Sayfa Yükleniyor...
İslam dinin de uğursuz diye bir zaman ya da rakam yoktur. On üç (13) rakamının uğursuz oluşunun itikat ve düşüncesi biz Müslümanlara ait olan bir itikat ve düşünce değildir.
Bu sayının uğursuz oluşunun kaynağı Hıristiyan ve Yahudi kaynaklardır. Zira Hıristiyan kaynaklarına göre; Hz. İsa'nın çarmıha gerilmesinden önce bulunduğu son yemekte toplam 13 kişi bulunuyordu. Yine Peygamberimiz Hz. Muhammedin doğduğu (571) ve İstanbulun fethedildiği (1453) tarihlerin rakam toplamları da on üçtür.
Yahudilere göre ise, 13 sayısının uğursuz olmasının nedeni İbrani alfabesinin 13'üncü harfinin "mavet" (ölüm) sözcüğünün ilk harfi olan "m" olmasıydı.
Bu gerekçelerden dolayı Hıristiyanlar ve Yahudiler on üç rakamını uğursuz kabul etmektedirler. Bu düşüncenin temelinde İslam düşmanlığı vardır.
Dolayısıyla İslam dinin de uğursuz diye bir zaman ya da rakam yoktur. Herhangi bir varlık, zaman, mekân, rakam uğursuzlukla yorumlanamaz.
Hacca giden kişi insanlardan helallik almak zorunda mı?
Dinimiz, kul haklarına çok önem vermiş ve inananların bu haklara karşı duyarlı ve saygılı olmalarını emretmiştir. Ayrıca kul hakkı ihlalinde, hakkı ihlal edilen affetmedikçe, kimse tarafından affedilemeyeceği de belirtilmiştir. Veda hutbesinde Hz. Peygamber; Ey insanlar, sizin kanlarınız, mallarınız, (ırzlarınız) kişilikleriniz rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır). (Buhârî, Hac, 132) buyurmuştur.
Bir hadisi şerifinde de Rasûlüllah şöyle buyurmuştur: Kimin yanında kardeşine ait haksız alınmış bir hak varsa, o haksızlıktan dolayı hak sahibiyle helâlleşsin. Gerçek şu ki, kıyamette hiçbir altın ve hiçbir gümüş yoktur. Kardeşinin hakkı için kendi sevaplarından alınmadan evvel, dünyada onunla helâlılaşsın. Ahirette zalimin o hakkı karşılayacak sevapları bulunmazsa, kardeşinin günahlarından alınır da o zalimin üzerine atılır. (Buhari, Rikâk, 48)
Buna göre hacca giden kişinin yolculuğa başlamazdan önce çevresindekilerle helalleşmesi, haccın adabındandır. Helalleşmeden hacca gitse; helalleşme haccın sıhhatinin şartlarından olmadığı için haccın geçerliliğine zararı olmaz. Ancak hac Allahın haklarını affettirir, lakin varsa ve helalleşilmemiş ise o kulun hakkı kalır. Onun için kişi hacca gideceği vakit dost, akraba ve arkadaşlarla helalleşmelidir.
Ölü yemeğinin İslamda yeri var mı?
İslâmda, Peygamber Efendimizin sünnetinde ve İslâm âlimlerinin tatbikatında ölünün yedinci, kırkıncı, elli ikinci gecesi gibi bir âdet ve ibadet şekli yoktur.
Bu yemek ya da anma diğer kültür ve inançlardan Müslümanların hayatına sokulmuş bir adettir. Bu yemeğin İslamda yeri olmamakla beraber her zaman ve her gün ölülerimiz için yemek verebilir. Mevlitler dualar, Kuran-ı Kerim okunabilir. Ancak bunu belli bir güne hasretmek doğru değildir.
Bu okuduklarımız onların ruhunu serinletecek, kabirlerini nurlandıracak, varsa üzerlerindeki kabir azabını hafifletecektir diye temenni ederiz.
Farz-ı Kifaye nedir?
Bazı Müslümanların yerine getirmesi ile e diğerlerinden düşen ibadetlerdir. Cenaze namazı gibi Farzların yapılmasında büyük sevaplar vardır. Özürsüz olarak yapılmamaları da, Allahın azabını gerektirir. Kifaye olan farzı, Müslümanların bir kısmı yapmadığı takdirde, bundan haberi olan ve bunu yapmaya gücü yeten bütün Müslümanlar Allah katında sorumlu olup günah işlemiş bulunurlar.
Mesela: ortada bir cenaze varsa ve hiç kimse onun namazını kılmıyorsa, naaşını gömmüyorsa orada olan bütün Müslümanlar bundan dolayı sorumludurlar. Cenazeyi kaldırmazlarsa, namazını kılmazlarsa hepsi de günah işlemiş olurlar.
Günün Ayeti
Sabredenlere, felâketlere karşı dişlerini sıkıp göğüs gerenlere, mükâfatları hesapsız ödenecektir."
Zümer sûresi (39), 10
Günün Hadisi
Haksız yere zulmen bir adam öldürülürken, hiçbiriniz o yerde durmayın. Çünkü lanet orada durup da öldürülen o mazlumu savunmayan o kişi üstüne iner.
Günün Sözü
Düşmanından çok dostundan kork. Çünkü dostluk sona ererse; Sana nasıl zarar verebileceğini en iyi dostun bilir.
Bob Marley
Günün Duası
Allahım bu yeni günümüzde bize huzur ve mutluluk ver. Malımızı ve ömrümüzü bereketlendir.
Bunları Biliyor muyuz?
Ebabil Nedir?
Fil Sûresinde kuşların sıfatı olarak kullanılmıştır. Yemen Vâlisi Ebrehe, ordusu ve filleriyle Ka'beyi yıkmak için gelip Beytullah'ı kuşatınca Allah üzerlerine sürü sürü, ardı ardına gelen kuşlar (tayran ebâbîl) göndermiştir.
Bu sürü sürü kuşlardan her biri; biri ağzında ikisi de ayaklarında olmak üzere mercimek, nohut ve fındık büyüklüğünde üçer taş atarak Ebrehe'nin ordusunu perişan etmiş, darmadağın yapmıştır.
Günün Nüktesi
Gönül meyvesini mi kopardınız?
Ebû Musa tarafından naklediliyor: Resûlullah şöyle buyurmuştur:
Bir kulun çocuğu öldüğü zaman Allah Teâlâ meleklerine:
- Kulumun çocuğunun ruhunu mu aldınız, buyurur. Melekler:
- Evet, derler. Allah Teâlâ:
- Kulumun gönül meyvesini (ciğerparesini) mi kopardınız, buyurur. Melekler:
- Evet, derler. Allah Teâlâ:
- Peki, kulum ne dedi? buyurur. Melekler:
- Sana hamdetti ve innâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn diye istircâda bulundu, derler. Bunun üzerine Allah Teâlâ:
- O halde kulum için cennette bir ev yapın ve adını da hamd evi koyun! buyurur. (Tirmizi, Cenaiz 36)