2

Kahvaltı Kültürümüze Eklenen Siyah Çayın Sakıncaları


  • Oluşturulma Tarihi : 01.12.2015 08:49
  • Güncelleme Tarihi :

Kahvaltı öğle yemeği, akşam yemeği gibi bir öğündür. Sabah tüketilen günün ilk öğünüdür.  Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü’ne göre kahvaltı kelimesi; sabah güne başlarken yenilen hafif yemek anlamına gelmektedir.

Sanayi devrimi insan hayatının etkileyen ve değiştiren en önemli tarihsel hadiselerden biri olarak kabul edilmektedir. Günümüzde her sabah yediğimiz kahvaltı öğününün kaynağı da Sanayi Devrimi’ne dayanmaktadır. Öyle ki, sanayi devrimine kadar bütün dünyada insanların yemek yeme kültüründe iki öğün söz konusuydu. Bu anlamda birinci öğün günün 10.00-11.00 saatleri arasında, ikinci öğün de 16.00 – 18.00 saatleri arasında yenirdi. Ancak sanayi devriminden sonra dünyada hızla yaygınlaşan sanayi üretimi çalışma hayatını da hızla değiştirmiştir. Ağır sanayi fabrikaları hızla yaygınlaşmış ve bu fabrikalarda çalışanlar her geçen gün daha da artmıştır. Daha çok üretme ve daha çok kazanma gayreti içine giren fabrika sahipleri dediğimiz müteşebbisler günlük çalışma vardiyalarını önce ikiye sonra da üçe çıkarmışlar. Dolayısıyla sanayi devrimi ile günün 24 saatinde çalışma hayatı ön plana çıkmıştır. Artan çalışma saatlerine paralel olarak insanların yemek öğünleri de ikiden üçe çıkmıştır. Bu öğünlerin birincisine kahvaltı, ikincisine öğlen yemeği ve üçüncüsüne de akşam yemeği denilmeye başlanmıştır. İşte günde üç öğün yemek yeme kültürü böyle ortaya çıkmıştır.

Şimdi de sanayi devrimi ile hayatımıza giren ve adı kahvaltı olan öğünde tüketilen çayın kahvaltı soframıza girişini ve bunun sakıncalarını irdelemeye çalışalım. Öncelikle söylemek gerekir ki, Avrupa’da başlayan sanayi devrimi ve bunun yarattığı modernleşme hareketleri Avrupa insanını etkilediği kadar bizleri de etkilemiştir. Nitekim bu etkileşim sonucunda ecdadımız Osmanlıların yemek kültürüne kahvaltı adında yeni bir öğün eklenmiştir. Osmanlıların yaşadığı kentleşme, modernleşme ve ekonomik sıkıntılar sonucunda çay kahvaltı sofrasının önemli bir içeceği haline gelmiştir. Çay; önceleri sadece ilaç niyetine, az tüketilen bir içecekti. Dönemin kaynaklarına göre; 19. yüzyıl sonlarından itibaren Osmanlı toplumunda, pahalılaşan kahve karşısında çay, daha ucuz olması, üstelik gün boyunca kahve yerine ve daha çok miktarda tüketilebilmesi nedeniyle kısa sürede yaygınlaşmıştır. Cumhuriyet sonrası Rize bölgesinde çay üretiminin başlamasıyla da, çay neredeyse geleneksel Türk içeceği olmuştur. Sabahları tüketilen kahvenin yerini artık, önceleri Rusya'dan gelen semaver, sonraları da çaydanlıkta demlenen ve ince belli cam bardakta sunulan çay almıştır. Böylelikle artık çay, şehirlerde ve Anadolu'da en çok tüketilen sıcak içecek haline gelmiştir. Kahve öncesi yenilen kahvaltılık lezzetler artık, çay eşliğinde tüketilmeye başlanmıştır.

İşte asıl tehlike kahvaltı kültürümüze çay girdikten sonra başlamıştır. Çünkü kahvaltıda tüketilen ekmek, peynir, zeytin, yumurta, tereyağı, reçel, bal, pekmez, tahin, helva, sosis, salam, sucuk, menemen, kaymak gibi yiyeceklerin yanında içilen çay bu yiyeceklerdeki demir tabanlı besinlerin kana karışmasını engellemekte ve bu yiyeceklerdeki demirin kanda emilimini engelleyerek dışarı atılmalarına neden olmaktadır. Bir başka değişle ülkemizde yaygın bir şekilde kahvaltıda tüketilen siyah çaydaki okside olmuş fenolik maddelerden dolayı besinlerdeki demirin biyo yararlılığı önemli ölçüde azalmaktadır. Bu nedenle kansızlığa eğilimli insanların, özellikle doğurganlık dönemindeki kadınların ve bilhassa çocukların kahvaltıda çay içmemeleri gerekmektedir.

Bu anlamda neler yapılabilir? Çay kahvaltı sofralarından nasıl kaldırılabilir? Şeklinde insanın aklına gelen pek soru vardır. Çünkü çay yıllardır kahvaltı sofralarımızın olmazsa olmazlarından birisi olmuş ve damak zevkimizin bir parçası haline gelmiştir. Bundan dolayı çayı kahvaltı sofralarımızdan kaldırmak kolay olmayacak. Ancak halkımızın ve bilhassa sıklıkla kansızlık sorunu yaşayan kadınlarımızın bu sorunlarına bir nebze yardımcı olmak için mutlaka bu konuda gerekli tedbirleri almak gerekmektedir. Eklemek gerekir ki, çocuklarımız da kahvaltıda tüketilen çayın zararlarından oldukça etkilenmektedirler. Peki kahvaltıda tüketilmesi doğru olmayan çayı sofralarımızdan nasıl uzaklaştırabiliriz? Bu konuda neler yapabiliriz?  Şimdi bu sorulara cevap bulmaya çalışalım.

Öncelikle kahvaltı sofrasının önemli bir parçası haline gelmiş olan çayın kahvaltıda alınmasındaki sakıncalarının ortaya konulması ve halkın buna inandırılması gerekmektedir. Bu bağlamda çayın doğru zamanlarda tüketilmesi konusunda Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere ilgili diğer resmi ve sivil toplum kuruluşlarımızın birlikte yapacakları ortak çalışmalarla alışkanlık haline gelmiş ve toplumun kültürel yapısına yerleşmiş olan “kahvaltıda çay tüketme alışkanlığının”  önüne geçilebileceğine inanıyoruz. Bunun için yapılabilecek pek çok çalışma vardır. Örneğin: Bu konuda görsel ve işitsel komu spotları hazırlanabilir; broşür, afiş ve bilgilendirme çalışmaları yapılabilir. Ayrıca halk tarafından yaygın bir şekilde izlenen televizyon film ve dizilerinin senaryolarına konu ile ilgili ilave çalışmalar yapılabilir. Halk tarafından sevilen ve kabul gören sanatçı ve yazarlar ile sivil toplum kuruluşlarında çalışan gönüllülerle ortak çalışmalar yapılabilir.     

Ancak vurgulamak gerekir ki, çay ülkemizde ve bilhassa bizim coğrafyamızda en sık tüketilen ve pek çok faydası olan içeceklerden birisidir. Çay zararlı bir içecek değildir. Ancak bu içeceğin kahvaltıda tüketilmesi halinde sorun oluşmaktadır. Bundan dolayıdır ki, çayın içinde bulunan ve besinlerdeki demirin kanda emilimini engelleyen fenolik maddelerden zarar görmemek için çayın; kahvaltıdan bir saat önce veya bir saat sonra içilmesi tavsiye edilmiştir. Dolayısıyla çaydaki asıl mesele çayın kendisi ile ilgili değil; çayı ne zaman ve ne şekilde tükettiğimiz ile ilgilidir. Eğer çayı doğru zamanda tüketirsek çay bize fayda sağlar; eğer çayı yanlış zamanlarda tüketirsek çay bize fayda değil zarar verebilir. Bu nedenle insanlarımızın ve bilhassa kadın ve çocuklarımızın sağlığı açısından kahvaltı sofralarımızdan çayı kaldırmamız gerekmektedir.  

Siyah çayın kahvaltıda tüketilmesi ile ilgili sakıncaların tamamı normal öğünlerde tüketilen çaylar için de geçerlidir. Bu bakımdan vücudumuza aldığımız besinlerde bulunan demirin boşa atılmaması ve bundan fayda görebilmemiz için kahvaltı ve yemekle beraber asla çay tüketmememiz gerekir.

Ayrıca eklemek gerekir ki, gelişmiş ülkelerin kahvaltı ve yemek kültürleri ile ilgili yaptığımız araştırmada bizim ülkede olduğu gibi kahvaltı ve yemek arasında siyah çay tüketen bir ülke tespit edemedik. Ancak Uzakdoğu ülkelerinde özellikle Çin gibi ülkelerde yemeklerden önce bağırsakları çalıştırmak için yeşil çay tüketildiğini tespit ettik. Fakat tekrar edelim ki, ne Avrupa ülkelerinde ne de dünyanın diğer gelişmiş ülkelerinin hiçbirinde kahvaltı ve yemek arasında siyah çay tüketme kültürü bulunmamaktadır.   

Son söz şudur ki, “sağlıklı kafa sağlıklı vücutta bulunur.” Sağlıklı olmak istiyorsak yapmamız gereken şey; bilimsel araştırmaların sonuçlarını iyi idrak etmek ve geleneksel hale gelmiş ancak bilimsel araştırmalarla zararları açıkça ortaya konulmuş olan yanlış beslenme kültüründen uzaklaşmak ve kahvaltı ile yemek arasında siyah çay tüketmemektir.

Kahvaltı Kültürümüze Eklenen Siyah Çayın Sakıncaları
Dr. Mehmet Ali Noyan
Yazarımız Kim ?

Dr. Mehmet Ali Noyan