Günlük yaşantımızda değişik değerlendirme ve kanaat bildirme durumu ile karşı karşıya kalıyoruz. Gün içinde farklı olaylar yaşıyoruz. Farklı olaylara tanık oluyoruz. Yaşadıklarımızı bazen kendi içimizde değerlendiriyoruz bazen de başkaları ile paylaşıyoruz. Bütün bu değerlendirmeleri yaparken içimizde oluşturduğumuz bakış açısına bağlı kalırız. Geçmişteki yaşantılarımız, isteklerimiz, ihtiyaçlarımız, bilgi dağarcığımız, hayat tecrübelerimiz, statümüz, yaşadığımız yer, hava şartları, beslenme durumumuz, sosyal çevremiz, ruh halimiz gibi faktörler bizim bakış açımıza etki etmektedir. Bunun sonucunda bakış açımız bazen olumlu bazen de olumsuz olabilmektedir. Çekimser veya kararsız kaldığımız durumlar çok nadirdir.
Peki bakış açımızın önemi nedir? Bakış açımızı şekillendirirken ve ortaya koyarken nelere dikkat etmeliyiz? Bakış açımız aslında kişiliğimizi ortaya koymaktadır. Yaşadıklarımıza verdiğimiz tepki bizim kalitemizi göz önüne sermekte ve toplum nezdindeki değerimizi belirlemektedir. Bu bakımdan bakış açısı insan hayatında büyük bir önem taşımaktadır. Hayatımızın her anında yaşadıklarımıza verdiğimiz tepkiler bizim bakış açımızı ortaya koyarken aslında bu davranışımızla hem kendimize hem de başkalarına etki ettiğimizi unutmamamız gerekir. Bu noktadan hareketle bakış açımızı belirlerken fevri ve duygusal olmamaya özellikle dikkat etmemiz lazım. Çünkü fevri ve duygusal davranmak işin kolayına kaçmak demektir, acemilik demektir, sonu pişmanlık ve ıstırap demektir. Bu anlamda bakış açımızı belirlerken mümkün mertebe soğuk kanlı olmak, biraz durup düşünmek ve doğru karar vermek gerekir. Peki doğru karar nedir? Genel olarak doru karar; hayata olumlu bakış açısı ile bakabilmektir. Başka bir değişle doğru karar içimizden gelen dünyevi ve nefsani duygulara dur diyebilmektir; kolayı değil zor olanı tercih edebilmektir; makam, mevki, şan, şöhret ve zenginliğin duyu organlarımıza çektiği sanal perdeyi yırtarak hakkı ve haklıyı savunabilmektir; empati kurabilmektir. Mevlana Hazretlerinin ifade ettiği gibi hamlıktan çıkıp pişmektir doğru karar.
Peki, hayata hangi açıdan bakmak gerekir? Olumlu bakış açısı mı olumsuz bakış açısı mı tercih edilmelidir? Hangi bakış açısı daha faydalıdır? Şimdi bu soruların cevabını yaşanmış üç değişik örnek olay ile ortaya koymaya çalışalım.
Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir gün ashabı ile yolda yürürken yolun kenarında bir köpek ölüsüne denk gelirler. Sahabelerden bazıları bu manzara karşısında Bu leş ne kadar da pis kokuyor demekten kendilerini alamazlar. Ancak Peygamber Efendimiz (S.A.V) yerdeki köpek ölüsüne baktıktan sonra yanındaki ashabına dönerek Bu köpeğin ne güzel dişleri varmış diye buyurarak olaya olumlu açıdan bakıyor ve yanındakilere de olaylara olumlu açıdan bakmaları gerektiği mesajını veriyor.
Padişah, bir gece rüyasında tüm dişlerinin döküldüğünü, yemek bile yiyemez hale geldiğini görür. Sıkıntı içinde uyanır. Vezirini çağırıp sarayın rüya tabircilerinin hemen huzuruna getirilmesini buyurur. Padişah gelen rüya tabircilerine gördüğü rüyayı anlatır ve bu rüya hayır mıdır, şer midir diye sorar. Tabircibaşı biraz düşündükten sonra bu rüya Şerdir, Padişahım der ve ekler Uzun yaşayacaksınız; ama ne yazık ki, tüm yakınlarınızın gözlerinizin önünde birer birer ölüp sizi yapayalnız bıraktıklarını göreceksiniz. Padişah bu olaya çok sinirlenir ve Tabircibaşını zindana attırır. Huzura getirilen ikinci tabirci ise padişahin rüyasını dinledikten sonra bu rüyanın sonu hayırdır padişahım der ve ekler Bu rüya, tüm yakınlarınızdan daha uzun yaşayacağınızı gösterir. Daha nice seneler boyu ülkenizi yönetebileceksiniz. Padişah bu duruma çok sevinir ve tabirciyi altın ile ödüllendirir. Aslında her iki tabircinin söyledikleri aynı anlama geliyordu fakat tabircilerin bakış açıları farklıydı. Birincisi olumsuz açıdan rüyayı yorumladı diğeri ise olumlu açıdan yorumladı ve ödül aldı.
Bir ayakkabı şirketi, pazar araştırması yapması için Afrikaya iki elemanını gönderir. Elemanlar Afrikanın çeşitli ülkelerinde şehirleri gezip, araştırma yaptıktan sonra raporlarını sunarlar. Birinci Eleman: Afrikada bizim için hiçbir fırsat yok. Çünkü hiç kimse ayakkabı giymiyor. İkinci Eleman: Afrikada bizim için olağanüstü fırsatlar var. Çünkü orada hiç kimse ayakkabı giymiyor. Birinci eleman olaya olumsuz açıdan bakıyor ikinci eleman olaya olumlu açıdan bakıyor. Şirket olumlu açıdan değerlendirme yapan elemanı baz alıp yatırım yapıyor ve büyük paralar kazanıyor.
Yukarıda verdiğimiz üç örnek olayda da görüldüğü üzere hayatta karşılaştığımız olaylara olumlu açıdan bakmak bize fayda sağlamaktadır. Olumlu bakış açısının zorlukları çoktur ama sonucu güzellik ve mutlulukla doludur. Bu bağlamda mutlu olmak ve etrafımızdaki insanlara mutluluk aşılayabilmek için hayata ve hayattaki olaylara olumlu açıdan bakmaya çalışalım.