Teravih namazı Hz. Peygamber döneminde cemaatle mi kılınıyordu?  


  • Oluşturulma Tarihi : 05.05.2021 08:12
  • Güncelleme Tarihi :

Hz. Peygamber döneminde teravih namazı sadece bir kaç defa kılınmıştır. Kılınan teravih namazı bazen cemaatle bazen de münferit olarak kılınmıştır. Hz. Peygamberin vefatından sonra teravih münferit olarak kılınmıştır. Hz. Ömer, Halifeliği döneminde bir ramazan gecesi mescide çıktığında halkın dağınık bir şekilde teravih namazı kıldığını görmüş. Dağınık bir şekilde kılmak yerine insanları bir imamın arkasında toplayıp teravih namazının cemaatle daha derli, toplu ve düzenli bir şekilde kılınmasının uygun olacağını düşünmüş ve ertesi gün teravih namazının cemaatle kılınmasını emretmiş. Dolayısıyla teravih namazının cemaatle kılınması Hz. Ömer döneminden günümüze kadar böyle gelmiştir.

Zekat vermek için zenginlik sınırı (nisab) yıl boyunca devam etmesi gerekir mi?

Hanefi fıkıhçılarına göre bir malda zekatın farz olabilmesi için o malın hem sene başında hem de sene sonunda nisaba ulaşmış olması şarttır. Bir kimse sene başında nisab miktarına ulaşan bir mala sahip olsa, bu mal sene içinde nisabın altına düşse hatta tamamen tüketilirse, fakat sene sonunda yine nisab miktarına ulaşsa, sene sonu hesabıyla zekata tabi olur. Mesela demir ticareti yapan bir tüccarın deposunda sene başında yüz ton demir varken sene içinde bunların bir kısmını satış yolu ile tüketse ve yerine elli ton demir alsa, sene sonundaki bu demir ile kasa mevcudunun zekatını vermekle sorumludur. Şafii fıkıhçılarına göre ise: Nisabın bütün sene boyunca bulunması lazım. Bir mal sene içinde nisabın altına düşerse ona zekat vacip olmaz. Bir kimse sene başında nisab veya nisab miktarını aşan bir mala sahip olsa, sene içinde satış ve hibe gibi yollarla bu mal nisabın altına düşse, o kimse nisab miktarı mala sahip olana kadar zekatla mükellef değildir.

Harama harcayacağı kesin olan birisine yardım etmek caiz mi?

Bir günlük yiyeceği bulunan kimsenin dilenmesi dinen haramdır. Sıhhati yerinde olan, çalışacak ve ticaret edebilecek halde olan kimsenin de, yiyecek, içecek veya bunları almak için para istemesi, dilenmesi uygun değildir. Ancak aç veya hasta olanın yiyecek istemesinde bir sakınca yoktur. Fakat parasını harama sarf edene sadaka verilmez. Yani fakir diye dilenci, diye birisine para veriliyorsa o da gidip bu parayla içki içiyorsa, kumar oynuyorsa ona para verilemez. Buna göre eli ayağı tutan, çalışabilecek sıhhatte olanın bir günlükte olsa iaşesi olanın dilenmesi dinen uygun değildir.

Kazaya kalmış namazları Ramazan’da sırayla kılmak zorunda mıyız?

Kaza edilecek namazlar arasında sıra gözetilip gözetilmeyeceği bu namazları kılacak kimsenin durumuna göre değişir. Hanefi mezhebine göre, kaza namazı kılacak kişi sahib-i tertip ise yani daha önce vaktinde kılmadığı bir namaz üzerinden başka bir namaz geçirmemiş veya en fazla beş vakit namaz geçirmiş olanlar vaktinde kılamadıkları ilk namazdan başlayarak sırayla kılarlar, ardından içinde bulundukları vaktin farzını kılarlar. Sahib-i tertip olmayan yani altı vakit veya daha çok namazı kazaya kalmış olan kimselerin ise, bu namazları kaza ederken tertibe riayet etmesi gerekmez. Eğer sadece vaktin farzını kılacak kadar bir zaman kalmışsa bu takdirde kaza namazlarını değil önce vaktin namazını kılar. Kişi altı vakitten fazla namazı kazaya bırakmış ise sahib-i tertib olmaktan çıkar. Bu durumda dilediği vakitte dilediği namazın kazasını kılabilir. Şafi mezhebine göre ise tertibe riayet vacip değil müstehaptır.

Günün Ayeti

Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere daldıran da ziyan etmiştir. (Şems 91/ 9-10)

Günün Hadisi

Kim iman ederek ve sevabını Allah’tan umarak ramazan orucunu tutarsa önceki günahları affedilir. (Buhari, “savm”, 6)

Günün Sözü

Müminin alameti dörttür: Sözü zikir, sükutu fikir, nazarı ibret, ameli hayırdır. Ebu Bekir Verrak

Günün Duası

Allah’ım oruçlarımızı ve namazlarımızı affımıza vesile eyle ve bizi Kadir Gecesine ulaştır.

Ramazan Kavramları

Furkan Nedir?

İmanı küfürden, ihlası riyadan, tevhidi şirkten, hakkı batıldan, doğruyu eğriden, hayrı şerden, iyiyi kötüden, helalı haramdan, tayyibi habisten... ayıran ve gerçekleri açıklayan demektir.

Günün Nüktesi

Malı Allah Verir…

Abbasi Halifesi Mansur, Hz. Ebu Bekr-i Sıddık’ın torunu Abdurrahman bin Kasım’a, “Bana nasihat et” dedi. O da şöyle söyledi: “Ömer bin Abdülaziz vefat ettiğinde ardında on bir evlat ve on yedi dinar bırakmıştı. Beş dinar ile kefenlendi, iki dinar ile kabir yeri satın alındı, kalan paradan da evladından her birine on dokuz dirhem düştü. Hişam bin Abdülmelik de öldüğünde on bir evlat bıraktı, her birine bir milyon dirhem miras bırakmıştı. Daha sonra ben Ömer bin Abdülaziz’in evladından bazılarının günde yüz atlıyı kuşandırıp Allah yolunda cihada gittiklerini gördüm. Hişam’ın evladından da dilenenleri gördüm.”

Teravih namazı Hz. Peygamber döneminde cemaatle mi kılınıyordu?  
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık