Kıyafet insanın vücudunun bir bölümünü veya tamamını örten bir giysidir. Kıyafet aynı zamanda insanı soğuk ve zor doğa şartlarına karşı koruyan bir araç olarak da görülmektedir. Kıyafet insanların daha güzel ve hoş görünmesine vesile olduğu da bilinen bir gerçektir. Kıyafet bir insanın kişiliğini ve karakterini etkilediği gibi aynı zamanda o insanın ait olduğu milletin kültürel yapısını da etkilemektedir. Çünkü kıyafet bir milletin kültürel değerlerinin önemli unsurlarından birisidir. Bu anlamda kıyafete salt insan vücudunu örten bir giysi gözü ile bakmanın doğru olmadığını özellikle vurgulamak gerekir. Zira kıyafetin üzerindeki desenlerin, motiflerin, yazıların, renklerin ve kıyafete yapılan eklentilerin aslında değişik anlam ve mesajlar içerdiği bilinmektedir. Günümüzde bu konuda pek çok bilimsel araştırma yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. Bu açıdan bakıldığında renk, desen, motif, yazı ve üzerindeki eklentiler bakımından kıyafetlerimizi seçerken çok dikkatli olmamız gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır.
İnsanların kullandıkları kıyafetler birer evrensel değer ifade etmekle beraber özelde bir milletin kendisine has olan kültürel değerlerini oluşturan ve inşa eden bir araç olduğunu görüyoruz. Bu bağlamda kıyafet kültürel bir değer taşımakta ve insanları bağlı oldukları milletin ortak hedef ve amaç şemsiyesi altında birleşme işlevini yerine getirdiğini belirtmek gerekir. Buradan hareketle bir insan topluluğunun millet olmasına etki eden önemli faktörlerden birisinin o milletin kıyafet kültürü olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Tarihsel süreç içerisinde kıyafetin kullanılmaya başlandığı günden bu yana kıyafetler; zamana, iklime, mevsime ve benzeri etkenlere göre sürekli bir değişim göstermiştir. Kıyafetlerdeki bu değişim kıyafetin renginde, deseninde, kumaş yapısında, üzerine yazılan yazılar ve ilave edilen eklentiler ile kendisini göstermiştir.
Her milletin kendi değerlerini yansıtan bir kıyafet kültürü vardır. Bir milletin tarihsel süreç içerisinde yaşadığı olaylar, yaşanılan yerin iklim özellikleri, zevkleri, inançları ve daha pek çok manevi değerleri o milletin kıyafet kültürünü oluşturmaktadır.
Günümüzde bazı ülkeler bir başka ülkenin kültürel yapısını ortadan kaldırarak o ülkedeki insanların millet olma şuurunu yok etmek ve bu yolla o ülkeyi ele geçirmede kıyafeti bir araç olarak kullanılmakta olduklarını görüyoruz. Kıyafetlerin renginde, deseninde, motiflerinde, eklentilerinde, üzerine yazılan yazılarla, vücudu örtme şekil ve oranında yapılan profesyonel oyunlarla insanlara gizli mesajlar verilerek o insanların bilinç altında yer alan yerli ve milli kıyafet kültürünün yavaş yavaş yozlaşmasına ve uzun vadede tamamen yok olup gitmesine neden olmaktadırlar. Böylece bu oyunu tezgâhlayıp başarılı bir şekilde oynayan art niyetli ülkeler hedef aldıkları ülkenin yerli ve milli kültürlerini yok ederek kendi kültürlerini hedef ülkelere ihraç etmektedirler. Bu kültür ihracatı ile hedefteki ülkeyi ve ülke insanlarını zahmetsiz, masum ve kolay bir şekilde ele geçirmiş ve kendilerine bağlamış olmaktadırlar.
Günümüzde ülkelerin birbirleri ile olan mücadelelerinde asimetrik araç ve yöntemler yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Kullanılan asimetrik araç ve yöntemlerde asıl amaç gizli tutulmaktadır. Profesyonel bir şekilde uygulanan bu yöntemlerle art niyetli ülkeler hedef seçtikleri ülkeler üzerindeki amaçlarına kolaylıkla ulaşabilmektedirler. Uygulanan asimetrik araç ve yöntemleri ilk etapta fark etmek her zaman mümkün olamayabiliyor çünkü bunlar kanser virüsü gibi ilk etapta fark edilmezler ancak orta ve uzun vadede hedef alınan ülkeye ve ülke insanlarına büyük zararlar verdikten sonra farkına varılabilmektedirler. Bundan dolayı günümüzde bazı ülkeler kendilerine rakip gördükleri ülkelerin yerli ve milli kültürlerini yok etmede kıyafeti bir asimetrik araç olarak kullanmaktadırlar.
Kıyafet bir milletin kültürel değerlerinin bir parçasıdır. Bu nedenle giydiğimiz kıyafetler önemlidir. Kıyafetlerimize salt vücudumuzu örten ve bizi güzelleştiren bir araç gözü ile bakamayız. Her milletin bir kıyafet kültürünün olduğu bilinciyle hareket ederek kendi kültürümüzü yaşatacak ve gelecek nesillere aktaracak şekilde kıyafet seçimi yapmamız gerekmektedir. Çarşıda, pazarda, mağazalarda satılan gömlek, pantolon, tişört, parke v.b kıyafetlerin üzerinde yer alan yabancı yazılar, eklentiler, renk kombinasyonları ve motiflerin altında gizlenen anlam ve mesajlarla bizi biz yapan değerlerimiz yani milli kültürümüz yok edilmeye çalışılıyor. Bunu engellemek için kendimize, çocuklarımıza ve yakınlarımıza kıyafet alırken buna çok dikkat etmemiz gerekmektedir.
Ülke olarak zengin bir kültürel yapıya sahibiz. Sahip olduğumuz zengin kültürel değerlerimizi kıyafetlerimize yansıtabiliriz. Böylece bu yolla hem ülke insanımızda ve özellikle gençlerimizde milli şuur oluşmasına katkı sağlayabilir hem de bizi millet haline getiren zengin değerlerimizi yabancı kültürlerin istilasından da kurtarabiliriz. Bu konuda tekstil üreticilerimize, sanayicilerimize, modacılarımıza, reklamcılarımıza çok iş düşmektedir. Örneğin milletimizin zengin tarihsel geçmişi içerisinde yetiştirdiğimiz bilginlerimizi, büyük devlet adamlarımızı, âlimlerimizi, sporcularımızı, sanatçılarımızı ve bizi biz yapan değerlerimizi kıyafetlerimize yansıtarak bu konuda farklılık ve farkındalık yaratabiliriz. Bu şekilde yerli ve milli kültürümüze sahip çıkarak insanlarımızın bir kısmında, özellikle gençlerde yaygın olan yabancı özenti ve saplantısını da ortadan kaldırabiliriz.
Çağdaşlaşmak, değişmek, güzel görünmek ve modayı takip etmek için insanın kendi milli değerlerini bırakarak başka milletlerin kültürel değerlerinin esiri olmasına gerek yoktur. Kendi yerli ve milli kültürümüze sahip çıkarak değişebilir, daha güzel görünebilir, kendimizi geliştirebilir, ülke olarak kalkınabilir ve refah seviyemizi yükseltebiliriz. Kendi kültürel yapılarını koruyarak dünyanın en gelişmiş ülkeleri içinde yer alan Japonya ve Çin buna güzel birer örnektir.
Ülkemizde yerli ve milli kavramlarının öne çıkarıldığı bu dönemi fırsat bilerek kıyafetlerimizin üzerindeki yazılar ile eklentilerini yerli ve milli hale getirebiliriz. Bunu sağlamak için kültürel yapımızla bağdaşmayan, beyin yıkıcı yabancı yazı ve eklenti barındıran kıyafetler yerine milli kültürümüzü yaşatacak ve güçlendirecek yerli ve milli yazı ve eklentileri barındıran kıyafetleri tercih edelim. Bu konuda milli bir politika oluşturalım. Kıyafet alırken buna dikkat edelim, üreticilerden bu konuda talepte bulunalım. Her şeyi devletten beklemek doğru değildir. Bu konuda üreticiden tüketiciye kadar ülkede yaşayan herkes üzerine düşen görevi yapması gerekir. Özellikle sivil toplum kuruluşlarına, film ve dizi yapımcı ve oyuncularına, sporculara, sanatçılara, yazılı ve görsel medya kuruluşlarına, tekstil üreticilerine, ilgili tüm kişi ve kurumlara bu anlamda çok görevler düşmektedir.
Atalarımızın dediği gibi lafla peynir gemisi yürümüyor. Devletimizin güçlenmesi ve milletimiz bekası için çok çalışmalıyız. Uyanık olmalıyız. Yabancı kültürlere saygı ve hoşgörü göstermeli ancak yabancı kültürlerin baskı ve sömürülerine asla izin vermemeliyiz. Bizleri millet yapan kültürel değerlerimize sahip çıkmalı, kıyafetlerimize yerli ve milli değerlerimizi işleyerek onları yaşatmalı ve gelecek nesillere aktarmalıyız.