İslam, nesillerin karışmaması için zinayı yasaklamış ve haram kılmıştır. Aynı şekilde zinaya götüren yolları da yasaklamış ve haram kılmıştır. İslam, nikahsız birlikteliği yasakladığı gibi ilişki olmadan da olsa nikahlısı olmayan birisinin spermini alarak hamile kalmayı da söz konusu gerekçeye binaen haram kılmaktadır. Bu gaye ile de sperm bankası oluşturmayı yasaklamaktadır. Çünkü kocası dışında yabancı bir erkekten alınan sperm ile bir kadının gebeliğinin sağlanmasına yönelik “sperm bankası” yöntemiyle hamile kalınmasının da “insanlık duygularını rencide etmesi ve zina unsurlarını taşıması” sebebiyle caiz değildir. Kadın veya erkekteki bir kusur sebebiyle, gebeliğin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı hallerde tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olmada herhangi bir sakınca yoktur. Ancak bunun da belli şartları vardır. Döllendirilecek yumurta ve spermin, nikahlı eşlere ait olması ve döllenmiş olan yumurtanın, başka bir kadının rahminde değil yumurta sahibi annenin rahminde gelişmesi gerekiyor. Ayrıca bu işlemin, gerek anne-babanın; gerekse doğacak çocuğun ruhi ve akli sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisinin olmayacağının tıbben sabit olması koşulu ile caizdir. Bu şartlar sağlandığı takdirde normal yoldan anne olması mümkün olmayan evli kadınların, çeşitli tıbbi yollarla gebeliklerinin sağlanmasında, İslami hükümler açısından herhangi bir sakınca yoktur.
Bulunan para ya da eşya bulan kişinin olur mu?
Başkalarının rızası olmadan mallarını ellerinden almak caiz olmadığı gibi, kaybettikleri mal ya da eşyayı alıp sahiplenmek de caiz değildir. Bir kimse bir yerde bir miktar para veya eşya bulsa onu sahibine vermek üzere alabilir. Ancak kendine mal edinmek üzere alması başkasının malını gasp etmek hükmündedir. Buluntu eşya konusunda takip edilecek yöntem şöyledir: Bulunduğu yerde bırakıldığı takdirde telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vacip; telef olmayacak şeyleri almak ise mubahtır. Bir kimse bulduğu bir şeyi alırken, onu sahibine teslim etmek üzere aldığına çevresindekileri şahit tutar. Bulunan eşyanın sahibi çıkar ve onun kendisine ait olduğunu ispat ederse eşyayı ona teslim eder. Buluntu eşya, onu sahibine vermek üzere alanın yanında emanet durumundadır. Bir kusuru olmaksızın bu mal kaybolsa veya telef olsa, sahibi çıktığında bedelini ona ödemekle yükümlü olmaz. Buluntu eşyayı elinde bulunduran kimse bunu malın değerine göre uygun görülen bir süre ilan eder ve bekler. Sahibi çıkmazsa o malı yoksul kimselere sahibi adına tasadduk eder.
Kur’an-ı Kerim Hz. Peygamberden sonra nasıl toplanmıştır?
Kur’an-ın toplanması, Mushaf haline getirilmesi demektir. Hz. Peygamber ‘e inen ayetler; ince ve yassı taşlara, kaburga kemiklerine, derilere, kağıtlara, hurma dallarına vb. şeylere yazılıyor ve muhafaza ediliyordu. Ayetler, inmeye devam ettiği için Peygamberin sağlığında Kur’an, Mushaf haline getirilmemişti. Hz Peygamber’in vefatından altı ay sonra, Yemame savaşında birçok hafızın şehit olması üzerine Hz. Ömer’in teşvikiyle Halife Hz. Ebu Bekir, Kur’an-ı Mushaf haline getirme kararı aldı ve bu görevi, Peygamberin Kur’an’ı vahiy meleği Cebrail’e son okuyuşunda hazır bulunan, vahiy katibi ve hafız olan Zeyd İbn Sabit’e verdi. Zeyd, titiz bir çalışma ile Kur’an’ı Mushaf haline getirdi ve halifeye teslim etti. Bu Mushaf, Hz. Osman zamanında yine Zeyd İbn Sabit’in başkanlığında Abdullah İbn Zübeyr, Said İbn As ve Abdurrahman İbn Haris’den oluşan bir komisyon tarafından çoğaltıldı. Yeryüzündeki bütün Mushaflar, bu ilk Mushafların aynıdır.
Günün Ayeti
İyi bilin ki Allah, hem cezası çok şiddetli olandır, hem de çok bağışlayıcı, çok merhametlidir. Maide 98.
Günün Hadisi
Ölenin arkasından yüzünü gözünü tırmalayan, yakasını paçasını yırtan, Cahiliye insanı gibi bağıra çağıra ağıt yakıp kendisine beddua eden, bizden, bizim yolumuzu izleyenlerden değildir. Buhari, Cenaiz 36
Günün Sözü
İlim üç şeydir: Zikreden dil, şükreden kalp, sabreden beden. Şems-i Tebrizi
Günün Duası
Allah’ım, bugün bana insanların yüzünü güldürmeyi, gönüllerini almayı, senin rızanı kazanmayı nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Telfik nedir?
Telfik, bütün kolaylıkları bir araya getirip amel etmektir. Bir mezhepteki kolaylığı alıp başka mezhepteki zorluğu terk etmek gibi.
Günün Nüktesi
Kesinleşti…
Hz. Enes şöyle dedi: Hz. Peygamber ile bazı sahabiler birlikte bulunurlarken onların yanından bir cenaze geçti. Ashaptan bazıları o cenazeyi hayırla andı. Bunun üzerine Hz. Peygamber “Kesinleşti” buyurdu. Sonra bir cenaze daha geçti. Orada bulunanlar onu da kötülükle andılar. Resul–i Ekrem yine “Kesinleşti” buyurdu. Bunun üzerine Ömer İbnu’l–Hattab “Ne kesinleşti Ya Resulallah?” diye sordu. Hz. Peygamber da şöyle buyurdu: “Şu önce geçen cenazeyi hayırla andınız; bu sebeple onun cennete girmesi kesinleşti. Bu berikini kötülükle andınız; onun da cehenneme girmesi kesinleşti. Çünkü siz (mü’minler), yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz.” Buhari, Cenaiz 86,