-
-
-
Sayfa Yükleniyor...
Sayfa Yükleniyor...
Günümüz teknolojilerine karşı mesleki açıdan başarıyı yakalamak eskiye nazaran daha zor. Bunun en büyük sebebi ise bilgiye ulaşmanın artık çok fazla kolay olması. Bu denli kolay ve ulaşılabilir bilginin olduğu bir çağda gazetecilik daha fazla önem kazanmaktadır. Doğru, güvenilir, objektif ve özgür habercilik kriterlerine uyarak kamuoyunu bilgilendirmek zorundasınız. Hem bunları yapabilmek hem de gelişen teknolojiye ayak uydurmak ve geri kalmamak için olağanüstü çaba harcamak zorundasınız. İşte bizim İLKSES Gazetesi olarak tüm çabamız bu. Halkın “Doğru” Habercisi sloganını kendimize şiar edinerek, doğru, güvenilir, objektif ve özgür habercilik yapmaya çalışıyoruz.
İzmir, gazetecilik mesleği için önemli bir kent. Osmanlı’dan günümüze gelen medya kuruluşlarına ev sahipliği yapan ve en önemlisi milli mücadelenin başlamasında il kıvılcımı yakan Hasan Tahsin’in şehirdir burası. Bunun bilincinde hareket ediyoruz. O yüzden İzmir gibi bir yerde gazetecilik yapmak, uzun soluklu yayın yapmak hiçte kolay değil. İLKSES Gazetesi, yayın hayatına başladığı ilk günden bu güne kadar bu doğrultuda hareket etti.
Geride bıraktığımız 9 yıl bizim için çok önemli bir deneyim oldu. Türkiye’de ve dünyada olağanüstü gelişmeler yaşandı. Bu gelişmeler karşısında dimdik durduk ve
Türkiye demokrasisinin kökleşmesi için yerel medyanın ayakta kalmasının ne kadar önemli olduğunu her platformda dile getirmeye çalışıyoruz. Burada söz konusu olan yerel medyanın objektif bir şekilde kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirmesidir. Ancak gazete baskısının ana ham maddesi olan kağıt, boya ve kalıp gibi malzemeler ithal edildiği için dövize endeksli olması söz konusudur. Bu da en ufak bir dalgalanmada baskı bedellerinin gazeteler üzerinde ciddi bir artış olarak gerçekleşmektedir. Bu tür ekonomik baskılar, Basın İlan Kurumu’na bağlı günlük yerel gazeteleri önemli ölçüde etkilemektedir.
İzmir’de günlük yayın yapan, Basın İlan Kurumu kuralları ve kararları çerçevesinde çıkan 7 yerel gazete, yaşanan kağıt zammı ve döviz artışının ardından yerel medyanın yaşatılması için çeşitli projeler üretip ve bir takım önlemler aldı. Gazete sahipleri ve temsilcileri krize karşı hızlı bir refleks göstererek bir araya geldi. Gazeteler, 1 Eylül 2018 tarihinden itibaren pazar günleri ve bayramlarda çıkmama kararı aldı. Gazetecilik etiği açısından bu durum gazetecileri pek mutlu etmese de yüzde 70 gibi büyük bir çoğunluğa istihdam sağlayan yerel medya, aldığı bu karar ile birçok gazetecinin işinden olmasının önüne geçti. Alınan karar ile kurumlar yüzde 20 gibi bir oranda tasarruf sağlamış oldu. Basın İlan Kurumu’nun Olağanüstü Genel
Bazen insan dışarıdan göremez, imkansız denilen şey bir bakmışsınız çok kolay bir şekilde çözülüvermiş, bazen de çok basit denilen bir şeyi de ne yaparsanız yapın çözemezsiniz. Geçen hafta hanımın omuzunda yapılması gereken bir operasyon vardı. Yıllar önce yapması gerekirken biraz da hastane korkusu ile erteleyip durdu, artık durum kötüleşince kolda uyuşmalar başlayınca eli mahkum bir doktora görünmek ihtiyacı hissetti. Tabi pek önemsemediği için normal bir devlet hastanesine gitti, oradan aldığı cevap ile ilk şokunu yaşadı: “Bu çok ciddi bir sorun bu hastanede ameliyat edemeyiz.” Doktoruna göre, tam teşekkülü, beyin, kalp, genel cerrah servislerinin olduğu donanımlı ve yoğun bakım ünitesi olan hastanede ameliyat olması gerekiyordu. İş ciddiye binince her zaman sağlık konusunda bilgisine başvurduğumuz gazetemizin de köşe yazarı sevgili, Uzm.Dr. Deniz Arslan’a danışma ihtiyacı hissettim. Deniz Hoca, hemen SBÜ Suat Seren Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde görev yapan Uzm.Dr. Enver Tekin’e bir görünmesini tavsiye etti. Yaptığımız araştırmalarda da Enver Bey’in başarılı bir cerrah olduğu, işinin uzmanı ve hasta memnuniyetinin üst düzeyde olduğu bilgisine ulaştık. Aldığımız güven ile hemen randevu alarak yanına gittik, gerekli tetkik ve kontrolden sonra kitlenin vücut için hayati olan kas ve damarların arasında olduğu ve vücut fonksiyonlarını engelleyecek duruma geldiği tespit edildi. Bu tespitten sonra Enver Bey, hastanenin tam teşekkülü
İzmir’de siyasete bulaşan her şahsın en güzel cümlesi olur, ‘Marka Kent’ söylemi. Siyasi parti fark etmeksizin hepsi aynı tabiri kullanır. Peki, gerçekten marka derken ne demek istendiğini biliyorlar mı? Marka olmak için şartlar nedir? Marka olmak için ne tür projeler geliştirilmeli?
Gelelim İzmir’in kalbi Konak’a. Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş da ‘Marka Kent’ söylemiyle gelmişti hatırladığım kadarıyla. İnsanız hepimiz unutabiliriz. Ancak teknoloji ve gelişen sistemler unutmaz. Dileyen 2014 seçimlerinde tüm adayların verdiği sözleri bulabilir. Ben de küçücük bir ‘Google’ taraması yaptım. Sema Hanım epey iddialı geldi. En büyük vaadi ise çalışkan kadın olacağı idi.
2014 seçimleri sürecinde Sema Hanım, “İzmir, ne kadar çalışkan bir kadın olduğumu görecek” diyor. 2014 yerel seçim sürecine ilişkin konuşan Sema Pekdaş, 30 Mart’ta yapılacak seçimlerde Konaklılara hak ettiği hizmeti sunacaklarını belirtmiş. Pekdaş, “Konak İzmir’in kalbi. Konak’ı parlatırsak İzmir parlar. Bunun için vatandaşın yararına kim bir adım atıyor, kim bir proje geliştiriyorsa ben onun yanında olacağım. Konaklı hemşerilerimiz artık sıkıntı çekmeyecek” demiş. Ben bu 5 yıl zarfında her gün Konak’ta yaşadım. Bir gün temiz bir çevre, temiz bir kaldırım
Yayın serüvenine 15 Ağustos 2000’de başlayan gazetemiz İLKSES emin adımlarla yoluna devam ediyor. Gelişen teknoloji karşısında kurumlar hem kendisini yenilemek hem de geliştirmek zorunda. Çağa ayak uyduramayanlar maalesef geride kalır. Biz de bu amaçla İLKSES Gazetesi olarak hem gelişen teknolojiye ayak uydurmaya çalışıyoruz hem de gazeteciliğin temel kavramlarından kopmamaya çalışıyoruz. İnternet sitemizin teknolojik yatırımlarını yaptık. Güncel ve özel haberlerle ilgi çekilebilir hale getirdik. İLKSES olarak insana dokunmak, insan odaklı haber anlayışımızla fark yarattığımızı düşünüyorum. Siyasi dengeler, ekonomik veriler her zaman değişir önemli olan insan odaklı haber anlayışını canlı tutmaktır. Biz de bu doğrultuda haber anlayışımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Hiçbir kurum ve kuruluşa bağlı ve bağımlı olmadan yalnızca halk adına haber yapmak gayreti içerisindeyiz. “Halkın Doğru Habercisi” ilkemizden ödün vermeden çalışıyoruz. İLKSES olarak genç ve dinamik kadrosu ile yeni yaşımıza girmiş olacağız. Bu kadar genç bir kadroya güvenen, destek veren bünyesinde imkan veren gazetemizin İmtiyaz Sahibi Halil Arslan’a teşekkür ediyorum. Gazetemizin tüm kademelerinde özveri ile çalışan, burayı bir aile haline getiren tüm çalışma arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ederim.
Toplum olarak bir zamanlar ekmek parası için en tehlikeli yerlerde çalışır, en zor işleri yapardık. Çok katlı binaların cephelerinde dayanıksız derme çatma iskeleler üzerinde sabahtan akşama kadar bir yevmiye için çalışırdık. Çünkü mecburduk ekmek kavgasıydı. Tehlikesi olduğu halde mecburen çalışıyorduk. Geride bıraktığı memleketinde ekmek parası için eline bakan bir sürü insan vardı. Kışlık giderler, günlük masraflar, düğün parası, başlık parası derken genç yaşta yaşından büyük ağırlığın altında kayboluyordu gençlikleri. Bir aileden 14-15 yaşlarında 3-4 kardeş girerdi bir inşatta sabah güneşinden akşam karanlığına kadar durmadan çalışırdı geçinmek için daha fazla kazanmak için. Kamusal denetim azdı. İş adamları az masrafla çok kazandığı için güvenlik alma kaygısı diye bir şey yoktu.
Hava şartları İzmirde bu hafta olağanüstü geçti. Önce dondurucu soğuklar ardından 15 yıl aradan sonra kar yağışı ve aşırı yağmur. Normal bir kentte bu gelişmeler olağan, söz konusu İzmir olunca olağanüstü sayılıyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Yeni Kültürpark Projesine karşı tepkiler gün geçtikçe artıyor. Belediye yeşil alanı arttıracağız diyor. Projeye karşı çıkan İzmirliler ise yeşil alanın yok olacağını savunuyor. İki tarafta haklı olduğunu iddia ediyor.
Gazetemiz İLKSESin de bünyesinde olduğu, Arslan Güneydoğu Gazetecilik Matbaacılık ve Kâğıtçılık A.Ş.nin bilindiği gibi Türkiyenin her bölgesinde tesisleri bulunuyor.