Sayfa Yükleniyor...
Abdest başlı başına amaç olan bir ibadet değildir. Belli ibadetleri yerine getirmeyi mubah kılan, kulun bu ibadetlere manen ve ruhen hazırlanmasına ve bu ibadetlerden azami verim elde etmesine yardımcı olan vasıta bir ibadettir.
Abdestsiz olan kimsenin Kabeyi tavaf etmesi, Kurana dokunması, onu elle tutması caiz görülmez.(Beyhaki, Sünen, I, 87-88) Abdestsiz kimsenin mushafa sadece bakarak ya da ezberden Kuran okuması caiz görülmüştür. Ancak müminin Kuran okurken abdestli olması, hatta hayatının her safhasında abdestli olması hem Kuranın bereketinden istifade etmesi, hem de maddeten ve ruhen kötülüklerden arınıp, yapmış olduğu güzel amellerden azami ölçüde verim elde etmesi açısından önemlidir.
Dolayısıyla Televizyondan Kuran okurken abdestli olmak güzel ve hayırlı bir davranıştır. Ancak abdest olmadan da televizyondan Kuran-ı okumak ya da dinlemek caizdir. Çünkü abdestsiz de olsa kişi televizyonda Kurana dokunamıyor. Onun için Kurana dokunulmadığından televizyondan kuran okumak caizdir.
Kaza ve kaderin anlamı nedir?
Kader, dini bir terim olarak, Allah'ın ebede kadar olacak şeyleri, bunların zaman ve yerini, özellik ve niteliklerini, nasıl ve ne zamanda olacaklarsa onların tamamını ezelde bilip bu bilgi doğrultusunda takdir etmesine denir. Bu durumda kader Allah'ın ilim sıfatını ilgilendirmektedir. O halde kader, Allah'ın ilmi doğrultusunda, kainatı ve ondaki her şeyi belli bir düzen ve ölçüye göre idare eden ilâhî bir kanundur.
Nitekim bu konuda Kur'an-ı Kerimde şöyle buyurulmaktadır: Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık ,Allah her dişinin neye gebe olduğunu, rahimlerin artırdığı şeyi ve eksilttiği şeyi bilir, Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri yanımızda olmasın. Biz onu ancak belli bir ölçü ile indiririz, O her şeyi yaratmış ve yarattığı o şeyleri bir ölçüye göre takdir etmiştir, "Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuzda) yazılmış olmasın.
Kaza ise, Allahın ezelde irade etmiş olduğu ve takdir buyurduğu şeylerin, zamanı gelince her birisini ezelî ilim, irade ve takdirine uygun bir biçimde meydana getirmesi ve yaratmasıdır. Bu takdirde kaza, Allah'ın tekvin sıfatını ilgilendiren bir konu olmaktadır.
Öldürülen kimsenin ömrü kısaltılmış mı oluyor?
İslam inancına göre herkesin bir eceli vardır. Bu ecel ne geri alınır, ne de ileri alınabilir. Nitekim Kuran-ı Kerimde bu konuda şöyle buyrulmaktadır.Her ümmet için takdir edilen bir ecel vardır. Ecelleri geldiği zaman ne bir an ileri, ne de geri alınamaz. (Araf 34)
Buna göre öldürülen kimse eceliyle ölmüştür. O kimse için bundan başka bir ecel yoktur.
Katil, ölen kimsenin hayatını kısa kesmiyor, onu eceli gelmeden öldürmüyor. Bilakis ölen kişinin ölüm sebebi böyleydi ve vadesi dolduğundan, katil suç olmakla beraber bu fiili işlemektedir.
Günün Ayeti
Azıp dünya hayatını tercih edenlere gelince cehennem onların durak yeridir.
(Naziat, 79/37-39)
Günün Hadisi
Kim bir ağaç diker de büyüyüp meyve verinceye kadar bakımını yaparsa elde edilen her meyvesi Allah indinde onun için sadaka olur.
Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 374.
Günün Sözü
Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür.
Yavuz Sultan Selim
Günün Duası
Allahım insanlara ve bütün varlıklara karşı şefkatli ve merhametli olmayı bana nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Darul- Ukba Nedir?
Dünyada iken yapılan işlerin karşılığının görüleceği ahrettir.
Günün Nüktesi
Bana benden şahit istiyorum
Resûlüllah ile ashabı ile beraber bulunuyordu, bir ara gülümseyerek:
-Niçin gülümsediğimi biliyor musunuz? diye sordular.
Sahabeler, hayır deyince, Resûl-i Ekrem Efendimiz buyurdular ki:
-Kulun, Rabbine karşı kendisini müdafaasından ve Allah ile aralarında geçen (şu) konuşmadan ötürü gülümsüyorum.
Kul der ki:
-Sen, dünyada beni zulümden korumadın mı?
Allah Teâlâ:
-Evet, buyurur. Kul:
-O halde ben de yabancı şahidi kabul etmiyorum. Bana, benden şahit istiyorum, deyince Allah Teâlâ
-Peki, senin hesabını kendi azaların görsün ve Kirâmen Katibin de şahit olsun, buyurur ve dili susturularak, azalarına, Konuşun denir. Azalar da teker teker yaptıklarını haber verirler. Sonra dili açılır. Adam azalarına, Başımdan defolun, ben sizi korumak için uğraşıyorum, siz ise yaptıklarınızı söylüyorsunuz der.