2

Selam verenin selamını almamak caiz mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 23.08.2016 08:41
  • Güncelleme Tarihi :

Dinimizce selam vermek sünnet onu cevaplandırmak ise farzdır. Bir topluma selam verildiği zaman o toplumdan sadece bir kişi bu selama karşılık vermesi bu farzı yerine getirmek için yeterlidir. Şayet cevap verilmese o toplumda oturan her Müslüman günahkâr olmuş olur.

Selamı o toplumun içinde oturan bir kimsenin ismini zikrederek verme durumunda ise ismi geçen kimse bu selama karşılık verme zorunda diğerleri için bir şey söz konusu değildir.

Selam, benden sana bir zarar gelmez, anlamına geldiğine göre her Müslüman bu güzel uygulamayı günlük hayatında yaşaması ve yaşatması lazım. Selam verdiği gibi verilen selama da karşılık vermesi gerekir. Çünkü Kur'an-ı Kerim de Allah'ü Teala mealen şöyle buyurmaktadır: “Size bir selam verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin.” (Nisa 86)

Namazdan sonra tesbihat yapmamada bir sakınca var mı?

Namazlardan sonra yapılan tesbihat ve dualar, namaza dahil olmasa da makbul ibadetler arasında yer aldığından müstehaptır. Zira namazlardan sonra dua ve tesbihat Peygamber Efendimiz tarafından tavsiye edilmiş ve bizzat yapılmıştır. Nitekim Rasulüllah şöyle buyurmuştur; “Bir kimse her namazın sonunda Allah'a otuz üç defa sübhanallah der, otuz üç defa elhamdülillah der, otuz üç defa da ‘Allahu ekber’ derse bunların toplamı doksan dokuz eder. Yüze tamamlarken de, ‘Allah’tan başka hiç bir ilah yoktur. Yalnız o vardır. Şeriki de yoktur. Mülk onundur; Hamd da ona mahsustur; O her şeye kadirdir” derse, günahları denizin köpüğü kadar bile olsa affolunur” (Müslim, Mesacid, 27, H.No: 1380).

Tesbihat konusunda Müslümanlara özel tavsiyelerde bulunan Hz. Peygamber’in bizzat kendisi de, namazlardan sonra üç kere Allah’a istiğfar eder ve şöyle dua ederdi; “Allah'ım, selâm sensin; selâmet de ancak sendendir. Mübareksin. Ey Celâl ve İkram sahibi!

Öte yandan Hz. Peygamber ve ashabı farz namaz kılındıktan sonra bazı tekbir, tesbih ve tahmid gibi zikirleri yüksek sesle okumuşlardır. Nitekim İbn Abbâs; insanların Peygamber'in zamanında farz namazdan çıkınca yüksek sesle zikrettiklerini haber vermiş, “Ben bu sesi işitir işitmez, insanların namazı bitirdiklerini anlardım” demiştir.(Buhari, Ezan, 155)

Sonuç olarak namazdan sonra tesbihat yapılması müstehaptır. Bu tesbihat, münferit olarak yapılabileceği gibi, cemaat halinde de yapılabilir. Ancak tesbihâtın cemaatle yapılması, öteden beri yaygınlık kazanmıştır. Fakat namaz kılındıktan sonra tesbihât yapmadan camiden çıkmada da evde tek başına kılarken de tesbihatı terk etmede dinen bir sakınca yoktur. Ancak tesbihatı yapmak daha sevap ve doğrudur.

İman etmemiş bir kimsenin ahirette sevabı olur mu?

Kişi, Allah’a ve onun gönderdiği dine ve imanın esaslarına inanmadıkça Müslüman sayılmaz. İman olmadığından da yaptığı ibadetlerin ve hayırlı hizmetlerin sevabına erişemez.

İmanı olmayan kimse ahirette sevap almamakla beraber, yaptığı bir takım iyi hizmetlerden ve davranışlardan dolayı bu dünyada bir takım mükafatlar görebilir. Zengin olmak, evlat sahibi olmak, sağlıklı bir yaşam… gibi.

Günün Ayeti

İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman bütün gönlünü vererek Rabbine dua eder. Sonra kendisine tarafından bir nimet lütfettiği zaman da önceden O'na dua ettiği hali unutur da, yolundan sapıtmak için Allah'a ortaklar koşmaya başlar.

Zümer 8

Günün Hadisi

“Sizden biriniz esnediği zaman eliyle ağzını tutsun. Çünkü şeytan onun ağzına girer.”

Ebû Dâvud, Edeb 89.

Günün Sözü

Başarılı olanlar, her şeyden önce ona inananlardır.

Dominique Glocheux

Günün Duası

Allah’ım bugün huzurlu ve bereketli bir gün geçirmemizi nasip et.

Bunları biliyor muyuz?

Udhiye nedir?

Allah'a manevi olarak yakınlaşmak amacıyla, usulüne uygun olarak kurban edilen, belirli şartları taşıyan hayvan demektir.

Günün Nüktesi

Ustasız olmaz

Ebu Hanife hazretleri bir müşrikle tartışmak için anlaşır. Ancak kasten geç gelir. Bunun üzerine müşrik: “Bakın imamınız korktu; gelemiyor” der. Bir müddet sonra Ebu Hanife gelince de: “Niye geç kaldın?” diye sorar.

Ebu Hanife: “Kayık yoktu. Irmaktan geçemedim, bir de baktım ki, ağaçtan kopan dallar kendiliğinden bir kayık oluverdi, ben de binip geldim, ondan geciktim” der.

 Ateist gülmeye başlar ve: “Gördünüz mü nasıl yalan söylüyor, hiç kendiliğinden bir ustası olmadan kayık yapılır mı?” der.

İmamı Azam hazretleri hemen taşı gediğine koyar:

“Bre akılsız, bir kayık ustasız kendiliğinden olamazsa, bu koca kâinat kendiliğinden nasıl var olur?” der.

Selam verenin selamını almamak caiz mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık