Sayfa Yükleniyor...
Süt akrabalığının meydana gelmesi için, Şafii, Maliki, Hanbeli ve Hanefi mezhebinin iki imamına göre süt emen çocuğun iki yaşını doldurmamış olması gerekir. Ebu Hanifeye göre ise, süt emen çocuğun süt çocuğu kabul edilebilmesi için 2,5 yaşını doldurmamış olması gerekir. Yani genel kanaat ve müctehidlerin çoğunluğu göre süt akrabalığının ortaya çıkması için süt emen çocuğun iki yaşından küçük olması gerekir. İki yaşından sonra süt emilse de Ebu Hanife dışındaki fıkıhçılara göre süt akrabalığı meydana gelmez.
Müslüman bir kadın kendisine dinen yabancı olan erkeklerin yanında başını örtmek durumundadır. Kadınlar arasında veya babasının, erkek kardeşlerinin, amca veya dayısının, kayınpederinin yanında başı açık kalmasında dinen bir sakınca yoktur. Çünkü bunlar ona ebediyen haram olan insanlardır. Ebediyen haram olunca da bu insanların yanında başı açık kalmasında bir sakınca yoktur. Nitekim Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır: “Mümin kadınlara söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, iffetlerini korusunlar, kendiliğinden görünen kısım dışında süslerini göstermesinler; başörtülerini yakalarının üzerini de kapayacak şekilde salsınlar. Babaları, kayınpederleri, oğulları, kocalarının oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), cariyeler, erkekliği kalmamış tabiler (yani yardıma muhtaç hale gelmiş ve erkekliği kalmamış yoksul ve düşkünler) ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlayacak çağa gelmemiş çocuklardan başkasına süslerini göstermesinler. Gizli güzelliklerinin belli olması için ayaklarını vurmasınlar.” (Nur, 24/31.) Buna göre gelinin kayınbabasının yanında başı açık kalmasında bir sakınca yoktur.
İslam’ın temel direk ve ibadetlerinden birisi olan namaz ibadeti huşu ile kılınmalıdır. Namazda huşuyu ve dikkati dağıtacak durumlardan ise sakınmak gerekir. Bu anlamda karnı aç olan birisinin sofra hazırken namaza durması mekruh görülmüştür. Aynı şekilde idrara sıkışmış bir kimsenin de o şekilde namaza durması mekruh kabul edilmiştir. Buna göre tuvalet ihtiyacı olan bir kimsenin namazı kazaya kalma tehlikesi yoksa sıkışık şekilde namaz kılması mekruhtur. O şekilde kılmaması daha evladır.
Biz Müslümanlar öldükten sonra dirileceğimize, dünyada yaptıklarımızdan dolayı hesaba çekileceğimize ve mümin olarak iyi işler yapmışsak cennete, günahkâr olmuşsak cehenneme gideceğimize inanıyoruz. İnanmış olan kişiler cezalarını çektikten sonra cehennemden çıkarak cennete gireceklerdir. Allah Teala dilerse günahkâr Müslümanları affederek hiç cehenneme sokmayabilir. Fakat inançsızlar daima cehennemde kalacak ve ceza göreceklerdir. Burada bahsettiğimiz iman, ibadet ve güzel işler vs. hep bu dünyada yapılan şeylerdir. Cennete gidenler dünyada yaptıkları bu güzel işlerden dolayı ödüllendirilmiş olacaklardır. İnançsızlık, haksızlık, zulüm ve günahkârlık da bu dünyada insanların yaptıkları kötü işlerdir. Böyle kişiler de cehennemde cezalandırılacaklardır. Bu, aynen tarlasını zamanında eken, bakımını yapan ve mahsulünü zamanında kaldırarak pazara süren ve yemesi için yeteri kadarını ayıran kişinin kışın rahat etmesine benzer. Tarlasını ekip biçmeyen ve kışa hazırlık yapmayan kişiler de aç kalacaklardır. Durum bu şekilde değerlendirilirse, dünyanın niçin ahiretin tarlası olduğu anlaşılır. Allah Teala bu hususta Kur’an-ı kerim’de mealen şöyle buyurmaktadır: “Her kim zerre nispetinde hayır yaparsa mükafatını her kim de zerre nispetinde şer işlerse cezasını görecektir” (Zilzal, 99/7-8) Dolayısıyla dünya kişinin ahirette gideceği yeri belirleyen mekandır.
Günün Ayeti
Andolsun ki biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yarattık, Bize hiçbir yorgunluk da dokunmadı.
Kaf, 50/38.
Günün Hadisi
“Kişi evine girince şu duayı okusun: Allah’ım! Senden hayırlı girişler, hayırlı çıkışlar istiyorum. Allah’ın adıyla girdik, Allah’ın adıyla çıktık, Allah’a tevekkül ettik”. Bu duayı okuduktan sonra ailesine selam versin.”
Ebû Dâvud, “Edeb”, 112.
Günün Sözü
Kıtlık zamanlarında insanları açlık değil, alışmış oldukları tokluk öldürür. İbn-i Haldun
Günün Duası
Allah’ım bugün dinime, ülkeme, milletime ve de aileme faydalı bir iş yapmayı nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Üslûbü’l-Kur’ân nedir?
Kur’ân’ın hem içerik ve anlam hem de şekil ve lafız yönünden kendine özgü bir metodunun olması demektir.
Günün Nüktesi
Hz. Peygamberin Tavsiyesi...
Bera bin Âzib´den:
“Allah Resûlü bize yedi şeyi yerine getirmeyi tavsiye etti:
- Hastayı ziyaret etmeyi,
- Cenazeleri kabre kadar yolcu etmeyi,
- Aksıran kimseye “Allah sana merhamet buyursun” demeyi,
- Zayıf ve güçsüzlere yardım etmeyi,
- Zulme uğrayana el uzatıp mağduriyetini gidermeyi,
- Yemin eden kimsenin yeminini yerine getirme
- Selamı (verip almayı) yaygınlaştırmayı.”
(Müslim, “Libas ve Zînet”, 3.)