Sayfa Yükleniyor...
Yolcu kurban kesmekle mükellef değildir. Tatile çıkan kimse de yolcu gibidir. Bayram tatiline çıkan kimse kurban kesmek zorunda değildir. Ancak kesmesi halinde, sevabını kazanır.
Sefer ya da tatil halinde iken kurban kesenler; bayram günleri içinde memleketlerine dönerlerse, yeniden kurban kesmeleri gerekmez. Sefer halinde iken kurban kesmeyip de bayram günlerinde memleketlerine dönenler, kurbanlarını keserler.
Kişinin kurbanı kesilirken başında bulunması gerekir mi?
Kurban kesmekle yükümlü olan kişinin, keseceği kurbanı bizzat satın alması, kendisinin kesmesi veya kesilirken yanında bulunması- kurbanın sahih olması için - gerekli değildir. Bunlar vekalet yoluyla da yapılabilir. Çünkü kurban malî bir ibadettir. Malî ibadetlerde vekalet caizdir.
Hiçbir mazeret olmadan da, kişi kendi adına kurbanını satın alıp kesmek üzere güvendiği bir kimseyi vekil tayin edebilir.
Ortaklaşa kurban edilecek bir hayvana ortaklar değişik niyetlerle katılmaları caiz mi?
Hanefi mezhebine göre kurbana ortak olanların yönleri değişik olsa bile kurbana kurban niyetiyle katılmak durumundadırlar. Mesela, ortaklardan biri vacip olan kurbanı, diğeri adak kurbanı, bir diğeri de nafile kurbanına niyet etmiş olsalar bu farklı niyetlerle bu kurbana ortak olmalarında bir sakınca yoktur. Çünkü hepsi de ibâdet niyetiyle katılmış bulunmaktadırlar. Fakat ortaklardan biri herhangi bir ibadet niyetiyle değil de, et almak maksadıyla katılmış olsa, bu sahih olmaz ve diğerleri de niyet etmiş oldukları kurbanı kesmiş sayılmazlar.
Ancak Şafii mezhebine göre isteyen istediği niyetle bu hayvana ortak olabilir. Kişi ister et almak için ister adak kurbanı için isterse normal kurban için isterse ticaret için fark etmeksizin hangi niyetle ortak olursa olsun geçerlidir. Kurban kesenin kurbanı da sahihtir.
Belli bir yaştan sonra isim değiştirmek dinen caiz mi?
Yeni doğan çocuğa güzel bir isim koymak anne ve babaların en önemli görevlerindendir. Çocuğa konulan isim hem bu dünyada hem de ahirette geçerlidir.
Hz. Peygamber sadece çocukların değil, büyük insanların ismiyle dahi ilgilenmiştir. Kötü bulduğu bazı isimleri değiştirme yoluna gitmiştir. Yine konulması gereken güzel isimler hakkında bilgiler vermiş, zaman zaman bizzat kendileri çocuklara isimler vermiştir.
Hz. Peygamber güzel isim koymanın önemini bir sözünde şöyle ifade etmektedir: Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Öyleyse isimlerinizi güzel koyun.
Bu çağırma işlemini Allah'ın görevlendirdiği bir melek Allahın izniyle yapacaktır. Hiç kimse kıyamet günü Allahın hoşlanmayacağı isimle Onun karşısına çıkmak istemez. Öyleyse kötü olan isimlerin çocuklara verilmemesi gerekir.
İsmin bu ehemmiyetinden dolayıdır ki, Peygamber'imiz kötü manaya gelen yabancı isimleri iyi manaya gelen Müslüman isimleriyle değiştirmiştir.
Bu anlamda kişi sahip olduğu isimden memnuniyetsizlik duyuyorsa yeni bir isim almasında bir sakınca yoktur.
Ancak bunun için ezan okumak, kurban kesmek vs. gibi herhangi bir merasim düzenlemeye gerek yoktur. Peygamberimizin, isimlerini değiştirdiği sahabelere bu tür bir merasim yaptırdığı bilinmemektedir. Ancak yine de ezan okumak isterse ya da kurban keserse de sakıncası yoktur.
Dövme ile kılınan namaz geçerli olur mu?
Gerek ele, gerekse yüze olsun dövme yaptırmak, birtakım çizgilerle süslenmek caiz değildir. Rasûlullah Efendimiz, bedenin herhangi bir yerine böyle süslemelerle dövme yapmayı menetmiştir.
Değil insan bedenine, hayvanların dahi yüzlerine, hatta sırtlarına ve arkalarına böyle dövme yapmayı uygun bulmadığını ashabına haber vermiş, yapanları da azarlamıştır.
Buharî deki bir hadîste, dövme yapan ve yaptırana Allah lânet ettiği haber verilmektedir. Onun için her Müslümanın lanete sebep olan bu davranıştan uzak durması gerekir.
Dövmeli bir vücutla kılınan namaz ise dinen sahih ve geçerlidir.
Günün Ayeti
Biz sana kevseri verdik Allaha namaz kıl ve kurban kes.
Günün Hadisi
Kim bir kul hakkı yemişse derhal o kardeşi ile helalleşsin Çünkü (kıyamet günü) dirhem de geçmez dinar da Böyle olunca o (hak yiyen) kişinin sevapları alınır o adama yüklenir Eğer sevapları yoksa o hakkını yediği adamın günahları buna yüklenir.
(Buhârî, Rikak, 48)
Günün Duası
Allahım bugün hiçbir Müslümanı darda ve sıkıntıda bırakma.
Günün Sözü
Bakacağın göze utanacağın sözü söyleme.
Bunları biliyor muyuz?
Musibet Nedir?
Başa gelen felâket, belâ, afet, sıkıntı, ceza gibi olaylar için kullanılan bir terimdir.
Günün Nüktesi
Oduncu ile şeytan dövüşü
Odunculukla hayatını kazanan bir zat vardı. Allah'a karşı kulluk" vazifesini yapar, kimsenin ekşisine tatlısına karışmazdı. Bu zahit kişinin bulunduğu köyün yakınında bir köy daha vardı, onlar da dağda kutsal diye kabul ettikleri bir ağaca taparlar, ondan medet beklerlerdi.
Oduncu, bir gün: «Şunların Allah diye taptıkları ağacı kesip odun edeyim, pazarda satarak ekmek parası kazanırım; hem de, bir kavmi Allah'a isyandan kurtarmış olurum» diye düşünerek Allah rızası için ağacı kesmeye karar verdi.
Dağa doğru giderken karşısına acayip suratlı pis bir adam çıkarak nereye gittiğini sordu. Oduncu:
- Halkın Allah diye taparak Allah'a isyan ettikleri ağacı kesmeye gidiyorum, dedi. Adam, oduncuya:
- Ben şeytanım... O ağacı kesmene müsaade etmiyorum, deyince zahit oduncu, şeytana çok kızmıştı.
Öldürmek için hücum ederek yere yatırdı ve üzerine oturup hançerini boğazına dayadı.
Şeytan zahide:
- Ey zahit, sen beni öldüremezsin. Allah bana kıyamete kadar müsaade etmiştir. Fakat gel o ağacı kesme, seninle anlaşalım. Ben sana her gün bir altın vereyim, sen de ağacı kesmekten vazgeç. Hem el ağaca tapıyormuş, günah işliyormuş senin neyine gerek, altınını al işine bak, dedi.
Adam şeytanı bırakmıştı. Şeytan adama, akşam yatıp sabahleyin yastığının altına bakmasını söyledi ve anlaşarak ayrıldılar.
Adam ağacı kesmekten vazgeçip, evine dönmüştü. Akşam yatıp sabahleyin yastığının altına baktığında, altını gördü. Memnun olmuştu, ikinci gün oldu. Fakat bu sefer şeytan altını koymamıştı. Adam kızıp baltasını aldığı gibi dağa ağacı kesmeye gitti. Fakat yolda yine şeytanla karşılaştılar. Adam şeytana iyice kızmıştı. Görünce:
- Seni sahtekâr seni, kandırdın değil mi beni?., diyerek üzerine hücum etti.
Fakat evvelkinin tam tersine bu sefer şeytan adamı tuttuğu gibi altına aldı. Adam şaşırmıştı. Bu nasıl hâl der gibi şeytanın yüzüne bakıyordu. Şeytan:
- Hayret ettin değil mi? Niçin bana yenildiğinin sebebini söyleyeyim: Dün sen Allah rızası için ağacı kesmeye gidiyordun. Seni değil ben, dünyadaki bütün şeytanlar bir araya gelsek yine yenemezdik. Lâkin şimdi Allah rızası için değil de, sana altını vermediğim için kızdığından gidiyorsun, işte o yüzden bana mağlup oldun ve sana ağacı kesmene müsaade etmeyeceğim, dedi.