Vefat eden akrabalarımız için ağlamamızın onlara bir zararı olur mu?


  • Oluşturulma Tarihi : 08.02.2015 07:43
  • Güncelleme Tarihi :
Vefat eden akrabalarımız için ağlamamızın onlara bir zararı olur mu? yazının resmi

      Ölüm acı bir olay, insan da acıklı olaylar karşısında acısını yansıtan bir varlıktır. Dolayısıyla, ölüm sebebiyle bir insanın üzülmesi, hüzünlenmesi normaldir.  Bu anlamda acısını açığa vurup sessizce ağlaması ve gözyaşı dökmesinde bir sakınca yoktur. 

         Nitekim sevgili Peygamberimiz de oğlu İbrahim’in vefatında bizzat gözlerinden yaşlar akıtarak ağlamış; kendisine, ağlamayı yasakladıkları hatırlatılınca, bunun yasak olan ağlama şekli olmayıp, gözyaşı dökmekle Allah’ın azap etmeyeceğini, ancak mübarek diline işaret ederek onunla azap edeceğini belirtmiş ve; “Muhakkak ki ölü, ehlinin üzerine bağırıp çağırmasıyla azap duyar.” (Buhârî, Cenâiz, 43) buyurarak ağlamakta mahzur olmadığını, ancak dille Allah’ın takdirine dil uzatmanın ve cahiliye döneminde olduğu gibi yaka-paça yırtarak ağlamanın doğru olmadığını beyan etmiştir.

       Öyle ki onun, oğlu küçük İbrahim’in vefatında gözlerinden yaşlar akıtması, sonra da; “Göz ağlar, kalp üzülür, fakat Rabbimizin razı olmayacağı söz söylemeyiz.” (Buhârî, Cenâiz, 32, 42, 43) buyurması bu konuda müminler için açık bir örneklik teşkil eder.

     Buna göre cenazede ağlamak caizdir. Ancak isyana varan bir ağlama olmamalı, ağlamadan dolayı ölüye de bir sıkıntı ya da azap olmaz.

 Kur’an’ı Kerim’de cennetin hangi isimleri geçmektedir?

     Kur’an-ı Kerim’de cennetin sekiz derecesinden ya da isimlerinden bahsedilmektedir. Bu isimlerde şunlardır.

a- Adn

b-Meva cenneti

c- Firdevs cenneti

d- Mukame cenneti

e- Naim cenneti

f- Darul Huld

g- Darus-Selam

i- Makamul Emin

  Sevgili Peygamberimiz cenneti istediğinizde Firdevs cennetini isteyin buyurmaktadır.

 Kişi hangi durumlarda teyemmüm alabilir?

       Teyemmüm abdest ve gusül yerine geçen bir bedel ve istisnaî hüküm olup ancak belli bir mazeretin bulunması halinde yapılabilir. Bu mazeretler de iki grupta toplanabilir:

 1. Abdest veya gusle yetecek miktarda suyun bulunmaması.

 2. Suyu kullanmayı engelleyen fiilî bir durumun veya suyu kullanmamak için dinen geçerli bir mazeretin/engelin bulunması.

       Abdest ve gusle yetecek suyun hiç bulunmaması, yürüyerek veya vasıtayla kolayca gidilip gelinebilecek bir mesafeden daha uzakta olması, su yolunda bir tehlikenin varlığı, parayla su satın alma imkânının olmayışı veya fiyatının rayiç bedelin çok üstünde olması, suyu kullanmanın sağlık açısından tehlikeli oluşu, suyu elde etme araç ve gerecinin bulunmayışı, havanın veya suyun aşırı derecede soğuk olması gibi durumlar da yukarıdaki iki mazeret halinin sık rastlanılan örnekleri olarak sayılabilir.

 Hz. Peygamber’in hesap günü mutlaka sorulacak dediği beş şey nedir?

     Sevgili Peygamberimiz kul hesap sahasındayken 5 şeyin hesabını vermedikçe hesap sahasından ne bir adım ileri ne de bir adım geri gidemez diyor. Bunları da hadisinde şöyle zikretmektedir.

a- Ömrünü nerede tükettiği

b- Gençliğini nasıl geçirdiği

c- Malını nereden kazandığı

d- Malını nereye harcadığını

e- Bildikleri ile amel edip etmediğinden sorulacaktır.

   Günün Ayeti

Ayetlerimizi yalan sayıp kibirlerine yediremeyenler yok mu, iste onlara gök kapıları açılmaz onlar, deve iğne deliğine girmedikçe cennete giremezler.

 Günün Hadis-i

Anne ve babasına veya onlardan sadece birine, yaşlılık günlerinde yetişip de Cennete giremeyen kimseye yazıklar olsun.

 Günün Sözü

Başkalarından sana söz getiren, senden de ona götürür.

Hasan Basri

 Günün Duası

Allah’ım hiçbir mümini darda bırakma bizi senden başkasına yalvartma

 Bunları biliyor muyuz?

Arasât nedir?

Kıyametin kopmasından sonra diriltilecek olan insanların, dünyadaki inanç, söz, fiil ve davranışlarından sorguya çekilmek üzere sevk edilecekleri yerin adına denir. Bu mekâna mahşer ve mevkif de denir.

 Günün Nüktesi

Bugün Param Yok

Allah dostlarından...

Bir gün Karaköy'e geçmek üzere kayıkçılara:

- Bugün param yok, Allah için beni karşıya kim geçirir? Teklifinde bulunur. Ses çıkmaz. Az sonra biri:

- Ben diye talip olur ve götürür.

O günün gecesi o kayıkçı, rüyasında kıyamet kopmuş, mizan kurulmuş, herkes amellerine göre  muamele olunurken, şaşkın, sıratı   geçmek korkusu ve düşünenlerin dehşeti içinde iken ona bir el uzanıp selamete götürür. Kayıkçı:

- Siz kimsiniz? Bu badireden beni kurtardınız, diye sual edince:

- Ben iki cihan serverinin mağara arkadaşı Ebu Bekir Sıddıyk'ım. Evlatlarımıza hizmet eli uzatanlara, imdat elimiz böyle ulaşır, buyururlar.

 

Vefat eden akrabalarımız için ağlamamızın onlara bir zararı olur mu?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık