Sayfa Yükleniyor...
Teknolojideki gelişmeler insanlara yeni fırsatlar sunmakta ve günlük hayatı kolaylaştırmaktadır. Ancak itiraf etmek gerekir ki, teknolojideki gelişmeler bir yandan insanlara faydalı alanlar açarken diğer yandan bazı sıkıntılara da zemin hazırlamaktadır. Bu sıkıntılardan birisi sosyal medya araçlarını kullanan insanlarda görülen sosyal medya depresyonudur. Facebook, Twitter, Whatsapp ve Instagram gibi sosyal medya araçlarını kullanan bazı insanlarda oluşan sosyal medya bağımlılığı zamanla sosyal medya depresyonuna dönüşmektedir. Bu depresyon türü insanlarda ruhsal çöküntülere, yaşam kalitesinin düşmesine, üretkenliğin zayıflamasına ve gerçek hayattan kopmaya neden olmaktadır. Bu tür depresyona kapılan kişiler sanal alemin bağımlısı olmakta ve sanal mutluluklar peşinde koşturup durmaktadırlar.
Sosyal medya sahip olduğu çekim gücü ile insanları cezbetmektedir. Atlantik Okyanusundaki Bermuda Şeytan Üçgende görülen ve koca uçakları içine çekip yok eden bir çekim gücü gibi sosyal medyanın da çok güçlü bir çekim gücü bulunmaktadır. Bu güç insanları içine çekmekte ve zamanla insanı gerçek hayattan koparıp sanal hayata sürüklemektedir. Aynı zamanda bu güç insanlar üzerinde sanal uyuşturucu etkisi yaratmaktadır. İşte tam bu noktada sosyal medyada yapılan paylaşımlara gelen beğeni sayısı bazı insanlarda ciddi bir rahatsızlık arz eder hale gelmiştir. Paylaşımlara gelen beğeni sayısının düşük olmasından dolayı paylaşımı yapanlarda görülen bu rahatsızlığa Sosyal Medya Depresyonu denilmektedir. Beğenilmeme korkusu ve sosyal medya fobisi sonucunda oluşan sosyal medya depresyonu günümüzde bir hastalık virüsü gibi gittikçe yaygınlaşmaktadır.
İngiltere merkezli Ditch The Label adlı kuruluşun yaptığı araştırmaya göre gençlerin % 40ı paylaştıkları öz çekimler beğenilmediğinde kendilerini kötü hissettikleri tespit edilmiştir. Ayrıca 12-20 yaşlarında 10.000den fazla sosyal medya kullanıcısıyla yapılan araştırmada katılımcıların %35i kendilerine güvenlerinin takipçi sayıları ile doğrudan bağlantılı olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırma sonuçlarına göre sosyal medya üzerinde paylaşım yapan her 10 kişiden ortalama 4 kişinin beğenilmeme korkusu yaşadığı tespit edilmiştir. Prof.Dr. Nevzat Tarhana göre, Sosyal medyaya aşırı ilgi duyan kişilerin beyni, herhangi bir uyuşturucu madde almadığı halde, sanki almış gibi haz duyar ve bazı hormonlar salgılar. Bu hormonlara sanal uyuşturucu denilmektedir. Bu bağlamda sosyal medyayı kullananların dikkatli olmalarında fayda vardır.
Sosyal medya depresyonu yaşayanlar yaptıkları paylaşımlara gelen beğeni sayısına göre ruhsal durumları değişmektedir. Paylaşımlara gelen beğeni sayısı arttıkça kendilerini mutlu, güçlü ve enerjik hissetmektedirler. Beğeni sayısı düştüğünde de enerjileri azalmakta, moralleri bozulmakta, kendilerini mutsuz ve değersiz hissetmelerine neden olmaktadır. Bu noktada özellikle aile ve yakın arkadaşların yardımı çok önemlidir. Sosyal medyada geçirilen zamanı sınırlandırma, kitap okuma, yeni hobiler edinme, spor yapma, müzik dinleme ve sosyal etkinliklere katılma gibi faaliyetlerin depresyonu yenmede yararlı olabileceğini söyleyebiliriz. Yaşanan depresyonun şiddeti yüksek ise mutlaka konu ile ilgili uzman kişilerden yardım alınmasında fayda vardır.
Sosyal medyada yapılan paylaşımlara gelen beğenilerin altında pek çok sebep yatmaktadır. Paylaşımı yapan kişinin sosyal statüsü, makamı, mevkisi, mal varlığı gibi değişik kriterlerin etkili olduğu bilinmektedir. Bu nedenle sanal ortamda yapılan sosyal paylaşımlara gelen beğeni sayısının objektif bir değerlendirme kriteri olmadığını belirtmek gerekir. Bundan dolayı sanal medyadaki paylaşımların beğeni sayısı mutluluğumuzun veya mutsuzluğumuzun belirleyicisi olamaz.
Son söz şudur ki; sosyal medya araçlarının doğru, ölçülü ve yerinde kullanılması insana fayda sağlarken aksi durumda insanın sosyal medya depresyonu dediğimiz bir rahatsızlık yaşamasına neden olabilmektedir. Özellikle buna dikkat etmek ve hayatımıza ona göre yön vermekte fayda vardır. Sanal alemin sanal mutluluklarından uzak duralım. Mutluluğu gerçek hayatta ve hayatın gerçeklerinde aramaya çalışalım. Sosyal medya depresyonunu yenmenin temel hareket noktası budur.
Herkese sağlıklı, huzurlu ve esenlik dolu günler dileği ile