2

Promosyon bir malı almak caiz mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 19.02.2016 09:15
  • Güncelleme Tarihi :

      Öncelikle şunu bilmek gerekir ki alış verişi cazip hale getirmek için meşru olmak kaydı ile verilen her şey dinen caizdir. Bu anlamda promosyon sürümü artırmak için satılan malla beraber ilave olarak para, eşya ve benzeri bir şeyi bedava olarak müşteriye vermektir.     

       Herhangi bir şart olmaksızın ve verilen promosyon meşru olmak kaydıyla satışla beraber promosyon verme de bir sakınca yoktur. Çünkü alıcı neye para verdiğini, satıcı da neyi pazarladığını bilmektedir. Örnek olarak; televizyon telefon verilmesi gibi bir alışveriş dinen sakıncalı değildir.

      Burada en önemli nokta; alıcıyı aldatacak bir unsura yer verilmemesidir.

Cuma günü camide namaz kılacak yer bulamayan kimse yerde seccadesiz namazı kılması caiz mi?                 

        Temiz olan her yerde namaz kılınır. Hz. Peygamber bu hususta şöyle buyurmaktadır. “Yeryüzü bana mescit kılındı.” Dolayısıyla namaz kılarken illaki seccadenin üzerinde namaz kılmak zorunda değiliz. Dağda, bayırda, çimende, temiz toprakta ya da evde temiz bir halının üzerinde… Namaz kılmada hiçbir sakınca yoktur. Yeter ki namaz kılınan mekan temiz olsun, üzerinde bir pislik, necaset olmasın.

       Durum bu olmakla beraber seccadenin üzerinde namaz kılmak daha iyi ve güzeldir. Hele evdeysek seccadenin üzerinde kılmamız daha doğru olur.

       Dolayısıyla Cuma günü kalabalıktan cami içinde seccadenin üzerinde namaz kılacak yer bulamayan kimse temiz olmak kaydıyla yerde namaz kılmasında bir sakınca yoktur.

Kişi borcunu ödediğinde borcundan fazla verse bir sakıncası var mı?

      Borç alırken bir fazlalık şart koşulmadığı takdirde ödemede verilen fazlalığın bir sakıncası yoktur. Hatta Şafiî mezhebine göre böyle bir davranış sünnettir. Zira kişi bir iyilik yapmıştır siz de pazarlık ve şart olmadığı halde gönlünüzden gelmiş ve borç verene bir jest yapmış olduğunuzdan caizdir.

       Ancak borcu verirken başta böyle bir fazlalığı şart koşmak caiz değildir. Çünkü böyle bir fazlalık faiz olur faiz ise İslam’ın yasakladığı ve haram kabul ettiği büyük günahlardan bir günahtır.

Cuma günü nafile oruç tutmakta bir sakınca var mıdır?

      Oruç tutmak, bayram günleri gibi bazı günlerde mekruh görülmüştür. Aynı şekilde sadece Cuma günleri nafile oruç tutmak da tenzihen mekruh görülmüştür.

     Hz. Peygamber; “Sizden hiç kimse Cuma günü oruç tutmasın. Ancak bir gün önceden veya sonradan oruç tutuyorsa bu takdirde Cuma günü de oruç tutabilir” buyurmuştur (Ebû Davud, Savm, 50).

     Buna göre, Cuma günü kazaya kalan veya adak gibi vacip bir oruç tutmakta sakınca bulunmamaktadır. Cuma günü nafile oruç tutmak isteyenlerin, bir gün önce veya sonrasında da oruç tutması uygun olur.

Günün Ayeti                                                                           

Kötülük ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayınız

Günün Hadisi

Evden çıkarken “Bismillahi, tevekkeltü alallahi, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah” diyen, tehlikelerden korunur ve şeytan ondan uzaklaşır.

Günün Sözü

 Bir insana tamamen güvendiğinizde iki sonuçtan birini elde edeceğiniz kesindir. Ya yaşam boyu dost, ya hayat boyu bir ders.

Günün Duası

 Allah’ım bugünün hürmetine ülkemize ve milletimize huzur ver. Bizi ve ülkemizi her türlü bela ve musibetlerden muhafaza eyle.

Bunları biliyor muyuz?

Şer Nedir?

Allah'ın hoşnut olmadığı, sevmediği, meşru olmayan, işlenmesi durumunda kişinin ceza ve kınamaya müstehak olacağı davranışlar demektir.

Günün Nüktesi

Allah’ın insanı koruması…

      Zünnun-ı Mısri şöyle bir kıssa anlatır. Bir gün elbiselerimi yıkamak için Nil nehrinin kenarına gitmiştim. Nehrin kenarında dururken, bir de baktım ki, görülmemiş şekilde büyük bir akrep bana doğru geliyor. Çok korkmuştum. Beni onun şerrinden koruması için Allah’a sığındım.

       Akrep nehre geldiğinde, sudan büyük bir kurbağa çıkıp akrebe doğru geldi. Akrep kurbağanın sırtına binip suyun üzerinde yüzüp gittiler. Ben de onların arkasından yürüyüp, peşlerinden takip ettim. Nehrin karşı yakasına geçtiklerinde, akrep kurbağayı bırakıp dalları büyük, gölgesi çok olan bir ağacın yanına gitti. Bir de baktım ki, ağacın altında bir genç mışıl mışıl uyuyor.

       Kendi kendime: La havle vela kuvvete illa billa. Bu akrep nehrin ötesinden buraya bu genci sokmak için geldi dedim ve içimden, akrep gence yaklaştığı zaman hemen onu öldürmeye karar verdim, Akrebe yakın bir yerde durdum. Bir de baktım ki, karşıdan büyük bir yılan, genci öldürmek için gence doğru geliyor. Akrep ona hücum etti, üzerine çıkıp başını sokmaya başladı. Akrep yılanın ölmesine kadar başını sokmaya devam etti. Yılan öldükten sonra, akrep nehre döndü. Kurbağa da onu orda bekliyordu. Akrep kurbağanın sırtına bindi, nehrin öteki yanına geçtiler. Ben arkalarından onlara bakıp duruyordum.

      Nihayet dönüp gencin yanına geldim, uyuyan gencin başucunda durarak şu beyitleri söyledim: Ey uyuyan, Allah seni karanlığın içindeki her türlü kötülükten korur. Allah’tan gözler nasıl uyurki sana ondan bütün nimetlerin faydaları gelir.

      Genç benim bu sözlerimden uyandı. Kendisine hadiseyi anlattım. Bunun üzerine genç tevbe etti, ölünceye kadar hayatı böyle devam etti.

Promosyon bir malı almak caiz mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık