Zamanında tutulmayan ya da tutulamayan oruçlar her zaman kaza edilebilir. Kişi fırsat bulduğu anda hemen kaza etmelidir. Bu oruçları imkan bulup da daha fazla geciktirmek uygun değildir. Hanefi mezhebinde bu oruçları sadece kaza etmek kafidir. Şafii mezhebinde ise gelecek Ramazan’a kadar kaza edilmezse, hem oruç tutmak, hem de fidye vermek gerekir.
Kaza oruçlarının aralıksız olarak tutulması gerekir mi?
Ramazan ayında tutulmayan oruçların ve başlanıp da bozulan oruçların kaza edilmesi gerekir. Kur’an-ı Kerim’de, “İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar.” buyrulmaktadır (Bakara 2/184). Kaza oruçlarının aralıksız tutulması hakkında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu itibarla, kazaya kalan oruçlar oruç tutulması mekruh olan günler dışında, ardı ardına veya ayrı olarak tutulabilir. Ancak bu oruçların, geciktirilmeden bir an önce tutulması uygun olur.
Kadınlar Ramazan’dan kalan oruç borcunu neden kaza ediyor da namazı kaza etmiyor?
Kadınlar doğum ay hali gibi durumlarda namaz kılması, oruç tutması, Kur-an’ı tutması okuması dinen caiz görülmemiştir. Bu özürleri geçtiği zamanda namazı kaza etmekte sorumlu değil, ama orucu kaza etmesi kendisine farzdır. Bu durum öncelikle Bu durum öncelikle taabbudi yani Allah’ın bildirip de bizim hikmetini bilmediğimiz bir meseledir. Fakat İslam fıkıhçıları bunu şöyle yorumlamaktadırlar: Namaz ibadeti her gün, her hafta, her ay ve her yıl kesintisiz bir şekilde vardır. Kadının da bu özrü hemen hemen her ay vuku bulmaktadır. Dolayısıyla bu namazı onlara kaza ettirmek biraz zor gelebilir. Onun için namazı kaza etmemektedir. Ama oruç ibadeti senede bir ay olduğundan ve her zaman erişme imkanı olmayabileceğinden kazası kadınlara farz kılınmıştır.
Süt anne ve babaya zekat vermek caiz mi?
Kişi kendi usul ve furuana zekat veremez. Yani kişi, anne, baba, dede ve ninelerle, çocuk ve torunlara zekat veremez. Çünkü kişi bakmakla yükümlü olduğu bu kimselere zekat verecek olsa verdiği zekat dolaylı yoldan kendisine dönmüş olacaktır. Zekat veren, verdiği zekattan hiçbir maddi menfaat sağlamamalı ve ondan yararlanmamalıdır. Kişinin sütannesi ve sütbabası her ne kadar kendisine ebediyyen haram olsa da onlara bakmakla yükümlü olduğu kimselerden olmadığı için onlara zekat verebilir.
Birisinden alacağı olan kimse bu alacağının zekatını vermek zorunda mı?
Geri ödeneceği kesin olan alacakların, her yıl alacaklı tarafından zekatlarının ödenmesi gerekir. Alacak tahsil edilmeden önce zekatı verilmemişse, tahsil edildikten sonra, geçmiş yıllara ait zekatlar da ödenmelidir. İnkar edilen veya geri alınma ihtimali olmayan alacakların her yıl zekatının verilmesi gerekmez. Şayet böyle bir alacak daha sonra ödenirse zekatını öder.
İki bayram arası düğün olmaz sözünün bir dayanağı var mı?
İslam dini, Müslümanların evlenip, yuva kurmalarına büyük önem verir. Kur’an-ı kerim’de evliliği teşvik eden bir çok ayet olduğu gibi Hz. Peygamber de evlilik için bir çok söz sarf etmiştir. Ama ne Kur’an-ı Kerim’de ne de peygamberlerin sünnetinde iki bayram arasında evlenmeyi yasaklayan bir nass (delil) yoktur. Bu yöndeki inanış ve söylentiler İslam dininin nikah bağı ile bağdaşmaz. Bağdaşmadığı gibi hurafeden öte gitmez. Kaldı ki, iki bayram arası olmayan bir zaman da söz konusu değildir. Ramazan Bayramı ile kurban bayramı arası olduğu gibi, Kurban Bayramı ile Ramazan Bayramı arası da bir zaman dilimidir. Buna göre her zaman nikah akdini şartlar oluştuğu vakit yapmak caizdir.
Günün Ayeti
Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et. (Hicr, 15/99)
Günün Hadisi
Allah’ın en çok sevdiği ibadet az da olsa devamlı olanıdır. (Buhari, “İman”, 32.)
Günün Sözü
Tevbe edenlerle beraber oturun! Çünkü onların kalbi daha incedir. Hz. Ömer
Günün Duası
Allah’ım bizi ibadetleri kabul edilen ve bayrama erişebilen kullardan eyle.
Ramazan Kavramları
Hacet Namazı Nedir?
Herhangi bir ihtiyacı olan kişinin, bu ihtiyacının giderilmesini Allah’tan dilemeden önce kıldığı namazdır.
Günün Nüktesi
Hangi Mü’min?
Abdullah İbni Ömer diyor ki: “Bir gün Resul-i Ekrem’in yanında bulunuyordum. Ensardan bir adam gelip selam verdikten sonra, ‘Ya Resulallah! Hangi mü’min daha faziletlidir?’ diye sordu. Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem de, ‘Ahlakı en iyi olan mü’min’ diye cevap verdi. O zat yine, ‘Ya Resulallah! Hangi mü’min daha zekidir?’ diye sorunca, ‘Ölümü en çok hatırlayıp ölümden sonrası için en iyi hazırlık yapanlar zeki adamlardır’ buyurdu. (İbni Mace, “Zühd”, 31)