Abdest alırken bütün abdest organlarının yıkanması lazım. Abdest organlarından birinin kuru kalması demek abdestin tam olmadığı dolayısıyla sahih olmaması demektir. Aynı şekilde gusülde de bütün vücudun kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması lazım. Bu anlamda, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır. Jöle, oje gibi beden üzerinde tabaka oluşturan, suyun bedene ulaşmasına engel olan maddeler, abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce giderilmesi gerekir. Zira tırnakta bedene dahildir. Bedene dahil olduğuna göre abdest ve gusülden önce temizlenmesi gerekir. Jöle bir tabaka oluşturmuyorsa ki genellikle oluşturmaz (ve yıkandığında da akıp gitmektedir) gusle engel değildir.
Namaz kılarken secdede en az ne kadar beklemek gerekir?
Fıkıh dilinde, rüku ve secdede beklemeye tadili erkan denir. Tadili erkan, rükünleri düzgün, yerli yerinde ve düzenli olarak yapmak demektir. Namaz, müminin miracı ve İslam’ın ana direklerinden bir direk olduğundan kılındığında belli bir hassasiyet, önem ve düzgünlük içerisinde kılınması lazım. Tadili erkana uyularak kılınan namaz, şekil olarak düzgün ve kıvamında yerine getirilmiş olur. Böyle bir ehemmiyet içinde kılınan namaz “üstün körü” kılınmadığından bilakis tabiri caizse “dört başı mamur” kılınmadığından Allah indinde makbul olur. Böylece namazdan beklenen ibadet amacı da hasıl olmuş olur. Tadili erkan, Şafii, Hanbeli, Maliki ve Hanefi fıkıhçısı Ebu Yusuf’a göre farzdır. Bu fıkıhçılara göre namazda tadili erkan mutlaka yerine getirilmesi gerekir. İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye göre ise tadili erkan vaciptir. İslam fıkıhçılarından anlaşılan şudur ki namazda tadili erkan farzdır. Namazda dinin temel direklerinden bir direk olduğundan, namaz kılarken özellikle rükuda, rükudan doğrulmada secdede ve iki secde arasındaki oturuşta dikkat edilmesi gerekir. Buralarda en aza bir suphanallah diyecek kadar beklemek gerekir. Yoksa namaz eksik kaldığından fasit olur.
Müslüman kimse Müslüman olmayan kişiye domuz eti satabilir mi?
İslam fıkhına göre bir kimsenin herhangi bir malı satabilmesi için, önce o mala sahip olması gerekir. Sahip olunmayan bir şeyin satılabilmesi, şüphesiz söz konusu değildir. İslamî hükümlere göre, domuz eti, sarhoşluk veren içki ve benzerleri mallar Müslüman’ın sahip olabileceği mütekavvim bir mal değildir. Müslüman bunları satın alamaz, imal edemez ve edinemez. Bu itibarla, bir Müslüman’ın, müşterileri gayr-ı Müslim bile olsa, bu tür haram malların ticaretini yapması, dinen caiz değildir.
Günün Ayeti
“Şu üç kişiden kalem kaldırıldı: Uyuyan kişi uyanıncaya, çocuk buluğa erinceye ve akıl hastası olan da iyileşinceye kadar.”
(Ebû Dâvûd, “Hudûd”, 16.)
Günün Hadisi
İman etmedikçe cennete giremezsiniz.
Müslim, “Îmân”, 93.
Günün Sözü
İnsanı olgunlaştıran yaşı değil yaşadıklarıdır.
Günün Duası
Allah’ım bizi ve ülkemizi afet, sel ve musibetlerden muhafaza eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Sünneti müekkede nedir?
Hz. Peygamber ‘in devamlı olarak işleyip nadiren terk ettiği; farz ve vacip olmayan amelleri.
Günün Nüktesi
Neden bu kadar sakinsiniz?
Büyük bir arife sordular:
“Neden bu kadar sakinsiniz?”
Dedi ki;
Uzun zaman okumam ve tecrübelerimin neticesinde hayatımı beş esas üzerine kurdum:
1- Benim rızkımı kimsenin yiyemeyeceğini anladım ve sakinleştim.
2 –Allah’ın beni daima gördüğünü anladım ve hâya ettim.
3 – Benim işimi kimsenin yapamayacağını anladım ve çalışmaya koyuldum.
4 – Anladım ki işimin sonu ölümdür ve ona hazırlandım.
5 – Anladım ki iyilik ve kötülük her ikisi de kalıcıdır, dolayısıyla iyiliklerimi çoğalttım ve kötülüklerimi azalttım.