Elveda Elhamra Elveda Endülüs...

Son Endülüs (İspanya) Emevi Devleti’nin hükümdarı Ebu Abdullah Muhammed XII. 1492 yılında Endülüs devletini tarihin karanlıklarına götüren Elhamra kararnamesini kabul ederek, sarayı İspanya Kralı II. Fernando ve Kraliçe Isabella’ya teslim etmişti.

2 Ocak 1492 sabahı Kardinal Don Pedro de Mendoza, Elhamra Sarayı’nın batısında Alcazaba denilen eski kalenin yelken kulesine gümüş haç dikerek, İspanya'da Müslüman hâkimiyetinin sona erdiğini ilan eder.

Endülüs’ü terk etmek için yola koyulan Ebu Abdullah, Granada’nın Padul dağlarına bakan eteklerinden son kez Elhamra Sarayına bakar. O gün yola koyulan Ebu Abdullah tam da o gün bir kayanın üzerine çıkar ve Elhamra’ya son kez bakar. Bu durum karşısında yüreğinin ıstırabına dayanamaz başlar ağlamaya, gözyaşları ıstırabından hıçkırıklara dönüşür.

Ve son kez dudakların şu sözler dökülür:  Elveda Elhamra elveda Endülüs...

Ebu Abdullah'ın halini gören annesi Ayşe hatun  ise  oğluna tarihe damgasını vuracak, şu ibretli sözleri söyler “Ağla hain ağla. Uğrunda savaşmayıp, erler gibi koruyamadığın memleketin için şimdi kadınlar gibi ağla…”

İspanyollar Ebu Abdullah’ın hıçkırıklara bürünüp ağladığı bu tepeye “Puerto del Suspiro del Moro” (Mağripli’nin İç Çekişi yani ağladığı liman) adını verdiler.

Ölen kimsenin ödeyeceği haklar varsa bu haklar nasıl ödenir?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık