Gelişim dönemleri içinde ele alındığında 2- 3 yaşlar önemli ve kritik yaşlardır. 2 yaşında artık rahatça kendini ifade etmeye başlayan çocuklarımız başkalarından ayrı bir birey olarak olduğunun bilincine de varmaktadır. Bu haftaki köşemde kendi deneyimlerime ve gözlemlerime dayanarak 2-3 yaş çocukların arkadaşlarıyla ilişkilerini ele alacağım.
Bu yaş bağımsız davranma ve kendi başına eylemlerde bulunma dönemidir. Ancak hala anneye ve yakın aile bireylerine olan bağlılığı devam etmektedir. 2 yaşın sonlarına doğru ve 3 yaşın başlamasıyla birlikte oyun çağı da başlar. Sayı saymak, şarkı, şiir öğrenmek ve söylemek, hemen her konuda soru sormak gibi hem öğrenmeye hem de öğrendiklerini göstermeye yönelik hızlı bir gelişim içerisine girer.
Arkadaşlık ilişkisi aslında bebeklik dönemlerine kadar uzanır. Çok küçük bebekler bile ağlarken yanlarına birisi geldiğinde susarlar. İlgileri gelen kişiye yönelir. Artık bağımsızlığını kazanmaya başlayan 2- 3 yaş çocukları için de arkadaşlık hayati öneme sahiptir. Akranlarıyla ilişkileri daha sistemli ve karmaşıktır.
Özellikle 3 yaşına gelen çocuklar yaşıtlarıyla ilişkilerinde kendilerine özgü tutarlı ve kalıcı yöntemler geliştirebilirler. Birbirleriyle oyuncaklarını paylaşmak, beraber bir faaliyette bulunmak, birbirlerine sarılmak ya da saldırmak en sık görülen davranış biçimleridir. Bu ilişkiler aslında çocuğun içinde yetiştiği ailenin tutumuyla da ilgilidir. Kabul görmüş, sevildiğinin bilincinde olan ve saygı gören çocuklar arkadaşlarıyla ilişkilerinde de daha uyumlu, sosyal ve paylaşımcı olmaktadırlar. Tersi durumlarda ise çocukların genellikle saldırgan, hırçın ve uyumsuz oldukları görülmektedir.
2- 3 yaş çocukları arkadaşlarını sık sık değiştirebilir ve kısa süreli yoğun arkadaşlıklar yaşayabilir. Çocuğunuz bir hafta önce Ayşeyi çok sevdiğini söylerken, bu gün Elife hayran olabilir. Bu dönemdeki çocuklar genellikle sosyal, dışa dönük ve arkadaşlık kurmaya hevesli olurlar. Çocuğun olumlu özelliklerini geliştirmek ve doğru yönlendirmek amacıyla arkadaşlar edinebileceği ortamlar hazırlamak önemlidir.
Çocuklar hayatı oyunla tanıdıklarından gelişimleri ancak sağlıklı oyun ve arkadaşlar yoluyla olur. İki yaşını bitirip üç yaşına giren çocuk bir okul öncesi eğitim programına devam etmelidir. Önce yarım günle başlanıp, dört yaş ve sonrasında tam gün eğitime geçilebilir. Bu eğitim hem çocuğun sağlıklı gelişimi için çok önemlidir hem de okul hayatına başlarken sorunsuz ve rahat bir geçiş yaşatması bakımından gereklidir.
Hepsinden daha önemlisi ise böyle bir kurum çocuğa arkadaşlık ortamı sağlar. Arkadaşlarla ortak çalışmalar yapmak, aynı ortamı paylaşmak olumlu anlamda pek çok kazanım demektir. Üstelik ailesinden ayrı farklı bir sosyal ortam içinde bulunmak da çocuğun özgüvenini geliştirecek, başkalarıyla yaşamayı ve empati kurmayı öğretecektir. Çocuk bu yolla kendisinden başka insanların olduğunun bilincine vararak, bir toplumla uyum içinde ve kurallı yaşamayı da öğrenecektir.
Çocukların sosyal gelişimlerinde oyun ve arkadaşlar çok önemlidir. Gerçek hayatın modellemesini yaparak, toplumsal bir birey olma yolunda ilerlemesi ancak doğru arkadaşlarla mümkün olur. Bu yaş çocuklarında bilinçli arkadaş seçiminden söz edilemez. Üstelik arkadaşlarıyla beraber olduğunda da ortak bir oyun oynamazlar. Birlikte oynadıkları düşünülür ancak dikkat edilirse her çocuk kendi oyununu oynamaktadır. Bu paralel oyundur. Çocuklar aynı oyun grubunda ortak bir oyundan daha çok ayrı oyunlar geliştirirler.
Kurallı ve birlikte oyun oynama bilinci ancak üç yaş ve sonrasında görülür. Üç yaşına kadar oynanan oyunlar aslında çocukların toplum içinde hareket ve paylaşma becerilerini geliştirir. Ebeveynler çocuklarının arkadaşlarıyla olan ilişkilerine bu gözle bakmalılar.
Çocukların oyun arkadaşı seçiminde ailelere önemli görevler düşmektedir. Özellikle bu kadar küçük yaş gruplarında çocuk davranışlarının sorumluluğunu almamıştır. Empati yeteneği gelişmemiştir. Birbirlerine zarar verebilir, can yakıcı olabilirler. Çocuk, grup içi ilişkileri deneme yanılma yöntemiyle öğrenecektir. Bu oyunlar sırasında uyum ve davranış bozukluğu gösteren çocukları da fark etmek mümkündür. İleri düzeyde saldırganlık eğilimleri olan, hırçın, uyumsuz çocuklar oyun oynarken gözlemlenebilir ve saldırgan davranışlarının ardında yatan nedenler ortaya çıkarılabilir. O nedenle oyun ve arkadaş ilişkileri çocuk gelişiminde çok önemli bir yer tutar. Çocuğun iç dünyasını öğrenmenin yolu oyun oynarken arkadaşlarıyla olan ilişkilerini izlemekten geçer. İlgili ve dikkatli aileler doğru yönlendirmelerin çocukların kişiliklerini birebir etkileyen en önemli faktör olduğunun bilincindedirler.
Tek çocuklu ailelerde arkadaş edinme bazen önemli bir sorun olabilir. Özellikle anne çalışıyorsa ve çocuğa bakan başkaları varsa, çocuk kısıtlı sayıda insanla görüştüğünden arkadaşlarıyla beraber olma şansı azdır. Bu durumda yakın akrabaların çocuklarıyla bir araya gelmeleri sağlanabilir. Beraber oyun oynayacağı, paylaşmayı ve yardımlaşmayı öğreneceği arkadaşların olduğu ortamlar çocuğun gelişimini destekler ve gerçek anlamda hayata hazırlar.