2

Sabır ve Namaz…


  • Oluşturulma Tarihi : 28.06.2016 08:01
  • Güncelleme Tarihi :

“Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.”(Bakara Suresi, 153)

Allah, bu ayette iman eden kullarının sabır göstererek ve namaz kılarak Kendisi’ne yönelmelerini ve dua etmelerini bildirmektedir.

Namaz Allah’ın Kuran’da tüm Müslümanlara farz kıldığı ibadetlerden biridir. Bu ibadet müminlerin yalnızca Allah’a kul olduklarının ve ancak O’nun önünde secde ettiklerinin de bir göstergesidir. İnanan her kul Allah’ın Kuran’da belirttiği vakitlerde bu ibadetini yerine getirir. Ancak namaz müminler için sadece fiili olarak yapılan bir ibadet değildir. İnsanın Allah’a olan manevi yakınlığını ve teslimiyetini gösteren, kişinin Rabb’imiz yakınlaşması için bir yoldur.

Müminler namazlarında Rabb’imizi yücelterek kendileri için tek yardımcının Allah olduğunu ifade ederler. Namazlarının ardından Allah’a dua ederek, O’ndan yardım dilerler. Allah’ı zikretmek amacıyla namaz kılan müminler için bu ibadet, Rablerine yakınlaşmak için büyük bir fırsattır. Namazlarında huşu içinde Allah’a yönelen bir müminin imanda derinliği, samimiyeti, ihlası ve Yüce Rabb’imize olan yakınlığı artar. Allah da namaz kılıp, Kendisi’ne dua eden kullarına rahmetinin kapılarını açar. Onları her türlü kötülükten arındırıp, temizler.

Allah, iman eden kullarının üzerinde “Sabur” (çok sabırlı) ismini tecelli ettirir ve onların kalplerindeki kararlılık duygusunu pekiştirir. Elbette, Allah’a iman etmiş bir müminin göstereceği sabır ve sadakat, Rabb’imizin hoşnutluğunu umabileceği çok güzel bir tavır olacaktır. Kuran’da bildirilen gerçek sabrı yaşayabilenler sadece müminlerdir. Çünkü Allah’a samimi bir iman ile bağlanıp teslim olan, Rabb’imizin yüceliğini takdir edebilen, kadere karşı tam bir tevekkül gösterebilen ve ahiretin varlığına kesin bir iman ile iman edenler yalnızca onlardır.

Soru ve cevaplar

Bir Müslüman Ramazan günü oruca niyet etmemiş olsa akşama kadar bir şeyler yiyip içebilir mi?

Hasta yolcu ve ileri yaşlılık durumunda olduğu için oruç tutamayacak durumda olanlar oruç tutamıyorlarsa oruca niyet etmezler. O gün onlar için oruçlulara yasak olan şeyler yasak değildir.

Ancak böyle bir özrü olmadığı halde oruca niyet etmemiş olanlar niyet vaktini geçirmişlerse artık o gün akşama kadar bir şey yiyip içemezler. Diğer oruçlular gibi bir şey yemeden beklemeleri uygun olur. Her ne kadar oruçlu değillerse de oruca hürmeten yemez ve içmezler.

Kişi alacağına dair bir senedi fakire zekat olarak verebilir mi?

Zekat gıda ve giyim eşyaları gibi aynî olarak, para, döviz, altın gibi nakdî olarak da verilebilir. Senet ise; bir hakkın, bir malın, ödünç bir paranın kime ait olduğunu belirten, iki veya daha fazla kişi arasında tanzim edilmiş bir belgedir.

Dolayısıyla üzerinde yazılı miktardaki parayı temsil etmektedir. Bu nedenle, zekat mükellefi olan bir zengin, vadesinde ödeneceğini kesin olarak bildiği senedi, zekatına mahsuben fakire verebilir.

Oruçlu olan kimsenin, abdest esnasında ağzına su verirken boğazına su kaçarsa orucu bozulur mu?

Oruçlu olan kimsenin, abdest esnasında ağzına su verirken boğazına su kaçsa; oruçlu olduğunu hatırlamadan ağzına su almışsa ittifakla orucu bozulmaz.

Oruçlu olduğunu hatırladığı takdirde ağzına su verirse Hanefî mezhebine göre orucu bozulur Bilahare bir gün kaza etmek zorundadır.

Şafiî mezhebine göre ise oruçlu olduğunu bildiği halde mübalağa yapmadan ağzına su almış ve boğazına kaçmışsa orucu bozulmaz Amma mübalağa etmiş ise orucu bozulur.

Bir tüccarın satmak gayesiyle aldığı gayr-ı menkule zekat düşer mi?

Bir tüccar alış veriş yaparak kazanç elde edip dükkan ve bina gibi şeyler satın alırsa, şayet satmak üzere satın almışsa tabiatıyla ticaret eşyası olduğundan yıl sonunda yanında mevcut bulunan bütün ticaret malıyla birlikte hesaplayarak zekatını verecektir.

Yoksa ticaret için değil, satın aldığı şeylerde oturmak veya kiraya vermek üzere satın almış ise artık ticaret malı sayılmadığından zekata tabi değildir. Ancak onlardan elde edilen kazanç nisaba bağlı olursa ve yanında bir yıl kalırsa zekatını verecektir.

Babadan kalan miras zekâta dâhil edilir mi?

Babadan ya da bir başka akrabadan kalan miras Hanefi mezhebine göre hemen zekata dahil edilir. Yani zekat veren bir kimseye zekatını çıkaracağı vakit bir akrabasından miras kalsa o gelen mirasın parasını zekatına dahil eder. Gelen mirasın üzerinden bir yıl geçmesi gerekmiyor.

Ancak Şafii mezhebine göre zekat çıkaran kişiye böyle bir miras gelse gelen mirasın üzerinden bir yıl geçtikten sonra onun zekatını çıkarır.

Günün Ayeti

“Umulur ki oruç sayesinde kötülüklerden korunursunuz.”

(Bakara, 2/183)

Günün Hadisi

“Oruç benim içindir, onun karşılığını ben vereceğim.”

Günün Sözü

Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası dostunun yüz karası düşmanının maskarası

M. Akif Ersoy

Günün Duası

Ey affı ve mağfireti bol olan Allah’ım geçmişte işlemiş olduğumuz bütün günahlarımızı kıldığımız namaz ve tuttuğumuz oruçların hürmetine bağışla ve razı olduğun kullarından eyle.

Ramazan Kavramları

Tilavet secdesi:

 Kur’an’da on dört yerde geçen secde ayetlerinin okunması veya işitilmesi halinde yapılan secdeye denir.

Günün Nüktesi

Abdestin Fazileti

Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: Rasûlullah efendimiz buyurdular ki:

“Mü'min abdest aldı mı yüzünü yıkayınca, gözüyle bakarak işlediği bütün günahlar su ile -veya suyun son damlasıyla- yüzünden dökülür.

Ellerini yıkayınca elleriyle işlediği hatalar su ile birlikte -veya suyun son damlasıyla- ellerinden dökülür iner.

Ayaklarını yıkayınca da ayaklarıyla giderek işlediği bütün günahları su ile -veya suyun son damlasıyla- dökülür iner. (Öyle ki abdest tamamlanınca) günahlarından arınmış olarak tertemiz çıkar.”

Kısa Surelerin Mealleri:

Kafirun Suresi:

1 - De ki: Ey kâfirler

2 - Sizin taptıklarınıza ben tapmam.

3 - Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.

4 - Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim.

5 - Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.

6 - Sizin dininiz size, benim dinim banadır.

Kutsal Mekanlar

Altınoluk

Kâbe damında biriken suları Hicr’e akıtmak için kullanılan bir oluktur... Farsça Mizab-ür Rahme denir. Rahmet oluğu demektir...

İlk defa Miladi 605 yılında Efendimiz, 35 yaşlarında iken Kureyşliler tarafından yapılan tamir esnasında konmuştur. Daha önceleri Kabe’nin üstü açık idi, çatısı yoktu...

Emevi Halifesi Abdül Melik’in emri ile Miladi 710 yıllarında altınla kapatıldı. Altınoluk diye anılması bundan sonradır.

1553 yılında Kanuni Sultan Süleyman gümüş levha ile kaplı bir oluk gönderdi. Eskisi de muhafaza için İstanbul’a getirildi.

1612 yılında Sultan I. Ahmet, gümüş üzerine altın kaplı bir olukla değiştirdi.

1857 yılında Sultan Abdülmecid Han, altın oluğu yenilemişti.

Altınoluk, Kabe’nin en çok önem atfedilen yeridir.

Sabır ve Namaz…
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık