Türkiye Yüzyılı’nda ortak akılla çoklukta birlik vizyonu

Bazı yürüyüşler sessiz başlar…
Ama öyle derin izler bırakır ki asırlar boyu silinmez.

Türkiye, bugün böyle bir yürüyüşün eşiğinde.
Gürültüyle değil; hikmetle.
Tepkiyle değil; tefekkürle…
Ve bu defa yolun pusulası belli:
Ortak akıl, müşavere ve çoklukta birlik.

Zamanın ruhu değişti.
Artık güçlü olan, sadece silahı olan değil;
Birlikte düşünen, birlikte hisseden, birlikte yükselen…

Sosyoloji der ki:
Bir toplumu sadece anayasa değil, ortak bilinç ayakta tutar.
Psikoloji ise ekler:
Empati kuramayan birey, kalıcı bağlar da kuramaz.

İşte tam bu noktada, istişarenin anlamı derinleşiyor.
Müşavere yalnızca fikir beyanı değil, saygının ta kendisidir.
Farklı sesleri dinleyebilmek,
başkasının fikrini “tehdit” değil, “zenginlik” sayabilmektir.

Bugün Türkiye’de yeni bir iklim yeşeriyor.
Siyasi temsilin ötesinde, toplumsal bir anlayış yükseliyor.
STK’lar, Kadınlar, gençler,  kanaat önderleri, iş insanları bir araya geliyor…
Her görüş, her renk, her ses aynı masada kendine yer buluyor.

Bu, sadece kalkınma değil;
Birlikte kalkınmadır.
Bu, sadece ilerleme değil;
İnsan onurunu yücelterek ilerlemedir.

Türkiye artık şu ilkeyi benimsiyor:
Çoklukta birlik.
Yani; azı ötekileştirmeyen, çoğu tahakküme dönüştürmeyen bir anlayış…

Gönül coğrafyamız da bu ışığı fark ediyor.
Gazze’de bir çocuk,
Saraybosna’da bir genç,
Somali’de bir anne…

Hepsi Türkiye’den gelen sesi umutla takip ediyor:
“Biz yeniden istişareye döndük.
Fikirle yürümeyi seçtik.
Ve birlikte kazandık.”

Bu yürüyüş aynı zamanda;
Tarih boyunca bu coğrafyada kin tohumları eken,
düşmanlığı körükleyen,
menfaat için ilke tanımayan mihraklara da güçlü bir cevaptır.

Çünkü biz intikam değil, istikamet taşıyoruz.
Öfke değil; fikir, sevgi ve saygı büyütüyoruz.

Hatırlayalım… 

Eyyûbîler’in “Divanü’l-Meşveret’inde,
Selçuklu’nun otağında, Osmanlı’nın divanında ve
Ahilik meclislerinde söz her zaman ortaktı.
Karar, istişareyle alınırdı.

Bugün o kültüre dijital çağın imkânları ekleniyor.
Ama öz aynı:
Ortak akıl…
Müşavere…
Saygı…
Ve çokluk içinde birlik.

Bir gün gelecek…
Genç bir öğrenci tarih kitabında şu satırları okuyacak:

“Türkiye, yüzyılın başında ortak akla döndü.
Farklılıkları ayrılık değil; zenginlik saydı.
Çoklukta birliği kurdu.
Ve bu yüzden kendine de, insanlığa da umut oldu.”

Ve bizler…
Yeni Türkiye Yüzyılında, garip ve gurebanın umudu olan ülkemizin, Necip Milletimizin ;
ortak akıl, müşavere ve çoklukta birlik ilkeleri doğrultusunda,
yüzyıllara uzanan kardeşlik ve refah içinde yaşayabilmesini temin edecek
her türlü çabaya destek vereceğimizi, tarihe not düşmek istiyoruz.

Bu yazı bir hatırlatmadan ibaret değil…
Bir duruşun, bir medeniyet iddiasının belgesidir.

Halil EL
Doğu ve Güneydoğu Kültür Sanat Derneği Yüksek İstişare Kurulu Bölge Başkanı, Margisad ve Migimar Yönetim Kurulu Başkanı

Türkiye Yüzyılı’nda ortak akılla çoklukta birlik vizyonu