Sayfa Yükleniyor...
Dünyamız son zamanlarda yaşanmaz hale geldi. ‘Nereden çıktı bu?’ diye düşünebilirsiniz. Görüyorsunuz, her yıl bir yerde patlak veren çatışmalar, gösteriler, savaşlar… Ardından süper güçlü devletlerin süper güçlü silahları devreye giriyor. Ağır bombardımanlar, katliamlar, zehirli gazlar, taciz, şiddet, tecavüz, köle pazarları, barbarlık, insan onurunun yerle bir edilmesi, kadınlar ve çocuklar listeyi uzatmak mümkün.
Maalesef en acı olanı da başta belirttiğim gibi bu çıkan savaşın içinde kalan masum canlar. İnsan ne için yaşar ki? Sahip olduğu en değerli varlıkları olan ailesi ve çocukları için yaşar. Bir de huzur içinde yaşayacağı bir ev, bir yer, bir ülke, bir yurt ister… Birileri üzerinize bombalar yağdırıyorsa eğer bir kısmı bu ülkenin idaresi, diğer kısmı da sömürgeci egemen güçlerse ateşin içinde çaresiz kalıyor.
Başka başka diyarlara başka hayatlar kurmak için yola çıkmaktan başka çareleri kalmıyor. İşte etrafımızda yaşanan bunca acıdan dolayı denizlerimiz ölüm denizi oldu. Her gün mutlaka göçmen taşıyan teknelerin battığı haberlerini okuyoruz. Sadece sayılarını okumakla geçiyor haber. İçinde kaç kişi varsa o kadar gelecek, hayaller, umutlar, yaşanacak günler, gülüşler, mutluluklar ve hayatlar yok oluyor…
Yine bir son dakika anonsu: ‘Önceki gün İzmir’in Dikili İlçesi açıklarında yasa dışı yollarla yurt dışına kaçmaya çalışan bir grup göçmeni taşıyan tekne battı. Kıyıya yüzen 3 göçmen kurtulurken üçü çocuk 5 kişinin cansız bedenine ulaşıldı. Kayıp olduğu belirtilen 6 kişi için kurtarma çalışması başlatıldı.’ Dedim ya her gün mutlaka haberini alır olduk bu masum ölümlerin diye…