Sayfa Yükleniyor...
Doğan çocuğa isim koyma ile ilgili rivayetlere baktığımızda bazı rivayetlerde doğumun üçüncü, bazılarında ise yedinci gününde isim koyulması gerektiğini müşahede etmekteyiz. Bununla beraber Hz. Peygamberin oğlu İbrahim için, Bu gece bir oğlum doğdu, ona dedem İbrahimin adını verdim (Müslim, Fedâil, 62 (2315) hadisinden hareketle doğumun birinci gününde ismini koymak daha doğru ve sahih olandır.
Buna göre sünnete uygunluk açısından bebeklere mümkün mertebe birinci gün isim konulmalı; fakat bunu yedinci günden sonraya da bırakmamak gerekir.
İslamda işlenen günahtan dolayı İstiğfar duası var mı?
İstiğfar, işlenilen günahlardan ve hatalardan dolayı Allahtan af ve mağfiret niyaz etmek demektir.
Kuran-ı Kerîmde işledikleri kötülüklerden pişman olup tövbe-istiğfarda bulunanlar övülmektedir. Nitekim bu hususta mealen şöyle buyrulmaktadır: Ve onlar çirkin bir günah işledikleri, yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Allah'tan başka günahları kim bağışlayabilir? Bir de onlar, bile bile, işledikleri (günah) üzerinde ısrar etmezler. (Âl-i İmrân, 135).
Kuran-ı Kerimde, istiğfar duası adında özel bir dua yoktur. Ancak içeriği bakımından istiğfar anlamı taşıyan pek çok dua vardır.
Ancak Hz. Peygamber seyyidül-istiğfar duası vardır. Hz. Peygamberin seyyidül-istiğfâr (istiğfârın en güzeli) diye nitelediği dua şöyledir: Allahım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka hiç bir ilâh yoktur. Beni sen yarattın. Ben senin kulunum; gücüm yettiği kadarıyla senin ahdin ve vadin üzere bulunuyorum. Yaptığım fenalıkların şerrinden sana sığınırım. Üzerimde olan nimetlerini itiraf ederim; günahımı da itiraf ederim. Beni bağışla; çünkü senden başka hiçbir kimse günahları bağışlamaz. (Buhârî, Daevât, 2).
Korkutmak niyetiyle hanıma boşsun demek nikaha zarar verir mi?
Boşamada korkutmak veya şaka niyetiyle söz söylemek hükmü değiştirmez. Ağızdan çıkan kelimenin delâlet ettiği manaya bakılır. Şayet kelime boşanma manasına geliyorsa hükmü carî olur, seni boşadım, diyen adamın karısı bir talâk ile boş olur. Niyeti ister korkutmak, ister şaka olsun hükme bir etkisi olmaz. Nitekim sevgili Peygamberimiz bir hadisi Şerifinde Üç şeyin ciddisi de ciddidir şakası da ciddidir. Nikah Talak ve Ridde (dinden dönme) buyurmaktadır. Onun için ister şaka ister korkutma niyeti ile söylensin hanıma sen boşsun demek dinen nikahı düşürür.
Bu söz bir defa bir boşama için söylenmişse bir talak gitmiş demektir. Şayet bu iki defa söylenmişse durum daha da ciddileşir, ama üçü de söylenmişse boşama tümüyle vaki olmuş, bir arada yaşamak da böylece yok olmuş olur.
Bu bakımdan âile reisleri boşama kelimesiyle korkutmaya ve şaka yapmaya asla yaklaşmamalı, dillerini bu gibi tehlikeli sözlere alıştırmamalıdır. Başka sözle, değişik manaya gelen cümlelerle korkutmalı, ihtar ve ikazda bulunmalıdır.
Yemek yerken konuşmanın bir sakıncası var mı?
Yemek yerken konuşmanın dinen bir sakıncası yoktur. Hatta yemek yerken konuşmak müstehaptır. Dinen yemek yerken konuşmanın bir sakıncası olmamakla birlikte toplum olarak yemek yerken konuşulmaz şeklinde bir örf oluşmuştur. Ancak bu örfün ve anlayışın İslam dininde yeri yoktur.
Günün Ayeti
Allah, yeryüzü sizi sarsmasın diye oraya sabit dağlar yerleştirdi.
Günün Hadisi
Hayırlar içerisinde sevabı en çabuk olanı, iyilik yapmak ve akraba ziyaretinde bulunmaktır
Günün Sözü
Allah, dinini düzelten kişinin dünyasını da düzeltir.
Hz. Ali
Günün Duası
Allahım dünyada da ahirete de korktuklarımızdan emin umduklarımıza nail eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Hadîs-i Mütevâtir nedir?
Birçok Sahabenin Peygamber efendimizden ve başka birçok kimsenin de bunlardan işittiği ve kitâba yazılıncaya kadar, böyle pek çok kimsenin haber verdiği hadîs-i şerîfler. Mütevâtir hadîsleri rivâyet edenlerin yalan üzerinde sözbirliği yapmaları mümkün değildir.
Bunları biliyor muyuz?
Gurura karşı ilaç
Halife Hz. Ömer bir gün kırbasını (su tulumu, su kabı) sırtına yüklenmiş, Medine'nin en kalabalık sokaklarında dolaşıyordu. Babasının sırtında kırba ile dolaştığı oğlu Abdullah'ın da gözüne ilişti ve kendisine yetişip sordu:
- Baba sen ne yapıyorsun, koskoca halife sırtında kırba taşır mı, taşıtacak kimse mi bulamadın?
- Oğlum, bunu taşıtacak adam bulamadığım için veya başka bir mecburiyet dolayısıyla taşıyor değilim. Nefsime gurur gelir gibi oldu, kendimi beğenir gibi oldum, sırf onu küçültmek için bu yola başvurdum.