Sayfa Yükleniyor...
Bir ara hayatımızdaki tek heyecan, akşam olunca açıklanan günlük vaka/ölüm sayılarıydı, ha bir de evde yapacağımız pidenin kabarıp kabarmayacağı. Pür dikkat Sn Fahrettin Bey’i bekliyorduk. Kaç kişi ölmüş, bizim memlekette kaç kişi ölmüş, e zaten benim tanıdığım 4 kişi var nasıl 3 kişi olur falan…
İstiyorum ki şöyle coşkulu, tarihe uygun bahar saçan bir yazı yazayım ama ne hava tarihe uygun ne de gündem. Şartları da zorluyorum ama inanın olmuyor nereden tutsam elimde kalıyor derler ya aynen öyle işte. Bir hafta elektrik olmayan ıssız bir adada, her şeyden bi haber yaşarsam ancak bu hayalim gerçek olabilirmiş gibi her şey. Neyse havalar ısınsın, gündeme rağmen tekrar şansımı deneyeceğim yine de...
Ben, yere çöp atan herhangi yaşta birini gördüğüm zaman hiç aydınlanmayacak karanlıklarda hissediyorum kendimi. Sene 2022 herkes TikTok falan kullanmayı öğrendi, ama hala yere çöp atan insanlar var…
***
Mahalle baskısının, sosyal linçin, toplumsal olaylara hassasiyetin bu kadar yüksek olduğu bir ülkede insanların hiç korkmadan, hiç utanmadan, hiç kınanma kaygısı taşımadan, elalem ne der demeden çevreyi bu kadar rahat kirletebiliyor olması tuhaf. Yani adam elinde çiçekle eve gitmeye veya eşinin çantasını taşımaya utanıyor ama içtiği suyun şişesini davar gibi yola fırlatmaya utanmıyor veya kadın marketten ped almaya utanıyor ama çocuğunun altını değiştirip kirli bezini denize, plaja atmaktan utanmıyor gerçekten çok ilginç. Sonra bu kadınlar bu adamlar evlerine buharlı bilmem ne alıyor havayı temizlesin kanser olmayalım diye veya organik besleniyorlar sağlıklı olmak için… Veya çocuklarının öğretmenine, çocuğuna nasıl davranması gerektiğini öğretmeye çalışıyorlar. Senin bezini ortalığa saçarak büyüttüğün çocuğa öğretmen ne yapabilsin ablacığım??
***
Yani düşünüyorum, insanın eğitim seviyesi ne olursa olsun, nerde doğmuş nerde büyümüş nerde yaşıyor olursa olsun doğayı kirletirken rahatsız olmalıymış gibi geliyor bana. Bunun için çok fazla sebep var çünkü. En başta o doğada yine senin ve birçok
Türkiye’den anlık durumu bildiriyorum. Tarkan şarkı yaptı ve biz yine birbirimize düştük. Şaşırdık mı? Hayır, çünkü daha önce de yazılarımda belirttiğim gibi hepimiz çok gerginiz, pimi çekilmiş bomba gibi geziyoruz ortalarda.
Belirli bir sürede belirli kişilerle yarışmasak da, Türkiye’de yaşayanlar olarak biz de bir hayatta kalma mücadelesi veriyoruz son dönemlerde. Üstelik sonunda büyük ödül de yok. Elenen kişiler de adil seçilmiyor maalesef.
Karşımdakinin beni asla anlamayacağını anladığım o an, hemen tamam sen haklısın diyorum. Kızmıyorum artık onlara, tartışmıyorum onlarla. Haklılığımı ispat etmeye çalışmıyorum. Evet diyorum, anlıyorum diyorum, haklısınız diyorum geçiyorum. Germiyorum, gerilmiyorum. Böyle çok güzel oluyor hiç yorulmuyorum. Birde karşıdakine asıl niyetimi hissettirebilmişsem oh benden mutlusu yok. Bazen dalga geçerek eğleniyorum yapılan hakaretle, bazen benimle bir daha iletişim kuramayacak şekilde engelliyorum bir daha görmemek için, bazen tamamen hayatımdan çıkarıyorum ama asla tartışmıyorum. Çünkü belli ki hayatımda bir yeri olmayacak, belli ki kişisel gelişimini tamamlamamış, belli ki eksik ve çok belli ki beni her anlamda aşağı çekecek.
Merhaba, bu hafta hepimizin kendisine yapılmasından nefret ettiği ama aslında birçoğumuzun yaptığı çalışana şiddet konusuyla ilgili yazmak istedim. Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetlerle sıkça gündeme gelen şiddet olayları aslında bence tüm sektörlerde var. Çünkü şiddet, sadece fiziksel değildir.
Uzaktan eğitimdi yakından eğitimdi, aşıydı, deltaydı, varyanttı, yangındı, seldi, Ebru Gündeş’in kocasıyla Hadise’ydi, dolardı, coindi, altındı, gümüştü, lanet olası stokçularıydı derken açıla kapana maskeli maskeli bitirdik 2021’i…
2021’in SON yazısını, 2021 yılında SON yolculuğuna uğurladığım babam için yazmak istedim.
Bahçemizde, sokağımızda oyun oynarken ekmek arası yiyerek büyüdüm ben. Sokakta ip atlardık, mahalleden arkadaşlarım vardı. E tabi bir de akşam ezanı okununca eve girme sendromumuz...
Yolda yürürken paranoyakça ve korkuyla sürekli sağa sola bakan bir kadın olarak, bu konuda yazmayı kendime bir borç bildim.
Doğal afet, salgın hastalık, terör saldırısı, kadın-bebek cinayeti gibi toplumsal olaylar olduğunda bir sarılır gibi oluyoruz sonra bir bakmışsın o ateşin içinde birbirimize düşmüşüz. Vay efendim bunlar olurken sen bunu paylaşamazsın, yok efendim senin gözyaşın yardımın show, aman efendim sen siyaset yapıyorsun.