Sayfa Yükleniyor...
Çok sinirlendiğinizde sinirlerinize hakim olamıyor musunuz? Evet bu haftaki köşemde tam da bu konuyu ele alacağım. Çocuklarına karşı sabredemeyen, sürekli bağıran ya da yer yer şiddete başvuran aileler. Aslında birçok anne baba bunu yaptığında çok üzülüyor, vicdan azabı çekiyor. Peki bu durumu neden tekrarlıyor? Ya da neden bir çözüm aranmıyor?
Maalesef şiddet bir defa başladığında durdurulması çok zordur. Anne bilinçli bir yol izlemedikçe, ya da profesyonel bir yardım almadıkça, şiddet bataklığında çırpınmaya devam edip duracaktır. Ne yazık ki, günümüzde çocuk terbiyesinde en çok başvurulan davranış değiştirme metodu, cezadır. Ama etrafınıza bir bakın lütfen ceza alarak adam olmuş bir çocuk görüyor musunuz? Göremezsiniz, zira ceza almak ve ceza vermek onur kırıcıdır. Ceza, çok defa düzelebilecek bir davranışın, çocuğun içinde gizlenip, bir gün yeniden hortlamasına sebep olabilecek bir baskı yöntemidir. Ancak ve ne yazık ki, çocuk terbiyesinde çok rahatlıkla ve çok sıklıkla kullanılmaktadır. Çocuklarına karşı ceza kullanan bir anne, şayet çocuğunu düşürdüğü durumu hakikaten bilmiş olsa idi, sanırım ki, yılandan kaçar gibi, şiddet ve cezadan kaçacaktı.
Cezanın, yanlış bir usül olarak öylesine yaygın bir terbiye metodu halinde kullanıldığına şahit olmaktayız ki, bazen neden şiddet toplumuna dönüşmeye başladığımızı araştırmaya bile gerek kalmadığını hissediyoruz. Ceza, sosyal hayatta kabul görmektedir ki, cezasız bir terbiye artık neredeyse düşünülemez hale gelmiştir.
İster fiziki ceza, ister materyal ceza ve ister duygusal ceza, asıl tesirini, çocuğun ruhunda oluşturur. Annesinden küçük bir tokat yiyen çocuk, yediği dayağın fiziki acısı ile ağlamaz. Çocuk, o dayak sırasında ruhunda aldığı yara ve duygularındaki ezilmenin tesiri ile ağlar. Tıpkı, eşinden dayak yiyen bir kadın gibi Eşinden sadece bir tokat yiyen kadın, acaba tokadın acısı ile mi eşine karşı bir soğukluk hisseder? Eşinin kendisini dövmesinin acısı ile mi uzun bir süre eşi ile konuşmak dahi istemez? Hayır, dayak yiyen eş, kırılan onuru, yok sayılan kimliği ile kocasına karşı soğukluk hisseder
Ceza, kısa vadeli çözümdür. Yanlış yapan çocuk, ceza baskısı ile geçici olarak durdurulabilir. Ama çocuğun bu durduruluşu, asla arzu ettiği davranıştan vazgeçmesi anlamına gelmez. Yukarıdaki annelerin çocuklarına uyguladığı şiddet örneğini ele alacak olursak, bahsi geçen iki annenin, çocukları ile aralarında bir sevgi problemi yok!.. İki anne de çocuğunu çok sevdiğini söylemişti. Yani anneler çocuklarını döverlerken, onları sevmedikleri için değil, aksine onları çok sevdikleri için dövmektedirler. Bu iki anne, şiddet uygulamaya ilk önce masum cezalar ile başladıklarını belirtmişlerdir. Sonra masum cezalar ağır cezaları, ağır cezalar, daha ağır cezaları, daha ağır cezalar da şiddeti doğurmuştur.
Mademki, ceza böylesine tehlikeli bir silahtır, o halde neden hemen hemen her annenin başvurduğu bir terbiye aracıdır? Anne, eğer ceza vererek terbiye etmeye çalıştığı çocuğunun, içinde yaşadığı depremi görebilseydi, çocuğuna ceza vermekte bu kadar rahat davranmazdı. Cezanın tesiri hemen görülmediği için anne, ileride karşısına çıkacak tehlikeden habersiz ceza vermeye, cezadan yardım almaya devam edip duruyor.