Kurban Bayramı ve Gönül Kazanma Seferberliği


  • Oluşturulma Tarihi : 01.09.2017 09:59
  • Güncelleme Tarihi :
Kurban Bayramı ve Gönül Kazanma Seferberliği

Kurban Bayramı Müslümanların en büyük bayramıdır. Bayram arabi ayların sonuncusu olan Zilhicce ayının onunda, gün doğuşundan sonra başlar ve dört gün devam eder. Bu bayramda kurban kesme ibadeti söz konusu olduğu için bu bayrama Kurban Bayramı denilmektedir. Kurban kesme, insanı Allah’a yaklaştıran ve ulaştıran bir ibadet olarak bütün semavi dinlerde yer almaktadır. Kurban, Allah’a yakınlık (kurbiyet) anlamına gelmektedir. Kurban kesmenin özünde, Allah’a şükretme, maddi bir fedakârlık gösterme ve onun emirlerine uyma manası yatmaktadır. Nitekim kutsan kitabımız Kur’an’ı Kerimin Kevser Suresi’nde kurban üzerinde durulmuş “Rabbin için namaz kıl ve kurban kes” buyurulmuştur. Bu bağlamda maddi imkânları uygun olan Müslümanlar Allah’a olan yakınlıklarını göstermek ve onun rızasını kazanmak için ibadet niyetiyle ve belirlenen hususi bir vakitte kurban şartlarına uyan büyükbaş veya küçükbaş bir hayvanı kurban olarak kesmektedirler.  Kesilen kurban etinin bir kısmı kurbanı kesenler tarafından tüketilmekte geri kalanı ihtiyaç sahiplerine dağıtılmaktadır. Bu anlamda kurban ibadeti, fakirlerin gıda ihtiyacını karşılamakta, toplumda zengin fakir kaynaşması gibi işlev görmekte, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı pekiştirmektedir.

Kurban Bayramı’nı daha iyi anlamak için Hazret-i İbrahim’in kıssasını hatırlamak ve kısaca üzerinde durmakta fayda var. İbrahim Peygamber, Cenabı Hakk’a yalvararak salih bir evlat vermesi için dua etmiş, Allah da duasını kabul ederek ona salih bir evlat vermiştir. Bu evlat büyümüş, erginlik çağına varınca da, babası, büyük bir imtihana tâbi tutulmuştur. Gecenin birinde Hz. İbrahim, “oğlunu Allah yolunda kurban etmekte olduğunu” rüyasında görünce, bu durumu evladı ile paylaşmış ve onun görüşünü sormuştur.  Evladı da hiç tereddüt etmeden “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap” diye cevap vermiştir. Bunun üzerine Hz. İbrahim tam evladını kurban edeceği sırada yanına gelen melek “Ey İbrahim, gördüğün rüyayı yerine getirdin. İmtihanı kazandın” müjdesini kendisine iletmiş ve evladı yerine kurban olarak kesmek üzere kendisine bir koç vermiştir. İşte günümüzde kesilen kurbanlar Hz. İbrahim Halil’in rüyasına dayanan feragat ve fedakârlığı ile onun bir imtihandan sonraki mükâfatı niteliğindedir.

Ramazan Bayramı’nda olduğu gibi bu bayram da Müslümanlar arasında sevinç, neşe, dayanışma, yakınlaşma, yardımlaşma, karşılıklı ziyarette bulunma, hastaları arayıp sorma, darda kalmışların elinden tutma, dargınları barıştırma, büyükleri ziyaret edip hayırlı dualarını alma, çocukları sevindirme, öksüz ve yetimlerin ihtiyaçlarını giderme gibi güzel ve faydalı davranışlarla “Gönül Kazanma Seferberliği” devam ettirilecektir. Bu seferberlik sadece bayram günlerinde değil yılın tamamında ve hayatın her anında zaten vardır. Allah’ın rızasını kazanma ve ibadet niyeti ile insanın hayatı boyunca gönül kazanma yönünde yapacağı gayret ve bu gayreti zenginleştirerek sürdürmek çok önemlidir. Çünkü gönül kazanma seferberliğinin insana mükâfatı çok büyüktür. Bu seferberlikten zaferle ayrılanlar hem bu dünyada hem de öbür dünyada saadete erme ve cennet ile şereflenme olasılıkları yüksektir.

Gönül kazanma seferberliği sadece insan bazında değil ülke bazında da yapılmaktadır. Ülkemizin bu hususta yürüttüğü ve başarılı bir şekilde sürdürdüğü yardım faaliyetleri bu duruma güzel bir örnektir. Nitekim ülkemiz geçmişte olduğu gibi günümüzde de dünyanın neresinde olursa olsun, hangi dine ve millete tabi olursa olsun zorda ve darda kalan herkesin yardımına koşmuştur. Dünya ölçeğinde yapılan yardımlara baktığımızda yardım miktarı bazında ülkemizin dünyada ikinci ve yardımın nüfusa oranına baktığımızda da birinci sırada olduğumuzu görüyoruz. Bu durum hepimizi gururlandırmakta ve mutlu etmektedir. Köklü ve şanlı bir tarihe sahip milletimiz bu güzel hasletini tarihin her sürecinde devam ettirmiş ve gönül kazanma seferberliğini başarı ile yürütmüştür. Bulgaristan’da dönemin zalim yöneticilerinin yaptıkları mezalime karşı ülkemiz sınır kapılarını açarak zulme uğrayanları bağrına basmıştır. Benzer şekilde geçmişte Irak’ta yaşanan sıkıntılar karşısında ülkemiz sınır kapılarını açarak misafirperverlik ve yardımseverlik görevini yerine getirmiştir. Bu gün de Suriye’de yaşanan sıkıntılardan kaçıp hayatını kurtarmaya çalışan insanlara kucak açıp onlara yardım eli uzatılmıştır.  Dünyanın neresinde olursa olsun zulüm gören, mağdur edilen ezilen insanlara ülkemiz sahip çıkmış, yardım eli uzatmış ve kimsesizlerin kimsesi olma noktasında verdiği mücadeleyi aralıksız olarak devam ettirmiş ve ettirmeye devam etmektedir. İnsan Hakları konusunda mangalda kül bırakmayan batı ve gelişmiş ülkeler, günümüzde Myanmar askerleri tarafından acımasızca öldürülen Müslüman Arakanlıların yaşadığı zulme seyirci kalmaya devam etmektedir. Binlerce arakanlı öldürülüyor ve Türkiye dışında hiçbir ülke buna ses çıkarmıyor. Bu gün biz ülkemizde Kurban Bayramını idrak ederken bulunduğumuz coğrafyada ve dünyanın pek çok yerinde Müslüman kanı akmaya devam ediyor. Mağdur Müslümanların ve dünyadaki mazlumların umudu Türkiye’dir. Bu anlamda Türkiye’nin güçlü olması konusunda bizim gösterdiğimiz çabanın yanında Müslüman kardeşlerimizin ve dünyadaki bütün mazlumların arzu, temenni, dua ve desteği söz konusudur. 

Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin, gönül coğrafyamızdaki bütün kardeşlerimizin, âlem-i İslâm’ın ve sizlerin Kurban Bayramlarını tebrik ediyorum. Kurbanlarımızın makbul, bütün kardeşlerimizin haccının mebrur, günahlarımızın mağfur, bayramlarımızın mesrur olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Ayrıca idrak ettiğimiz Kurban Bayramının birey ve ülke bazında yaptığımız gönül kazanma seferberliği anlamındaki çabalarımızın artmasına; dünyada devam eden zulüm, acı ve insan katliamlarının sona ermesine; toplumsal refaha, huzura, barışa, birlik ve beraberliğe, kardeşliğe, hoşgörüye, dayanışmaya ve umutların gerçeğe dönüştüğü saadet dolu bir hayata vesile olmasını diliyorum.

Kurban Bayramı ve Gönül Kazanma Seferberliği
Dr. Mehmet Ali Noyan
Yazarımız Kim ?

Dr. Mehmet Ali Noyan