Sayfa Yükleniyor...
Sağlıklı bir anne-çocuk ilişkisinin temeli, annenin ruh sağlığı ve çocuğa karşı davranışlarına bağlıdır. Çocuğun bir yetişkin olduğunda kişilik özelliklerini oluşturan ve kendi çocuklarına karşı tutumlarını belirleyen bu özel bağında nelere dikkat etmemiz gerektiğini bu haftaki köşemde ele alacağım.
Hamilelik sürecinde başlayan anne-bebek ilişkisi, doğumdan sonra fiziksel temas ve beslenme yoluyla daha da gelişerek ömür boyu sürecek bir iletişim haline gelir. Bir çocuğun ilk seveceği ve iletişim kuracağı kişi annesidir sonra baba ve varsa kardeş gelir. Annenin çocuğunu beslemesinin, ilgilenmesinin ve onu hayata hazırlamasının çocukta sevgi ve güven duygusunu oluşturduğunu unutmayalım. Çocuğun yetişkin olduğunda bu iki temel duygu aracılığıyla ilişkilerine yön vereceğini her zaman aklımızda tutarak, hayatı yorumlarken ilk olarak annenin örnek alındığını dikkate alalım.
Anne-çocuk ilişkisinde fiziksel temas da çok önemli. Annenin kokusu, vücut ısısı, sesi ve bakışları çocukla aralarındaki bağı güçlendirir. Bu duygulardan yoksun büyüyen çocuk, bir yetişkin olduğunda çeşitli ruhsal sorunlarla karşılaşabilir. Özellikle 03 yaş arası anne-bebek ilişkisi, çocuğun ruhsal hayatının ve özgüven duygusunun temelini oluşturur.
Çocuğun anadilini keşfetmesi, yaşadığı dünyayı anlamlandırması ve davranışlarını kontrol etmesinin anneyi taklit yöntemiyle geliştirir ve çocuk soyut ve somut kavramları yine anneden öğrenir.
Her çocuk biyolojik ve genetik yapısı, zeka, duygusal ve sosyal gelişimi açısından başkalarından, hatta öz kardeşlerinden bile farklıdır. Bu nedenle çocuk yetiştirmenin en önemli noktası, her çocuğa farklı tutumlarla yaklaşabilmek ve içinde bulunulan şartlara göre hareket etmektir. Özellikle ilk 18 ay içindeki eğitim biçimi, çocuğu yetiştirme şekli ve onunla kurulan duygusal etkileşimin çocukta güven veya güvensizlik duygularını oluşturduğunu da ekleyelim.
Bebeklik döneminde anneye bağımlı olan çocuk, 45 yaşlarından itibaren birey olmayı keşfeder ve bu dönemde annenin davranışlarının da değişmesi kaçınılmazdır. Bu sancılı dönemde ilişkinin sağlıklı devam etmesini sağlamak için annelerin yapması gerekenleri ise kendi deneyimlerime ve araştırmalarıma göre sıralayacağım.
Çocuğunuzu dinleyin ve cevapsız bırakmayın: Dünyaya gözünü açar açmaz size güvenen çocuğunuzun anlattıklarını sabırla dinleyin ve sorularını kesinlikle cevapsız bırakmayın.
Saygı boyutunu netleştirin: Çocuğunuzun odasına girerken kapıyı çalmanız, onun da aynı şekilde davranması konusunda size söz hakkı sağlar. Böyle küçük detaylara dikkat ederek çocuğunuzun özel hayata saygı kavramını geliştirebilirsiniz.
Yumuşak ama kararlı bir anne: Çocuğunuz hayır dediğinizde sinir krizleri geçiriyorsa sakin, yumuşak ama kararlı bir biçimde ona açıklama yapın.
Baba ile iletişimine dikkat: Evet, onu 9 ay karnınızda siz taşıdınız ve doğumundan itibaren onunla siz ilgilendiniz. Ama çocuğunuzun gelişiminde baba kavramının çok önemli bir nokta olduğunu ve baba-çocuk ilişkisine zaman ve zemin yaratmanın da yine sizin göreviniz olduğunu unutmayın.