Sayfa Yükleniyor...
Yapılan ibadetlerin ve hayırların sevaplarını başkasına bağışlamak dinen caizdir. Kişi okuduğu Kur’an’ın, yaptığı hatmin, kıldığı namazın ve istediği bir hayrın sevabını başkasına bağışlayabilir. İster sağ, ister ölmüş olsun, kendisine sevap bağışlanan kimsenin, bundan yararlanacağı umulur. Başkası tarafından bağışlanan sevapla, bir kimsenin bizzat yapması gereken ibadet borçları ödenmiş olmaz ise de bunlar iyilik ve sevaplarının çoğalmasına ve derecesinin yükselmesine vesile olabilir. Annesi babası öldükten sonra onlara bir iyilik yapıp yapamayacağını soran kimseye peygamber:
”Evet onlara rahmet dilemek, onlar için istiğfar etmek, vasiyetlerini yerine getirmek, dostlarına hürmet edip ikramda bulunmak, akrabaları ile ilgilenip onlara karşı üzerine düşeni yapmaktır” (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 130) buyurmuştur.
Annesinin aniden öldüğünü, şayet konuşabilseydi sadaka verilmesini vasiyet edeceğini zannettiğini, onun adına sadaka verirse sevabının kendisine ulaşıp ulaşmayacağını soran Sahabeye de: “Evet ulaşır. Onun namına sadaka ver” (Buhârî, “vasâyâ”, 19) buyurmuşlardır. Buna göre, sevabı ölen kimsenin ruhuna bağışlanmak üzere ibadet yapılabileceği gibi, çeşitli vesilelerle dua da edilebilir. Ancak 7, 40 ve 52. gün duası gibi uygulamaların hiçbir dini dayanağı yoktur. Ayrıca kişi sevabı bağışlarken kendi sevabından bir şey kaybetmez. Her iki kişiye de aynı şekilde yazılır.
Dini nikâhı belli bir mekanda kıyma zorunluluğu var mı?
Nikahın şartları yerine getirildikten sonra nikâh kıyılacak mekanın hiçbir önemi yoktur. Kız evinde, erkek evinde, camide veya başka bir yerde kısaca her yerde dini nikah kıyılabilir. Yeter ki dinimizin nikâh için koştuğu evlenecek taraflar, şahitler, gibi şartlar yerine getirilmiş olsun.
Ortak maldan ortağın izni olmadan ödünç veya sadaka vermek caiz mi?
Bir malın veya şirketin ortaklığında bütün ortaklar eşit hak ve yetkiye sahiptir. Hiç bir ortak diğer ortakların izni veya onayı olmadıkça ortak malda tasarruf hakkı yoktur. Bu malda tasarruf etme hakkı olmadığı gibi ödünç veya sadaka verme ya da hibe etme gibi hakkı yoktur. Fakat ortaklar birbirini bu işler için yetkili kılarsa tasarruf edebilir. Ortakların hepsi bu yetkiye sahip olursa hepsi de tasarruf edebilir.
Günün Ayeti
“Gerçekten Rabbimiz Allah’tır.” deyip, sonra da dosdoğru olanlara gelince onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Ahkaf, 46/13.
Günün Hadisi
Bir Müslüman’ın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o Müslüman için birer sadakadır.
Müslim, “Müsâkât”, 7.
Günün Sözü
Kendinden güçsüze merhamet etmeyen, kendinden güçlülerin zulmüne uğrar.
Sadi Şirazi
Günün Duası
Allah’ım ölülerimize rahmet, hastalarımıza şifa, borçlulara eda nasip eyle.
Bunları Biliyor muyuz?
Kelime-i Şehadet Nedir?
“Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şahitlik ederim” anlamındaki, “Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü” ifadesidir.
Günün Nüktesi
Bir zaman gelir ki…
Sahabeden Ebu Derda, bir ara sabah namazlarında Hz. Peygamber selâm verince, tesbih ve dualarından sonra acele ile mescitten çıkmaya başladı.
Bu hâl bir süre devam edince Hz. Peygamber sordu:
”Ey Ebu Derda! Sen mescide herkesten önce gelir, yine herkesten sonra çıkardın.
Şimdi sana ne oldu?”
Ebu Derda:
“Ya Resulallah! Malumunuz, hurmaların dallarda olgunlaşarak yere düştüğü bir sıcak mevsimdeyiz. Komşumun avlusundaki hurma ağaçlarının dalları bizim evin avlusuna sarkmış durumda!.. Geceleri bu dallardan avluya düşen hurmalar sabaha kadar çoğalıyor. Namazdan sonra hemen çıkıp gitmesem çocuklarım kalkacak, avlumuza dökülen hurmaları yiyecekler.
Halbuki ben çocuklarıma haram yedirmemek için Allah’a söz verdim. Bu sebeple namazdan sonra beklemeden kalkıp gidiyor, çocuklarım uyanıp avluya çıkmadan, dökülen hurmaları toplayıp komşumun avlusuna bırakıyorum. Acele ile çıkışımın sebebi budur.” diye cevap verdi.
Efendimiz buyurdular ki:
“Bir zaman gelir ki, insanlar yalnız malın, paranın gelmesini düşünür, helalini ve haramını düşünmezler.”