1
Dr. Mehmet Ali Noyan
İlkses Gazetesi Yazarımız

Dr. Mehmet Ali Noyan

Yazarın Köşe Yazıları

Tükenmişlik Sendromu-1

Tükenmişlik sendromu; dünyada meydana gelen küreselleşme ve buna bağlı olarak artan acımasız rekabet şartlarının özellikle çalışanlarda meydana getirdiği bir sendromdur. Ancak ifade etmek gerekir ki, tükenmişlik sendromu bir hastalık değildir. Tükenmişlik sendromu, depresyon ve stres ile eş anlamlı da değildir. Tükenmişlik sendromu; ağır iş şartlarının çalışanlar üzerinde yarattığı tahribatın adıdır. Başka bir değişle tükenmişlik sendromu; çalışma hayatında artan rekabete karşı ayakta kalma ve büyüme isteğinde olan işverenlerin; çalışan bireyi önemsemeyen, bireye robot gözü ile bakan, kazancı ön planda tutan ve kendi kazancı için her yolu mubah gören tutum ve davranışları sonucunda ortaya çıkan bir olgudur. Ancak ifade etmek gerekir ki, tükenmişlik sendromu sadece çalışanlarda değil aynı zamanda ev hanımlarında,  öğrencilerde ve bu kategoriye giren diğer kişilerde de görülebilen bir durumdur.     


Öğretmenler Gününün Anlam ve Önemi

Bugün öğretmenler günü. 24 Kasım 1928, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliği”ni kabul ettiği gündür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun 100. yılı olan 1981 yılında alınan kararla ülkemizde her yıl 24 Kasım gününün Öğretmenler Günü olarak kutlanmasına karar verilmiştir.


Sosyal Medya Bağımlılığı

Küreselleşme sürecinde gerek ülkemizde ve gerekse dünyada pek çok alanda devam eden hızlı ve baş döndürücü gelişmeler bireysel ve toplumsal hayatımızı derinden etkilemektedir. Hiç şüphe yok ki; bu gelişmelerin kaydedildiği alanlardan birisi sosyal medyadır. Bilim ve teknolojideki gelişmelere bağlı olarak sosyal medyanın kullanımı her geçen gün daha da yaygınlaşmaktadır.


Yeni Bir Eğitim ve Öğretim Maratonu Başlıyor

Bugün, 2016-2017 eğitim ve öğretim yılının ilk ders zili çalmaya başlayacak. Milli Eğitim Bakanlığı’nın mevcut planlamasına göre bu eğitim yılının birinci dönemi 23 Ocak 2017 tarihinde, ikinci dönemi de 09 Haziran 2017 tarihinde sona erecektir.


Kurban Bayramı ve Bayramın Faziletleri

Kurban Bayramı; kurban ve bayram olmak üzere iki kavramdan oluşmaktadır. Bundan dolayı Kurban Bayramı’nın anlamına geçmeden önce “kurban” ve “bayram” kavramlarının anlamı üzerinde durmak gerekmektedir. Bu kapsamda Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne baktığımızda kurbanın; “dinin buyruğunu veya bir adağı yerine getirmek için kesilen hayvan” şeklinde tanımlandığını görüyoruz. Bu tanımın içine girdiğimizde kurbanın bir yakınlaşmayı ifade ettiğini görüyoruz. Zira insanlar; Allah’a yakınlaşmak için kurban edilmesi caiz olan hayvanlardan birini O’nun rızası için kesmekte, yani Allah yolunda kurban etmektedirler. İşte kurbanın kısaca anlamı budur. Benzer şekilde “bayram” kavramının anlamı ile ilgili olarak Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne baktığımızda da bayramın; “milli ve dini bakımdan önemi olan ve kutlanan gün veya günler” şeklinde tanımlandığını görüyoruz.  


30 Ağustos Zafer Bayramı'nın Anlam ve Önemi

Büyük milletlerin tarihsel yapısında derin izler bırakan ve hayati öneme sahip olan önemli hadiseler vardır. Milletimizin tarihsel geçmişine baktığımızda da bizim için hayati bir öneme sahip dört önemli hadisenin olduğunu görüyoruz. Birinci önemli hadise, 1040 yılında gerçekleşen Dandanakan Savaşı’dır. Bu savaşın sonunda kazanılan zafer ile Büyük Selçuklu Devleti kurulmuştur. Böylece Türkler Anadolu’ya ilk adımlarını atmış oldular. İkinci önemli hadise ise; 1071 yılında gerçekleşen Malazgirt Zaferi’dir. Bu zafer ile; Anadolu’nun kapıları Türklere açılmış, Bizans İmparatorluğu’nun İslam dünyası üzerindeki baskısı sona ermiş, Türkiye tarihi başlamış ve Anadolu’da ilk Türk beylikleri kurulmuştur. Üçüncü önemli hadise, 1176 yılında gerçekleşen Miryokefalon Savaşı’dır. Bu savaşta kazanılan zafer ile Türklerin Anadolu’dan atılamayacağı ve Anadolu’nun kesin bir Türk yurdu olduğu tescillenmiştir. Dördüncü önemli hadise ise; 30 Ağustos 1922 yılında, bizzat Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından sevk ve idare edilen Başkomutanlık Meydan Savaşı sonunda kazanılan zaferdir. Bu zafer; Mondros ve Sevr Antlaşmaları ile topraklarımızı işgal eden devletlere karşı başlatılan kurtuluş savaşı sonunda elde edilen bir zaferdir. Bu zaferle işgal güçleri vatanımızdan çıkarılmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur.     


Karne Heyecanı ve Yarıyıl Tatili

“Çocuğunuzu tanıyarak eğitime başlayınız” ( J.J.Rousseau)


Sanat ve Spor Kurslarına Katılan Öğrenciye Ek Puan Geliyor

Milli Eğitim Bakanlığı önümüzdeki süreçte (muhtemelen bir yıl içinde) sanat ve spor kurslarına katılan öğrencilere ait çalışmaların Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında değerlendirilmesi ve bu kurslara katılarak başarı gösterip belge alan öğrencilere ek puan verilmesi ile ilgili çalışmaları başlatma kararı almıştır.


Kahvaltı Kültürümüze Eklenen Siyah Çayın Sakıncaları

Kahvaltı öğle yemeği, akşam yemeği gibi bir öğündür. Sabah tüketilen günün ilk öğünüdür.  Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü’ne göre kahvaltı kelimesi; sabah güne başlarken yenilen hafif yemek anlamına gelmektedir.


Eğitime Nereden Başlamalı?

İlk insan Hz. Adem ve Hz. Havva’nın dünyaya gelmesi ile yeryüzünde insanın eğitim süreci başlamıştır. Ancak bu süreç yazının bulunmasına kadar yavaş ilerlemiştir. Fakat yazının bulunması ile eğitim alanındaki gelişmeler hızlanmış ve nihayetinde bu süreç günümüze kadar gelmiştir.  


KURBAN BAYRAMI’NIN ANLAM VE ÖNEMİ

Kurban Bayramı; kurban ve bayram olmak üzere iki kavramdan oluşmaktadır. Bundan dolayı Kurban Bayramı’nın anlamına geçmeden önce “kurban” ve “bayram” kavramlarının anlamı üzerinde durmak gerekmektedir. Bu kapsamda Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne baktığımızda kurbanın; “dinin buyruğunu veya bir adağı yerine getirmek için kesilen hayvan” şeklinde tanımlandığını görüyoruz. Bu tanımın içine girdiğimizde kurbanın bir yakınlaşmayı ifade ettiğini görüyoruz. Zira insanlar; Allah’a yakınlaşmak için kurban edilmesi caiz olan hayvanlardan birini O’nun rızası için kesmekte, yani Allah yolunda kurban etmektedirler. İşte kurbanın kısaca anlamı budur. Benzer şekilde “bayram” kavramının anlamı ile ilgili olarak Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne baktığımızda da bayramın; “milli ve dini bakımdan önemi olan ve kutlanan gün veya günler” şeklinde tanımlandığını görüyoruz.  



30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI VE YAŞANANLAR

       Büyük milletlerin tarihsel yapısında derin izler bırakan ve hayati öneme sahip olan önemli hadiseler vardır. Milletimizin tarihsel geçmişine baktığımızda da bizim için hayati bir öneme sahip dört önemli hadisenin olduğunu görüyoruz. Birinci önemli hadise, 1040 yılında gerçekleşen Dandanakan Savaşıdır. Bu savaşın sonunda kazanılan zafer ile Büyük Selçuklu Devleti kurulmuştur. Böylece Türkler Anadolu’ya ilk adımlarını atmış oldular. İkinci önemli hadise ise; 1071 yılında gerçekleşen Malazgirt Zaferidir. Bu zafer ile; Anadolu’nun kapıları Türklere açılmış, Bizans İmparatorluğunun İslam Dünyası üzerindeki baskısı sona ermiş, Türkiye tarihi başlamış ve Anadolu’da ilk Türk beylikleri kurulmuştur.  Üçüncü önemli hadise 1176 yılında gerçekleşen Miryokefalon Savaşı’dır. Bu savaşta kazanılan zafer ile Türklerin Anadolu’dan atılamayacağı ve Anadolu’nun kesin bir Türk yurdu olduğu tescillenmiştir. Dördüncü önemli hadise ise; 30 Ağustos 1922 yılında, bizzat Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından sevk ve idare edilen Başkomutanlık Meydan Savaşı sonunda kazanılan zaferdir. Bu zafer; Mondros ve Sevr Antlaşmaları ile topraklarımızı işgal eden devletlere karşı başlatılan kurtuluş savaşı sonunda elde edilen bir zaferdir. Bu zaferle işgal güçleri vatanımızdan çıkarılmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur.    


Çalışma Hayatında Esneklik - 2

Mademki esneklik çalışma hayatının vazgeçilmez bir olgusudur,  peki bunun ölçüsü ne olacaktır? Çalışma hayatında yer alan esneklik türleri acaba ne kadar esnetilmelidir? Çalışma hayatında esnekliğin bir ölçüsü var mı? Bu ve bunlara benzer sorular her zaman gündeme gelebilmektedir. Ancak, bu sorulara verilecek kesin bir yanıt bulmak çok zordur. Çünkü esneklik,  çalışma hayatının içinde bulunduğu koşullara göre sürekli değişkenlik gösteren bir durum arz etmektedir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, çalışma hayatında günümüzde görülen esneklik biçimlerine, ilerleyen zamanlarda yenilerinin eklenmesi de beklenmektedir. Bu anlamda, dünyadaki bilimsel ve teknolojik gelişmelere paralel olarak,  çalışma hayatında görülen esneklik biçimleri değişecek ve/veya yeni esneklik biçimleri ortaya çıkabilecektir. Bu bağlamda günümüzde çalışma hayatında görülen belli başlı esneklik biçimlerini şöyle sıralayabiliriz:


Çalışma Hayatında Esneklik 1

Gazetedeki ilk yazıma başlamadan önce İlkses Gazetesi’nin değerli okurlarını en kalbi duygularla selamlıyorum. Bundan sonra Allah kısmet ettiği sürece, ülkemizde ve dünyada olup biten sosyal olaylarla ilgili konuları, elimden geldiğince siz kıymetli okuyucularımızla paylaşmaya çalışacağım. Bu anlamda, İlkses Gazetesi’nin oluşturduğu seçkin bir aileye intisap etmenin bahtiyarlığını yaşarken, hem yazılı basında hem de sanal ortamda yayımlanan bu güzel gazetenin, başta imtiyaz sahibi değerli büyüğüm Halil ARSLAN olmak üzere gazetenin tüm çalışanlarına teşekkür ederim.