2

Yıkanmadan gömülen cenazeyi tekrar mezardan çıkarılıp yıkamak gerekir mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 18.05.2014 07:04
  • Güncelleme Tarihi :
Yıkanmadan gömülen cenazeyi tekrar mezardan çıkarılıp yıkamak gerekir mi?

Cenazenin yıkanması ve namazının kılınması “farz-ı kifaye’dir. Yani birkaç kişinin bu cenazeyi yıkaması diğer Müslümanlardan bu görevi düşürmektedir.

Meşru bir mazeret bulunmaksızın cenazenin yıkanmadan defnedilmesi durumunda o çevredeki cenazeden haberdar olan bütün Müslümanlar vebal altında kalmış olurlar.

Bununla birlikte yıkanmadan defnedilen cenazenin eğer üzerine toprak atılmamışsa çıkartılıp yıkanır. Toprak örtülmüşse, yıkamak maksadıyla mezardan çıkarılmaz.

 Kazaya kalan namazlar cemaatle kılınabilir mi?

Namaz belli vakitlerde yerine getirilmesi gereken bir farz olduğu için, bir mazeret olmaksızın tembellik ve ihmal yüzünden namazı vaktinde kılmayan kimse günahkar olur.

 Hz. Peygamber, uyuyakalma ve unutmayı bir mazeret kabul etmiş ve bu iki sebepten biriyle bir namazın vaktinde kılınamaması durumunda, hatırlanıldığı vakit kılınmasını söylemiştir. Nitekim sevgili peygamberimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Biriniz uyuyakalır veya unutur da bir namazı vaktinde kılamaz ise, hatırladığı vakit o namazı kılsın; o vakit, kaçırdığı namazın vaktidir” (Buhari, Mevakit, 37.)

Buna göre kazaya kalmış namazı kaza etmek dini bir görevdir. Bu kazayı da kişi tek başına kılabileceği gibi aynı şekilde cemaatle de kılarak kaza edebilir. 

Tuğla, demir, kereste gibi inşaat malzemeleri borç olarak alınıp verilebilir mi?

 Misli olan (taneleri birbirlerinin benzeri olan, birisi diğerinin yerine geçebilen) malların borç olarak verilmesi caizdir. Çünkü bu tür malların kendileri tüketildikten sonra, misillerini iade etmek mümkündür. Tuğla, demir, kereste gibi inşaat malzemeleri de bu kabildendir.     

 Dolayısıyla bu malların borç olarak alınıp verilmeleri caizdir.

 

Eşinin kabrine defnedilmeyi vasiyet eden kişinin bu vasiyetini yerine getirmek gerekir mi?

Normal şartlarda bir kabre, yalnız bir cenaze defnedilir. Önce defnedilmiş olan cenaze, tamamen çürüyüp toprak haline gelmedikçe, bir zaruret olmaksızın kabrin açılması ve bu kabre ikinci bir cenazenin defni caiz değildir. Cenaze çürüyüp toprak haline geldikten sonra ise, aynı kabre başka bir cenaze defnedilebilir.

       Bu cenazelerin karı-koca veya akraba olup olmaması şart değildir. Daha önce konulan cesedin çürüdüğü zannıyla açılan kabirde eğer çürümemiş bazı kemikler vb. şeyler bulunuyorsa bu takdirde bunlar bir kenara çekilip araya topraktan bir set yapmak suretiyle ikinci cenaze defnedilebilir.  

      Ama yine de bir zaruret veya ciddi bir gerekçe yoksa bir cenaze başkasının üzerine koyulmamalıdır.

Cuma günü camide namaz kılacak yer bulamayan kimse yerde seccadesiz namazı kılması caiz mi?                  

       Temiz olan her yerde namaz kılınır. Hz. Peygamber bu hususta şöyle buyurmaktadır. “Yeryüzü bana mescit kılındı.” Dolayısıyla namaz kılarken illaki seccadenin üzerinde namaz kılmak zorunda değiliz. Dağda, bayırda, çimende, temiz toprakta ya da evde temiz bir halının üzerinde… Namaz kılmada hiçbir sakınca yoktur. Yeter ki namaz kılınan mekan temiz olsun, üzerinde bir pislik, necaset olmasın. 

      Durum bu olmakla beraber seccadenin üzerinde namaz kılmak daha iyi ve güzeldir. Hele evdeysek seccadenin üzerinde kılmamız daha doğru olur.

      Dolayısıyla Cuma günü kalabalıktan cami içinde seccadenin üzerinde namaz kılacak yer bulamayan kimse temiz olmak kaydıyla yerde namaz kılmasında bir sakınca yoktur.

 

Günün Ayeti

Gerçekten senin için ahiret dünyadan daha hayırlıdır.

 Günün Hadisi

 “İnsanların en kârlısı, ömrü uzun, ameli güzel olandır.”

  Tirmizî, Zühd 21

 Günün Sözü

 Unutma ki! Nefret ve kinin ertesi pişmanlıktır.

 Mevlana

 Günün Duası

 Allah’ım ülkemizin ve milletimizin ihtiyacı olan huzuru, rahmeti ve yağmuru bizden esirgeme

 Bunları biliyor muyuz?

 Nafaka nedir?

Kişinin bakmakla yükümlü olduğu şahısların, sosyal seviyesine göre normal bir hayat sürdürebilmeleri için ihtiyaç duyduğu ve mükellefin de temin ile yükümlü bulunduğu şeylerin tümüne denir.

 Nafaka denilince, mükellefin bakmakla yükümlü olduğu kişinin yiyecek, giyecek, mesken, tedavi masrafları, ayrıca gerektiğinde hizmetçisi anlaşılmalıdır

 Günün Nüktesi

 Ey çocuk niçin ağlıyorsun?

 Behlül-i Dânâ bir gün Bağdât sokaklarından birinde giderken, oynayan çocuklar gördü. Çocuklardan biri ise bir köşeye çekilmiş onlara bakıyor ve ağlıyordu. Behlül-i Dânâ o çocuğun yanına gitti ve;

 "Ey çocuk niçin ağlıyorsun? Gel sana bir şeyler alayım da sen de arkadaşlarınla oyna." dedi ve çocuğun başını okşadı.

Çocuk bakışlarını Behlül'e çevirdi ve;

"Ey aklı az adam! Biz oyun için yaratılmadık." dedi.

 Behlül-i Dânâ bu söze şaştı ve çocuğa;

  "Ey oğlum! Peki, niçin yaratıldık." diye sordu.

 Çocuk;

 "Allah-ü Teâlâ’yı bilmek ve O'na ibâdet etmek için." dedi.

 Behlül-i Dânâ hazretleri;

 "Peki bunun öyle olduğunu nereden biliyorsun?" diye sordu.

 Çocuk, Mü'minûn sûresinin 115. âyet-i kerîmesini okuyuverdi. Meâlen; "Sizi ancak boşuna yarattığımı ve gerçekten bize döndürülmeyeceğinizi mi zannettiniz?"

 Hazret-i Behlül tekrar;

 "Ey çocuk. Sen hakîmâne konuştun. Bana biraz daha nasîhat et." dedi ve ağlamaya başladı. Kendinden geçmişti.

 Kendine geldiğinde çocuğa;

 "Ey oğlum! Senin günâhın yok. Sen bir çocuksun. Nasıl oluyor da böyle düşünebiliyorsun?" diye sordu.

Çocuk da;

"Ey Behlül! Babamı ateş yakarken gördüm. İri odunları küçük çırpılarla tutuşturuyordu. Ben de Cehennem'in yanan küçük odunlarından olacağımdan korkuyorum." dedi.

 Bu sözler üzerine Behlül-i Dânâ hazretleri tekrar ağladı. Kendinden geçti. Kendine geldiğinde çocuğu yanında göremedi. Oradakilere bu çocuğun kim olduğunu sordu.

  Onlar;

 "Tanımadın mı?" dediler.

 Behlül;

 "Hayır." deyince, onlar;

 "Bu, hazret-i Hüseyin evlâdından seyyid bir çocuktur." dediler. Behlül de; "Ancak böyle bir ağacın meyvesi bu kadar olgun olabilirdi." deyip oradan ayrıldı.

Yıkanmadan gömülen cenazeyi tekrar mezardan çıkarılıp yıkamak gerekir mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık