Sayfa Yükleniyor...
O, amel bakımından hanginizin daha güzel işler yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. (Mülk Suresi, 2)
Allah, kainatta var olan her şeyi belli bir amaç üzerine yaratmış ve bu ayetle de insanın yaratılışındaki gayeyi açıklamıştır. Dünya bir sınanma yeridir ve geçicidir. Hem tüm insanlar hem de dünya için, zamanı Allah indinde belirlenmiş olan bir son vardır. İnsanlar kendilerine verilen kısa ömrü, Allahın belirlediği ve Kuranda kendilerine bildirilen sınırlara göre yaşamakla yükümlüdürler. Burada yaptıklarının karşılığını ise ahirette alacaklardır.
Allah, insanları denemek için yaşamı yaratmış ve onları dünyaya geçici olarak yerleştirmiştir. Burada karşımıza çıkan olaylarla bizi sınamakta; iman edenlerle inkarcıların belli olması, inananların kötülüklerden arınması ve cennet ahlakına ulaşması için hayatı devam ettirmektedir.
Yani dünya sadece Allahın hoşnutluğunu kazanabilmemiz için bir sınanma ve eğitim yeridir. Dünyada bulunma amacımızın özü, öncelikli olarak her şeyi yaratan Rabbimizi gereği gibi tanıyıp takdir etmemiz, Onun emirlerini ve koymuş olduğu yasakları titizlikle korumamızdır.
Bununla birlikte dünya hayatının geçici ve sahte bir süsten ibaret olduğunu fark etmemiz ve hayatımızı ahireti hedef alarak düzenlememizdir. Hayatını, ahireti esas alarak düzenleyen bir insan, aslında dünyada da olabilecek en güzel, rahat ve huzurlu yaşamı sürdürecektir.
SORU VE CEVAPLAR
Vaktinde ödenmeyen sadaka-ı fıtır borcu nasıl ödenir?
Bütün ibadetlerde olduğu gibi sadaka-i fıtır yükümlülüğü de geciktirilmeyip zamanında yerine getirilmelidir. Bununla birlikte zamanında ödenmemişse, bu fitrelerin mümkün olan ilk fırsatta ödenmesi gerekir. Yani fıtır sadakasının borcunu kaza etmek gerekir.
Kaza oruçlarının aralıksız olarak tutulması gerekir mi?
Ramazan ayında tutulmayan oruçların ve başlanıp da bozulan oruçların kaza edilmesi gerekir. Kuran-ı Kerimde, İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar. buyrulmaktadır (Bakara 2/184).
Kaza oruçlarının aralıksız tutulması hakkında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu itibarla, kazaya kalan oruçlar oruç tutulması mekruh olan günler dışında, ardı ardına veya ayrı olarak tutulabilir. Ancak bu oruçların, geciktirilmeden bir an önce tutulması uygun olur.
Ramazan ayından sonra Şevval ayında altı gün oruç tutmanın dindeki yeri nedir?
Ramazan ayı ve bayramından sonra şevval ayı içinde altı gün orucu adıyla bilinen orucu tutmak sünnettir. Şevvâl ayının ilk gününde -ki ramazan bayramının ilk günüdür- oruç tutulması haramdır. Bayramın diğer günlerinde ve şevvâl ayında kaza veya nafile oruç tutulabilir.
Oruç ayı ramazanın tamamlayıcısı durumunda olan şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruç, bir Müslümana bütün bir yıllık oruç sevabı kazandıracaktır. Bu altı günlük orucun bitişik olması, yani hiç ara vermeden tutulması mecburiyeti yoktur; aralıklarla da tutulabilir. Şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruçla, bir yıl oruç sevabının nasıl elde edileceği Alimlerce şöyle ifade edilir:
Dinimizde, bir iyilik yapana on sevap verileceği yolundaki hadis esas alındığında, bir Müslüman otuz günlük ramazan orucuna ilâveten şevvâl ayındaki altı günlük oruçla otuz altı gün tutmuş olmaktadır. Bu otuz altı rakamı, hadiste ifade edilen on sevap ile çarpıldığı zaman 360 gün elde edilir. Böylece kamer ay hesabıyla bütün bir yıl oruçla geçirilmiş gibi olur.
Kadının ziynet olarak kullandığı altının zekatı var mı?
İslam hukukuna göre kadın, ekonomik olarak kocasından bağımsızdır. Yani kadının da erkek gibi kendisine ait menkul veya gayri menkul malı olabilir. Bu durumda, sahip olunan o mallar nisab miktarını aşıyorsa, kadın hükmen zengindir ve erkek gibi zengin sayılır.
Hanefi mezhebine göre ziynete yani süs eşyası altına zekat düştüğünden nisap miktarını aşan ziyneti olan bir kadının dinen zengin sayıldığı için zekat vermesi gerekir.Şafii mezhebine göre ziynete zekat çıkmadığı; için ziyneti olan bir kadın zekat vermek zorunda değildir. Ama bu ziynet çok abartılı bir miktar taşıyorsa Şafiiye göre de kadın zekat vermek zorundadır.
Bayramda mezarlıklarda para karşılığında Kuran okumak caiz mi?
Ölüye faydası dokunan ibadetlerden bir tanesi de Kuran okumaktır. Kuran okuyup veya okutmakla sevabını ölen kişiye bağışlamak dinimizce uygun bir davranıştır.
Cumhuru ulemaya göre bir kimse hiçbir maddi menfaat beklemeden ve almadan Kuran-ı okur ve bunun sevabını ölüye bağışlarsa yaptığı bu davranış sünnete uygun ve faydalı bir davranıştır. Fakat pazarlıklı menfaat karşılığında başkalarına Kuran okumak dinen uygun değildir.
Günün Ayeti
Allahtan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının.
Günün Hadisi
Sadakaların ve yardımların en hayırlısı, verilen kimsenin ihtiyacını giderendir.
Günün Duası
Allahım ramazanda tuttuğumuz oruçları, kıldığımız namazları, ettiğimiz duaları ve yaptığımız hayırları kabul eyle ve bizi bayrama eriştir.
Günün Sözü
Cimri zengin, cömert yoksuldan daha yoksuldur.
Hz. Ali
Günün Nüktesi
Bakın defterine
Hz. Peygamber buyuruyor; Kıyamet günü ameller arasında önce namazın hesabı verilecek. Bu hesap güzel olursa kul kurtuluşa erdi demektir. Bu hesap bozuk olursa kul hüsrana düştü demektir.
Eğer farzında eksiklik çıkarsa Allah: Bakın kulumun defterine yazılmış nafilesi var mı? buyurur. Böylece farzın eksiklikleri nafile (namazları) ile tamamlanır. Sonra bu tarzda olmak üzere diğer amelleri hesaptan geçirilir.
Ramazan Kavramları
Eyyâm-ı Bid Nedir?
Eyyâm-i bîd, kamerî ayların 13., 14. ve 15. günlerine denir. Peygamberimiz, Ramazan orucu farz kılınmadan önce bu günlerde orucu tutmuş. Ramazan orucu farz kılındıktan sonra da bu orucu nafile olarak tutmaya devam etmiş ve Kim her aydan üç gün oruç tutarsa ömür boyu oruç tutmuş gibi olur. (Tirmizî, Savm, 54, III, 135) sözleriyle bu orucun tutulmasını teşvik etmiştir. Bu itibarla eyyâm-i bîd orucu tutmak müstehaptır.
Kısa Surelerin Mealleri
Kafirun Suresi:
1 - De ki: Ey kâfirler
2 - Sizin taptıklarınıza ben tapmam.
3 - Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz.
4 - Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim.
5 - Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.
6 - Sizin dininiz size, benim dinim banadır.
Kutsal Mekanlar:
Cennetül-Mualla
Kabeye 2 km uzaklıkta, cin mescidine oldukça yakındır. İslamiyetten önce ve İslamiyetin ilk yıllarında ismi Hacun olan bu kabristan. Hz. Peygamber Efendimizin Bu kabristan ne güzeldir demesi üzerine Cennet-ül Mualla adıyla anılır olmuştur. Bu kabristanda İslamiyete hizmet etmiş birçok şahsiyetin yanında Hz. Peygamber Efendimizin dedesi Abdülmuttalip, zevceleri Hz. Hatice validemiz oğulları Kasım, Abdullah ve Abdullah Zübeyr, amcası Ebu Talipin de kabirleri bulunmaktadır. Önceki yıllarda bu kabirler kubbeli türbeler olsa da, 1926 yılında bütün kubbeler yıkılarak mezarların kimin olduğunu belirleyen taşlar kaldırılmıştır. Günümüzde Cennet-ül Mualla içinde hiç bir mezar taşı bulunmamaktadır. Kabir taşları, tazimde ziyarette aşırılığa meydan vermemek için kaldırılmış olup 591 mezar taşı Riyaddaki müzede sergilenmektedir.