Sayfa Yükleniyor...
Oruç, namaz, zina, adam öldürme gibi ibadet ve yasaklar bütün peygamberler döneminde vardır. Oruç ibadeti de Hz. Peygamberin ümmetinden önceki ümmetler döneminde de vardı ve farzdı.
Nitekim Kuran-ı Kerimde orucun bizden önceki ümmetlere ve şimdi de bize farz olduğunu ifade eden ayet: Ey iman edenler oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. (Bakara 183) vardır.
Dolayısıyla oruç ibadeti sadece Hz. Muhammedin ümmetine farz kılınmamıştır. Daha önceki toplumlara da farz kılınmıştır. Ancak ay olarak Ramazanda değildi.
Hangi durumlarda Ramazanda oruç tutulmayabilir?
İslam dini, kişileri, güçleri nispetinde sorumlu tutmuş güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir.
Şu mazeretlere sahip kimseler, dinen ramazanda oruç tutmakla yükümlü olmayıp daha sonra kaza etmeleri veya yerine fidye vermeleri gerekir:
a) Yolculuk: Yolculuk, Ramazan ayında oruç tutmamak için ruhsat olarak kabul edilmiştir. Yolculuk esnasında tutulmayan oruçlar, daha sonra kaza edilir. Kuranda Ey inananlar! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allâha karşı gelmekten sakınasınız diye, size de sayılı günlerde farz kılındı. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa, o iyilik kendisinedir. Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha iyidir. buyrulmaktadır. (Bakara, 2/183-184).
Geceden oruç tutmaya niyetlenip de gündüzleyim yolculuğa çıkak zorunda olan kimse yolculukta zorluk çekerse, daha sonra kaza etmek üzere orucunu bozabilir. Ancak orucunu tamamlaması daha uygundur. Hz. Peygamber, Mekkenin fethi için sefere çıktığında oruçlu iken, Kedîd denilen yere varınca orucunu bozmuştur.
(Buharî, Savm, 34)
Bu uygulama, sefere çıkınca orucun bozulabileceğini göstermektedir.
b) Hastalık: Oruç tuttuğu zaman, hastalığının artmasından veya uzamasından endişe edilen kimse ile hastalığı sebebiyle oruç tutmakta zorlanan kişilerin Ramazan ayında oruç tutmayıp, iyileştikten sonra bunları kaza etmelerine izin verilmiştir.
Yukarıda zikredilen ayet buna işaret etmektedir. Uzman bir hekim tarafından oruç tutması hâlinde hasta olacağı bildirilen kimse de hasta hükmündedir.
c) Hamilelik ve çocuk emzirme: Oruç tutmaları kendilerine veya çocuklarına zarar vermesi hâlinde, hamile kadınlar oruçlarını tutmayabilirler. Emzikli kadınlar da, sütlerinin kesilmesi ve çocuklarının zarar görebileceği durumlarda oruç tutmayabilirler. Hz. Peygamber buna müsaade etmiştir (Nesâî, Sıyam, 50-51).
e) Yaşlılık: Oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimseler, oruç yerine fidye verebilirler. Bakara suresinin 184. ayetinde, bu şekilde olup da oruca güç yetiremeyenlerin, oruç tutmayıp fidye vermeleri gerektiği hükme bağlanmıştır. İyileşme umudu olmayan hastalar da aynı hükme tabidir.
Günün Ayeti
Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi fark ettirip (izin alıp) ev halkına selâm vermedikçe girmeyin
Nur 24/27.
Günün Hadisi
Hayâ ancak hayır kazandırır.
Buhârî, Edeb, 77.
Günün Sözü
Bir insanın taşıdığı ahlak, sırtında taşıdığı elbiseden daha önemlidir.
Mevlana
Günün Duası
Allahım bugün beni olaylara ve kişilere karşı sabırlı eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Dârut-Teklif Nedir?
Kulların Allahın emirlerini yerine getirmekle mükellef, sorumlu tutulduğu yer demektir ki bu da dünyadır.
Günün Nüktesi
Allaha ve ahirete iman eden
Ebû Hüreyreden rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
Allaha ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin.
Allaha ve âhiret gününe iman eden kimse akrabasına iyilik etsin.
Allaha ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!
Buhârî, Nikâh, 80.