Namazın şartlarından birisi de necasetten temizlenmektir. Yani namaz kılacak kişinin elbisesinde, bedeninde ve namaz kılacağı yerde, kan, idrar, şarap, dışkı... gibi namaza engel necasetlerin bulunmaması gerekir. Bu anlamda tesettüre uymak ve temiz olmak şartı ile kişi istediği kıyafetle namazını kılabilir. Bunda da dinen hiçbir sakınca yoktur. Bu kıyafet ister tişört veya atlet, ister eşofman veya ceket, isterse gömlek olsun fark etmez namaz geçerlidir. Ancak örf ve adet gereği gerek evde, gerekse diğer mekanlarda kişi tek başına da olsa namazları temiz ve güzel bir kıyafetle kılması, şüphesiz daha iyidir. Ancak tişört ile kılınan namaz geçerlidir
Adak, kişinin bir ibadeti yapacağına dair Allah’a söz vererek üzerine borç kılması anlamına geldiğinden, bu borçtan kurtulması için adağını yerine getirmesi gerekir. Bundan dolayı kurban keseceğine dair adakta bulunan kişi, ancak kurban kesmek suretiyle adağını yerine getirmiş olur. Ancak adağı adadığı yerde kesmek zorunda değildir. Yani adakta yer bağlayıcı değildir. İster bu adağını söylediği yerde keser, isterse evinde, dilerse başka bir yerde keser hepsi de caiz ve geçerlidir. Ancak illaki mutmain olmak istiyorsa adadığı yerde keser.
Namazın şartlarından birisi de necasetten temizlenmektir. Namaz kılacak kişinin elbisesinde, bedeninde ve namaz kılacağı yerde, kan, idrar, şarap, dışkı... gibi namaza engel necasetler bulunmamalıdır. Tesettüre uymak ve temiz olmak şartı ile iş elbisesi ve pijama ile namaz kılınabilir. Bu itibarla, yağmurdan dolayı çamur olmuş veya tarlada, bağda çalışmaktan toz, toprak olmuş veya inşaattan dolayı ya da işin cinsine göre iş elbisesinde oluşan madeni yağlar, pas ve benzeri kirler namazın sıhhatine engel değildir. Bu şekilde kılınan namaz da dinen geçerlidir. Ancak kişi, camiye veya mescide gidecekse temiz elbise giymesi Kur’an’ın emridir. Örf, adet ve medeniyet gereği olarak camiye veya cemaate giden kimsenin en güzel elbiselerini giymesi cemaate saygının bir gereğidir. Gerek evde, gerek diğer yerlerde tek başına da olsa namazların temiz ve güzel bir kıyafetle kılınması, şüphesiz daha iyidir.
Süt akrabalığının meydana gelmesi için, Şafii, Maliki, Hanbeli ve Hanefi mezhebinin iki imamına göre süt emen çocuğun iki yaşını doldurmamış olması gerekir. Ebu Hanifeye göre ise, süt emen çocuğun süt çocuğu kabul edilebilmesi için 2,5 yaşını doldurmamış olması gerekir. Yani genel kanaat ve müçtehitlerin çoğunluğu göre süt akrabalığının meydana gelmesi için süt emen çocuğun iki yaşından küçük olması gerekir. İki yaşından sonra süt emilse de Ebu Hanife dışındaki fıkıhçılara göre süt akrabalığı meydana gelmez.
Ey insanlar! Rabbinize saygısızlıktan sakının; hiçbir babanın evlâdından fayda göremeyeceği, evlâdın da babasından hiçbir yarar sağlayamayacağı bir günden korkun. Allah’ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın; o, yoldan çıkarıcı da (şeytan) Allah hakkında sizi aldatmasın.
Lokmân, 31/33.
“Hz. Peygamber, yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Muavvizeteyn’i (Felak ve Nas sureleri) ve ihlas suresini okur, ellerini, yüzüne ve vücuduna sürer, bunu da üç kere tekrar ederdi.” (Buhari, “Fedail-ul Kur’an”, 14.)
Aşkın gözü kör, kulağı sağırdır; ne doğru yolu görür ne doğru sözü duyar.
Cenap Şahabettin
Ya rabbi bugün de beni ve ailemi evimize sağlıklı ve imanlı dönebilmeyi nasip eyle.
Berâet-i Zimmet Nedir?
Aksine bir delil bulunmadığı müddetçe kişinin suçsuz ve borçsuz olması demektir.
Mertlik…
Geçmişin büyük bilginlerinden biri, yorgun bitkin bir halde uzun bir yolculuktan dönmüş, ter ve kir ağırlığı da buna eklenmişti Yurduna yuvasına kavuşan bilginin ilk işi hamama gidip kendisine en fazla rahatsızlık vermiş olan kir ve terden kurtulmak oldu. Hamamda kendisini yıkayan tellak, kirden rahatsız olur. Bilgini keselerken “Ne kadar kirlisin” der gibi kirleri bilgin zatın önüne yığıyordu.
Keseleme işi devam ederken, tellak keselediği şahsın ilim sahibi biri olduğunu öğrenince, “Efendim madem siz derin bir bilginsiniz ‘mertlik nedir?’ bana anlatır mısınız?” dedi. Yıkanmakta olan büyük bilgin tellaka bir incelik dersi vermenin fırsatını yakalar ve şöyle der: “Mertlik, kimsenin ayıp ve kusurlarını yüzüne vurmamak, kirlerini kendisine göstermemektir”