Üç aylarda ramazandan kalan kaza oruçları mı yoksa nafile oruçlar mı tutmalı?


  • Oluşturulma Tarihi : 05.02.2022 08:17
  • Güncelleme Tarihi :
Üç aylarda ramazandan kalan kaza oruçları mı yoksa nafile oruçlar mı tutmalı? yazının resmi

Oruç, namaz gibi dinen farz kılınan ibadetleri kazaya bırakmadan zamanında yerine getirmek gerekir. Bir özür olmadan bunları sonraya, kazaya bırakmak dinen büyük bir günahtır. Fakat şer’i bir özür varsa özre binaen geciktirilebilir. Ama özür ortadan kalkınca en yakın zamanda kaza etmek gerekir. Oruç borcu olan (hastalıktan, yolculuktan) Ramazan ayının bitmesi ile bayramdan sonra bunları kaza etmesi gerekir. Şayet kaza etmeden ölürse ahiret gününde bunlardan sorulur. Allah affetmezse azapta görür. Bu bağlamda kaza borcu olan kimse üç aylarda, sorumlu olduğu ve ahiret gününde hesabını vereceği üzerinde borcu olan kaza orucunu tutmalıdır. Kaza oruçları bitince de istediği kadar nafile orucu tutabilir.

Üç aylarda oruç tutmanın fazileti nedir?

Recep, Şaban ve Ramazan aylarında sevgili peygamberimiz diğer vakit ve aylardan daha fazla ibadet ederdi. Bu hususta da bizlere örnek olmuştur. Her pazartesi ve Perşembe günlerinde oruç tutmak sünnet olduğu gibi aynı şekilde her ayın başında, ortasında ve sonunda da oruç tutmak sünnettir. Her ayın başında, ortasında ve sonunda oruç tutmak sünnet olduğu gibi aynı şekilde üç aylardan olan Recep ve Şaban aylarında da oruç tutmak sünnettir. Üç ayların üçüncüsü ve son ayı olan Ramazanda oruç tutmak zaten farzdır. Buna göre bu üç ayların hepsini oruçla geçirmek çok sevaptır. Bu aylarda tutulan oruca diğer aylarda tutulan oruçlardan daha fazla sevap yazılmaktadır. Dolayısıyla imkânı ve sağlığı elverişli olanın bu ayların hepsini oruçlu geçirmesi güzel ve sevabı bol bir ibadet etmiş olur. Buna imkân yoksa Ramazan dışındaki Recep ve Şaban aylarının en az başında ortasında ve sonunda birer gün oruç tutulması güzel ve sevaplı bir ibadet olur.

Yanılarak yapılan yemin yemin sayılır mı?

Allah adını anarak yapılan yeminler üçe ayrılır

a-Yemin-i lağv: Yanlışlıkla veya doğru zannıyla yalan yere yapılan yemindir. Bu çeşit yeminden dolayı kefaret gerekmez.

b-Yemin-i gamus: Bile bile yalan yere yapılan yemindir. Yalan yere yapılan yemin günahtır.

c-Yemin-i mün’akide: Mümkün olan ve geleceğe ait bulunan bir şey hususunda yapılan yemindir. Böyle bir yemine riayet gerekir.

Dolayısıyla yanlışlıkla yapılan (öyle olduğu zannedilen) yemin-i Lağv , yemin sayılmaz bu yemin çeşidi geçersizdir. Günahı ve kefareti de yoktur. Tabi insan elinden geldiğince yeminden kaçınmaya çalışmalıdır.

Kişi adağının etinden yemişse ne yapması gerekir?

Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi caiz olmadığı gibi; bu kişinin usûl ve fürûu yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocukları, torunları sayılan kimseler yiyemezler. Adak kurbanının etini bu sayılanlar dışında kalan ve dinen fakir olan kimseler yiyebilirler. Şayet adak kurbanını kesen kişi bu adaktan yemiş ise fıkıhçılara göre yediği miktarın fiyatını fakirlere para olarak verecektir.

Günün Ayeti

Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına göre ayların sayısı onikidir. Bunlardan dördü haram aylarıdır. Bu, dosdoğru bir nizamdır. Öyleyse o aylar içinde kendinize yazık etmeyin.

Tevbe, 9/36.

Günün Hadisi

“Ey Allah’ım! Recep ve Şabanı bize mübarek kıl, bizi ramazana kavuştur.”

(Ahmet b. Hanbel, Müsned, I, 259)

Günün Sözü

Geceler uzundur. Onu uyuyarak kısaltma. Gündüzler aydınlıktır, onu günahlarınla karartma.

Muhammed İkbal

Günün Duası

Allah’ım üç ayları bize, ailemize, ülkemize ve de ümmeti İslam’a hayırlara vesile eyle.

Bunları biliyor muyuz?

Taib Nedir?

Günahlarından pişman olup bundan dolayı tövbe eden kimse demektir.

Günün Nüktesi

Sevimli Amel…

İbni Mes’ud anlatıyor:

“Ya Rasulullah! Hangi amel Allah’a daha sevimlidir, dedim,

“Vaktinde kılınan namaz” buyurdu.

“Ondan sonra hangisidir?” dedim.

“Anaya babaya iyilik etmek” diye cevap verdi.

“Ondan sonra hangisidir?” dedim,

“Allah yolunda cihad etmek” buyurdular.

Buhârî, “Mevakıt”, 5.

Üç aylarda ramazandan kalan kaza oruçları mı yoksa nafile oruçlar mı tutmalı?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık