2

Yalan konuşmak ya da sövmek abdeste zarar verir mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 19.12.2024 09:35
  • Güncelleme Tarihi : 19.12.2024 09:39

Yalan konuşmak ya da sövmek dinen yasak ve haram olan hususlardandır. Ahlaken de doğru olmayan cümlelerdir. Zira yalan ve sövmek İslam ahlakıyla bağdaşmayan çirkin bir davranıştır. Bir müminin her zaman bu tür çirkin söz ve davranışlardan uzak durması gerekir. Ancak bu tarz söz ve cümleler, yasak ve haram olmakla birlikte abdesti bozmaz. Çünkü abdest ancak vücuttan çıkan kan, irin, idrar, dışkı ve benzeri şeylerden dolayı bozulur. Buna göre, yalan, sövmek gibi söz ve cümleler abdeste zarar vermez. Ancak her zaman Müslüman bu tarz cümlelerden sakınması gerekir.

Miras hakkı olan kimseyi vasiyet ile mirastan mahrum bırakmak caiz mi?

Dinimiz miras hukukuna büyük önem vermiştir. Gerek Kur’an-ı Kerimde, gerekse hadis-i şeriflerde miras bırakan kimsenin durumu, nasıl hareket edeceği, mirası hak edecek kimselerin kimler olduğu ne şekilde ve ne kadar miras alacakları teferruatlı bir şekilde anlatılmıştır. İslam dininde bir insanın mirastan mahrum bırakılabilmesi için her şeyden önce, o kişinin -Allah korusun- dinden çıkmış, irtidat etmiş olması lazımdır. Yoksa bir insanın günahkar olması, birtakım dini vazifelerini ihmal etmesi mirastan mahrum bırakılmasını gerektirmez. Baba da olsa kişi evladını mirastan mahrum bırakamaz. Kaldı ki kişinin çocuklarına böyle bir ceza vermesi, müspet bir ıslah yolu da değildir.

Diğer taraftan mirası hak edecek kimseler ne kadar varlıklı olursa olsunlar, bu zenginlikleri, onları mirastan uzak kılacak bir gerekçe olamaz. Durum böyle olmakla beraber, insan, servetinde istediği gibi tasarruf etme hakkına sahiptir. Lakin bazı kırgınlıklara da meydan vermemesi gerekir. Yani kişi hayattayken malını dinen haram olmayacak işlerde istediği gibi harcaya bilir, dağıtabilir… Ama öldükten sonra evladını ya da bir başka kişiyi mirastan mahrum etmesi hususunda vasiyet etmesi uygun değildir. Böyle bir vasiyeti olsa dahi geçersizdir.

İsim değiştirmek caiz mi?

Yeni doğan çocuğa güzel bir isim koymak anne ve babaların en önemli görevlerindendir. Çocuğa konulan isim hem bu dünyada hem de ahirette geçerlidir. Hz. Peygamber sadece çocukların değil, büyük insanların ismiyle dahi ilgilenmiştir. Kötü bulduğu bazı isimleri değiştirme yoluna gitmiştir. Yine konulması gereken güzel isimler hakkında bilgiler vermiş, zaman zaman bizzat kendileri çocuklara isimler vermiştir. Hz. Peygamber güzel isim koymanın önemini bir sözünde şöyle ifade etmektedir: “Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Öyleyse isimlerinizi güzel koyun.” (Ebu Davud, “Edeb”, 69.) Bu çağırma işlemini Allah’ın görevlendirdiği bir melek Allah’ın izniyle yapacaktır. Hiç kimse kıyamet günü Allah’ın hoşlanmayacağı isimle O’nun karşısına çıkmak istemez. Öyleyse çocuğu rencide edecek isimlerin çocuklara verilmemesi gerekir. İsmin bu ehemmiyetinden dolayıdır ki, Peygamber’imiz kötü manaya gelen yabancı isimleri iyi manaya gelen Müslüman isimleriyle değiştirmiştir. Bu anlamda kişi sahip olduğu isimden memnuniyetsizlik duyuyorsa erginlikten sonra da olsa yeni bir isim almasında bir sakınca yoktur. Ancak bunun için ezan okumak, kurban kesmek vs. gibi herhangi bir merasim düzenlemeye gerek yoktur. Peygamberimizin, isimlerini değiştirdiği sahabelere bu tür bir merasim yaptırdığı bilinmemektedir. Ancak yine de ezan okumak isterse ya da kurban keserse de sakıncası yoktur.

Günün Hadisi

Allah, yeri ve gökleri yarattığı gün, yüz rahmet yarattı. Her bir rahmet yerle gök arasını dolduracak kadardır. Bu yüz rahmetten yeryüzüne bir tek rahmet indirdi ki bu sayede anne yavrusuna, yabani hayvanlar ve kuşlar da birbirlerine merhamet ederler. Kıyamette ise O, bu rahmetin tamamı ile kullarına merhamet eder.

Müslim, “Tövbe”, 21.

Günün Hadisi

Birbirinize kin tutmayınız, birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize sırt çevirip alakanızı kesmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz. Bir Müslümanın Müslüman kardeşine üç günden fazla küs kalıp selam vermemesi helal değildir.”

Buhari, “Edeb”, 57.

Günün Sözü

“Mutlu olmayı yarına bırakmak, karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemeye benzer ve bilirsin, o nehir asla durmaz.”

Grange

Günün Duası

Allah’ım bizi ve sevdiklerimizi yolundan ve rızandan ayırma

Bunları Biliyor muyuz?

Ric’î Talâk nedir?

Fıkıhta geçen boşama türlerinden birisi olup, erkeğe, yeni bir nikâha ihtiyaç olmadan tek taraflı irade beyanı ile boşadığı eşine dönebilme imkânı veren talâktır.

Günün Nüktesi

Siz Olsanız Hangisini Seçerdiniz?

Bir gün, bir kadın evinden çıkar ve evinin önünde hayat tecrübesi ile dolu üç ihtiyara rastlar. Onları tanımamaktadır. Onlara: “Sizleri tanıdığımı sanmıyorum, ancak aç olmalısınız. Lütfen eve giriniz, sizlere yemeniz için bir şeyler ikram etmek istiyorum” der

“Evin erkeği içeride mi?” diye sorarlar.

“Hayır,o dışarıda”, diye cevap verir kadın. Onlar da “bu durumda eve giremeyeceklerini”, söylerler.

Akşam kocası eve döndüğünde kadın ona olanı biteni anlatır.

“Git onlara benim evde olduğumu söyle ve içeri davet et” der karısına. Kadın çıkar ve eve girmeleri için davet eder.

“Biz bir eve asla birlikte girmeyiz “ derler ona. Kadın “niçin” diye bilmek ister. Yaşlılardan biri ona: arkadaşlarından birini işaret ederek isminin Zenginlik, diğer arkadaşının isminin Başarı olduğunu söyler ve kendisini ise Sevgi olarak tanıtır.

Ve: “Şimdi evine dön ve kocanla hangimizin eve girmesini istediğinizi kararlaştırın” diye ilave eder.

Kadın eve girer ve kocasına konuşmaları anlatır. Kocası çok sevinir. Kendi kendine. Ne güzel diye söylenir. Eğer böyle bir olanağımız varsa elbette “Zenginliği”. Davet edeceğiz der. Ancak karısı böyle düşünmez. “Niçin “Başarıyı “ davet etmiyoruz?” diye sorar.

Bu sırada kızları diğer odadadır. Konuşmaları duyar ve hemen araya girerekten kendi teklifini ortaya atar: “Sevgi yi davet etsek daha güzel olmaz mı? Evimizin her tarafı sevgi ile dolar” der. Kocası karısına: “Kızımızın tavsiyesini tutalım. Hemen dışarı çık ve “Sevgi ye davetlimiz olduğunu söyle

Kadın dışarı çıkar ve üç yaşlı adama içlerinden hangisinin “Sevgi” olduğunu sorar ve on: “Davetlimizsiniz, içeri buyurun” der. “Sevgi ayağa kalkar ve yavaş yavaş eve doğru yürümeye başlar. Bu sırada diğer ikisi de ayağa kalkarlar ve onu takip etmeye başlarlar.

Kadın şaşkın bir vaziyette ‘Zenginlik’ ve ‘Başarı’ya: “Ben sadece “Sevgi’yi davet ettim siz niçin geliyorsunuz?” diye sorar

Yaşlı adamlar hep birlikte: “Eğer siz “Zenginlik” veya “Başarı’yı davet etmiş olsaydınız, diğer ikimiz dışarıda kalacaktık. Ama madem ki siz “Sevgi”yi, davet ettiniz, bizde o nereye giderse birlikte gideriz.

Çünkü SEVGİ’nin olduğu yerde, ZENGİNLİK ve BAŞARI da vardır” derler.

Yalan konuşmak ya da sövmek abdeste zarar verir mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık