Sayfa Yükleniyor...
Bir Ramazan ayını daha geride bıraktık. Yazıydı, sıcağıydı derken geçiverdi bile mübarek ay. Seneye yine aynı güzelliği ve bereketiyle onu karşılamak üzere uğurladık bile. Ve ardından bayrama kavuştuk. Bayram neşesi her yaşta ayrı güzel, ayrı coşkularla dolu. Ama galiba gençlikte ve çocuklukta daha farklı anlamlar taşıyor bayramlar. Çocukluğumuzda bayramlar bir başka güzeldi. Bayramlıklarımızı başımızın ucuna koyar yatardık, annem akşamdan yöresel yemekler yapardı, sabah ezanında uyanır sofrayı kurardı. Biz de tıkırtılara uyanır lavaboya koşardık, ellerimize yakılan kınayı yıkardık mis gibi kokardı kınalar, saçlarımızı kınalardı sonra kardeşlerimle bayramlıklarımızı giyinir inerdik sokağa. Arkadaşlarımızla bayramlık elbiselerimizi gösterirdik birbirimize, ellerimizdeki saçımızdaki kınalarımıza bakardık kiminki daha çok kırmızı olmuş diye. Babalarımızın bayram namazından çıkmasını beklerdik dört gözle, çünkü bayram namazı çıkışında başlardı bayramlaşma. Elimizde poşetler sabırsızlıkla beklerdik babalarımızı, önce onların elini öper bayramlık harçlığımızı alırdık. Sonra başlardık sokakları bir uçtan diğer bir uca ev ev gezip şeker toplardık, poşetimiz dolunca eve gider boşaltır tekrar dolaşırdık mahalleyi, çocuklukta bayram bir başka güzeldi . Bayram harçlıkları, ziyaretler, tatlılar, şekerler, lunapark eğlenceleri, yeni giysiler ve daha niceleri geçmişimizde unutulmaz izler bırakıyor. Bayram namazı ve bayramlaşma faslı sonrası ceplerinin harçlıklarla dolu olarak eve gelmesi elbette unutulmaz anılardır. Şimdi benim çocuklarım aynı bayramı yaşayamıyorlar, apartmanda herkes bir yerlere gider ya tatile ya da köylerine. Çocuklarıma komşuları gezip bayramlaşmalarını söylerim ki bayram olduğunu anlayıp yaşasınlar. Fakat koca apartmanda çaldıkları kapıların sadece iki tanesi açılabilmekte. Bayramlık şekerimiz pek eksilmez çocuklar da bayramlaşmaya gelmiyorlar eskisi gibi. Aileler de haklı çocuklarını sokağa bırakmaya korkuyorlar. Anlayacağınız çocukluğumuzdaki bayramlar yok artık.
Öyle bir düşünürsek hepimizin aklında unutamadığı bir bayram vardır sanırım. Maalesef ben üzüntü ve yasla geçmiş bir bayram hatırlıyorum, babamdan yoksun geçirdiğim ilk bayramı unutamıyorum. Babamı bayrama bir hafta kala kaybetmiştik. Annem bize bayramlık kıyafet almamıştı. Bizim evimizde o sene bayram olmamıştı yas vardı ama çocuktuk işte anlamıyorduk vakit ikindi vakti olmuştu kendi kendime akşam olmadan bayram bitmeden gidip bir iki ev dolaşayım da şeker toplayayım dedim. Ama sokağımızdaki komşulardan çekiniyorum babası ölmüş bayramlaşıyor demesinler diye evimizden bir kaç sokak ötedeki evlere gittim onlar beni tanımaz dedim. Kapıyı çaldım içeri girdim bayramınız kutlu olsun dedim, evin çocukları aralarında gülüşmeye başladılar beni görünce, çünkü elbiselerim yeni değildi bayramlık kıyafet olmadığı belliydi ve ben üzülerek dışarı çıktım bir köşede oturup ağladım ve dedim ki; Siz nerden bilebilirsiniz ki babamın öldüğünü. Bayramları seviyorum yine de Yüce Rabbimizin hediyesi bize. Acı anılarımız da var tatlı anılarımız da. Sonra diyorum ki iyi ki bayramlar var, küsler barışıyor, gurbete olanlar kavuşuyor çok güzel şeylere vesile oluyor bayramlar. Onun için bayramları sevelim kıymetini bilelim diyorum. Bayramlarda ki örf ve adetlerimize sahip çıkalım çocuklarımıza da öğretelim ve unutturmayalım inşallah. Ülkemizin sınırında bir savaş yaşanıyor ve her gün yüzlerce Müslüman kardeşimiz katlediliyor, İslam ülkeleri tefrikaya düşmüş batıya karşı birlik olacakları yerde birbirlerine düşüyorlar, bu yüzden içimiz buruk bayram kutluyoruz. Yine de hepimizin bayramı mübarek olsun dilerim savaşlar son bulur İslam ümmetinin uyanışına vesile olur.