Sayfa Yükleniyor...
HALİSA TOPRAK
Takvimler 17 Aralık 1997yi gösteriyordu. O dönemde İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, Siirtete bir şiir okuduğu için hapse atılmıştı. Ziya Gökalpe ait olan şiirde şöyle diyordu: Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker. Bir şey beni sindiremez; gökler, yerler açılsa, üzerimize tufanlar, yanardağlar saçılsa; biz oyuz ki imanıyla övündüğümüz ecdadımız, titretici şeylere hiçbir gün diz çökmemiş zaferlerin kapısı, Anadolunun tapusu Malazgirtten ta Çanakkaleye imanın geçilmez kalesine kadar bizi zaferden zafere koşturan şey işte şu anda içinde bulunduğumuz inanç birliğidir. İşte 28 Şubat post modern darbecileri, gerek Erdoğana gerekse dindar kesime acımasızca saldırıyor, sindirmeye çalışıyorlardı. Darbeci generaller ve onlarla işbirliği yapan siyasetçiler o günlerde 28 Şubat bin yıl sürecek diye höykürüyorlardı. Ama ne oldu? Allahın dediği oldu, milletin istediği oldu. 1999 yılında Pınarhisar Cezaevinin yolunu tutan Erdoğan, önce Allaha sonra da halka güvenip sırtını onlara dayadı. Yılmadı, korkmadı mücadele etti ve önce Başbakan sonra Cumhurbaşkanı ve şimdi de yeni Anayasa ile partili cumhurbaşkanı oldu. Bir zamanlar muhtar bile olamaz diye manşet atmıştı bazı gazeteler. Ama ne oldu? Hevesleri kursaklarında kaldı, onların değil milletin dediği oldu.
Referandumda kabul edilen Anayasa değişikliğinin tanıdığı imkan çerçevesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üyelik beyannamesini imzalayarak, 33 ay sonra kurucusu olduğu AK Partiye üye oldu. Erdoğanın yine MKYKda alınan kararla, 21 Mayıs Pazar günü gerçekleşecek olan olağanüstü kongrede AK Partinin Genel Başkanlığı görevini de üstlenmesi bekleniyor. Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın AK Partiye üye olması nedeniyle düzenlenen törende kürsüye gelirken gözyaşlarını tutamadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Başbakanın konuşması sırasında duygusal anlar yaşadı. Başbakan Yıldırım: Hasret bitti, vuslat gerçekleşti. Beklenen gün geldi. Gelecekse beklenen, beklemek güzeldir. Bize bu yolu açan milletimize teşekkür ediyoruz. Türkiyenin konuşarak, uzlaşma ile çözemeyeceği hiçbir sorunu yoktur. Bundan sonra da istişare mekanizmalarını aktif kullanarak daha iyi bir Türkiyeyi birlikte inşa edeceğiz. Daha güzel günleri birlikte göreceğiz. Bundan zerre kadar endişem yoktur dedi. Başbakan Binali Yıldırımın vefası, dava arkadaşlarına olan bağlılığı ve samimiyeti takdire şayan bunu da söylemeden geçemeyeceğim. Erdoğanın yeniden Ak Partinin başına geçecek olması, AK partili gönüldaşları hem sevindiriyor, hem de heyecanlandırıyor. AK Parti teşkilatlarında revizyona gidilecek olması da partilileri oldukça memnun edecek. Yani Erdoğanın dönüşü muhteşem olacak.