2

Yemeğe başlarken besmele unutulursa ne yapmak gerekir?


  • Oluşturulma Tarihi : 08.12.2014 07:18
  • Güncelleme Tarihi :
Yemeğe başlarken besmele unutulursa ne yapmak gerekir?

Besmele ekmeğimizin bereketi ve her hayırlı işin başı olduğundan her başladığımız hayırlı işe besmele ile başlamalıyız. Yemek yemek, su içmek, ya da buna benzer bir takım nimetlerden istifade ederken de Müslüman besmele ile başlamalıdır. Zira besmele ile başlamadığımızda şeytan da o yemeğe ya da nimete ortak olmaktadır.

        Besmele ile başlanan yemeğe ise şeytan yaklaşamamaktadır. Nitekim sevgili Peygamberimizin hazır bulunduğu bir ortamda sahabenin birisi yemek yerken besmeleyi çekmeyi unuttu. Besmeleyi çekmeyi unuttuğunu hatırlayınca besmeleyi çekti. Rasulüllah Efendimiz de tebessüm ettiler. Sebebi sorulunca Efendimiz: “Besmelesiz yemeğe başlayınca, Şeytan da onunla yemek yiyordu. Besmeleyi okuyunca; şeytan yediklerini istifra etti.” Buyurdular.

       Buna göre yemek yerken besmele ile başlamalıyız. Şayet yemeğe başlarken besmeleyi unutmuşsak hatırladığımız anda baştan sona kadar Allah’ın adı ile başlıyorum demeliyiz.

 Sarhoş kimsenin yaptığı yemin geçerli olur mu?

Sarhoşluk verici bir maddeyi kullanan kimse o anda aklı başından gitmişse ve ne dediğini bilmeyecek derecede aklı başında değilse, sarhoşluğu geçtiğinde ne dediğini hatırlamıyorsa bu kimsenin yemini yemin kabul edilmez. Yeminin de itibar edilmez.

Ancak maddeyi kullanmakla beraber aklı başında ise ve ne dediğini gayet iyi biliyor ve hatırlıyorsa bu kimsenin ettiği yemin yemin sayılır. Bu yemini de bozarsa yemin kefareti gerekir.

 

Çalışan ve maaşı olan bir bayan kendi parasından kocasından habersiz olarak ailesine para yardımı yapması caiz midir?

      İslam’da mal hürriyeti vardır. Yani erkeğin kazandığı malı kendisine, kadının kazandığı mal kendinedir.  İslam’a göre herkes kendi malının sahibi ve tasarruf yetkilisi olduğundan ne kocanın ne de bir başkasının kadının malını nereye, nasıl ve ne kadar harcaması gerektiği gibi konularda karışma hakkı yoktur. Kadın dilerse malı yer, dilerse dağıtır, dilerse kocasına veya bir başkasına verir. Kimse bu konuda onu zorlayamaz. Kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur. Nitekim Allah’u Teâlâ  bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır:

       “Müminler! Kendilerinden hoşlanmadığınız halde kadınlara mirasçı olmaya kalkmanız size helal değildir. Onlara verdiğinizden geri almak için baskı da yapmayın; ispatlanabilir bir fuhuş yapmış olurlarsa o başka. Onlarla marufa uygun geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız bakarsınız ki, siz bir şeyden hoşlanmıyorsunuz ama Allah onda bir çok hayırlar yaratacak olabilir.” (Nisa 4/19)

   Dolayısıyla erkeğin malı erkeğin, Kadının malı kadınındır. Mal kadının olunca kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur.

 Kadın dileği şekilde dilediği yere harcar ne kocanın ne de bir başkasının karışma hakkı yoktur. Ama hüküm bu olmakla beraber karı koca olduklarından ve ortak bir hayatı paylaştıklarından dolayı birbirilerinin fikrini ve rızasını alarak harcama yapmaları daha doğrudur.

 Günün Ayeti

 Günaha düşkün olan herkesin vay haline

 Casiye 7

Günün Hadisi

 Sizden biriniz mal ve halk (evlat) hususlarında kendisinden üstün olan kimselere baktığında bir de kendisinin üstün olduğu daha aşağı kimselere baksın"

 Müslim, " Zühd", 8

Günün Sözü

 Güzellik ile akıl nadiren bir arada bulunurlar.

 (Perronius)

Günün Duası

Allah’ım bize bu yeni günümüz ve haftamızda da huzur ve mutluluk ver. Malımızı ve ömrümüzü bereketlendir.

Bunları biliyor muyuz?

 Himmet nedir?

     Kendini veya başkasını kemale erdirmek için kalbin bütün ruhanî güçleriyle Allah'a yönelmesi demektir. 

Günün Nüktesi

Bu paralar bana verilen maaştan kalanlardır…

      İslam Halifesi Hz. Ebu Bekir gayet sade ve fakirane bir hayat yaşıyordu. Halife iken uzun zaman başkalarının koyunlarını sağarak ailesinin nafakasını temin etmeye çalıştı. Neden sonra kendisine maaş bağlandı ama bu defa da verileni çok buldu. O, Medine’nin en fakir insanının geçimini kendine ölçü kabul etmişti. Bu itibarla da artan parayı bir testiye atıyor ve orada biriktiriyordu.

      İki buçuk senelik hilafeti süresince, aldıklarını hep böyle biriktirmişti. Vefat edeceği zaman da, kendisinden sonra gelecek halifeye teslim edilmek üzere, bu testiyi vasiyet ediyordu. Hz. Ömer, halife olup da testiyi kırdırınca içinden küçük küçük paracıklar çıktı ve bir de mektup vardı. Bu mektupta, yeni halifeye hitaben şöyle deniyordu:

      “Bu paralar, bana verilen maaştan arta kalanlardır. Ben Medine’nin en fakirini kendime ölçü kabul etmiştim. Artan miktarı bu testiye koydum. Binaenaleyh, bu paralar hazineye aittir ve oraya konulmalıdır.”

       Hz. Ömer mektubu okuyunca ağladı ve: “Kendinden sonrakilere çok ağır bir yük bıraktın, ya Eba Bekir” dedi.

Yemeğe başlarken besmele unutulursa ne yapmak gerekir?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık