Piknikte toprak, çim üzerinde kılınan namaz sahih olur mu?


  • Oluşturulma Tarihi : 08.07.2023 05:03
  • Güncelleme Tarihi :
Piknikte toprak, çim üzerinde kılınan namaz sahih olur mu? yazının resmi

Dolayısıyla namaz kılarken illaki seccadenin üzerinde namaz kılmak zorunda değiliz. Dağda, bayırda, çimende, temiz toprakta ya da evde temiz bir halının üzerinde… Namaz kılmada hiçbir sakınca yoktur. Yeter ki namaz kılınan mekan temiz olsun, üzerinde bir pislik, necaset olmasın. Durum bu olmakla beraber seccadenin üzerinde namaz kılmak daha iyi ve güzeldir. Hele evdeysek seccadenin üzerinde kılmamız daha doğru olur.

Bir markayı sahibinden izin almadan kullanmak caiz mi?
Başkasının emeğini gasp anlamına gelecek her iş, tutum ve davranış, kul hakkı sorumluğunu gerektirir. Kul hakkı ki Allah’ın affetmediği günahtır. Kulun hakkı sahibine iade edilmedikçe veya helallik alınmadıkça ortadan kalkmaz. İslam dini, emeğe büyük önem verir, haksız kazanca ise karşı çıkar. Kur’an-ı Kerim’de: “İnsan için ancak çalıştığı vardır.” (Necm, 53/39) buyrulur. Hz. Peygamber de emeğin hakkının verilmesini değişik hadisleriyle ifade etmişlerdir. Bunlardan birinde: “Hiçbir kimse, elinin emeği ile kazandığını yemekten daha hayırlı bir kazanç yememiştir. Allah’ın Peygamberi Davud da kendi elinin emeğini yerdi.” (Buhari, “Büyu’”, 15) buyurmuşlardır. Buna göre, emek ve gayret sarf ederek toplum nezdinde itibar gören bir firmanın kendi markasının izinsiz olarak başkaları tarafından kullanılması kul hakkı ihlaline ve müşterilerinin aldatılmasına sebep olacağından dolayı İslam ahlakıyla bağdaşmamaktadır. Ayrıca bu yolla haksız kazanç sağlamak da dinen caiz değildir.

İslam’da estetik yapmanın caiz olmama sebebi nedir?
İslam dini, insanın yaratılıştan var olan güzelliklerini daha belirli hale getiren, takı takma, saçları tarama, meşru ölçüde süslenme, güzel giyinme... gibi davranışları mubah kılmıştır. Ancak, fıtraten yani yaratılıştan verilmiş özellik ve şekillerin değiştirilmesini yasaklamıştır.  Nitekim Rasulüllah Efendimiz, süslenmek maksadıyla vücutlarına dövme yapan veya yaptıranlara, dişlerini yontarak seyrekleştiren ve şeklini değiştirenlere lanet etmiştir. Buna göre, Allah’ın yarattığı şekli beğenmeyerek, ameliyatla bazı uzuvların şekillerini değiştirmek, tabiî güzelliğin fevkinde güzellik aramak dinen caiz değildir. Çünkü bu yaratılışı beğenmemektir. İslam dini de bundan dolayı estetik ameliyatı caiz görmemektedir. Kur’an-ı Kerim, şeytanın “Şüphesiz onlara emredeceğim de Allah’ın yaratılışını değiştirecekler” (Nisa, 4/ 119) dediğini naklederek, bu tür davranışları şeytanî işler olarak nitelemektedir. Ancak zaruri bir durum varsa trafik kazasında yüzün parçalanması misali estetik olmada bir sakınca yoktur.
Günün Ayeti
İnsan, kendisine karşı kimse güç yetiremez mi sanıyor? Beled, 90/5.
Günün Hadisi
“Üç şey insanın saadetinden üç şey de insanın mutsuzluğundandır. İyi bir eş, geniş bir ev ve iyi bir binek. Kötü bir eş, kötü ev ve kötü binek ise mutsuzluk kaynağıdır.” (Buhari, “Nikâh”, 18.)
Günün Sözü
Dostuna da düşmanına da yardım et. Çünkü o zaman, dostunla daha yakın dost, düşmanınla da dost olursun. Cledbul
Günün Duası
Ya rabbi bugün beni günah işlemekten koru.
Bunları biliyor muyuz?
Kavli Sünnet nedir?
Hz. Peygamberin dinî konulardaki sözlerini ifade eden bir kavramdır.
Günün Nüktesi
Kurabiye…
Büyük bir hava meydanının bekleme salonunda, genç bir bayan uçağına binmek üzere bekliyordu. Uçağın hareketine saatler olduğu için zaman geçirmek için bir kitap ve bir paket küçük kurabiye satın aldı. Dinlenmek ve kitabını okumak için VIP salonunda bir koltuğa yerleşti. Kurabiye paketinin durduğu sehpanın yanındaki koltuğa bir adam oturdu; dergisini açıp okumağa başladı.
Genç kadın ilk kurabiyesini aldı. Adam da bir tane aldı. Bayan çok rahatsız hissetti kendisini ve: “Sinir bir şey! Havamda olsaydım bu cüretinden dolayı onu yumruklardım!” diye düşündü. Bayan bir kurabiye alıyor, adam da bir tane alıyordu. Çıldıracak gibiydi bayan; ama olay çıkarmak istemiyordu.
Nihayet son kurabiye kalınca kadın: “Bu küstah adam şimdi ne yapacak?” diye düşündü. Adam son kurabiyeyi aldı; onu ikiye böldü ve bir parçayı kadına verdi.
Aaaa! Bu kadarı da fazla! Çok öfkelenmişti şimdi! Kadın sinir içinde kitabını ve diğer şeylerini alıp bir fırtına gibi giriş salonuna, oradan da uçağın içine yöneldi. Uçaktaki koltuğuna oturdu. Gözlüğünü almak için çantasını açtı. Ne görsün? Kurabiye paketi açılmamış olarak orada duruyordu. Çok utandı. Çok büyük bir yanlış yaptığını anladı. Kurabiyelerinin paketini açmadan çantasına koyduğunu unutmuştu. Adam kendi kurabiyelerini, hiç sinirlenmeden, yüksünmeden kadınla paylaşmıştı. Kadın kurabiyelerinin paylaşıldığını düşünerek çok sinirlenmişti. Ve şimdi bu durumu açıklama şansı yoktu. Özür dileme imkanı da kalmamıştı.
Telafi edemeyeceğiniz dört durum vardır:
Taş... … atıldıktan sonra!
Söz... ...ağızdan çıktıktan sonra!
Fırsat... …Kaçtıktan sonra!
Zaman... …Geçtikten sonra!
Paylaşılmayan hiçbir şeyin tadı yoktur!

Piknikte toprak, çim üzerinde kılınan namaz sahih olur mu?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık