Sayfa Yükleniyor...
İman, bir şeye tereddütsüz inanmak ve kesin olarak, içten ve yürekten bağlanmak demektir.
Yani, Allahın varlığına birliğine tereddütsüz inanmak ve HZ. Muhammedin (s.a.v) peygamber olduğunu yüce Allah tarafından getirip tebliğ buyurduğu hususların tamamını kabul ve tasdik etmektir. Rabbimiz ayet-i kerimede şöyle buyuruyor: Gerçek müminler o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. Karşılarında ayetleri okunduğu zaman imanlarını arttırır ve Rablerine tevekkül ederler.(2) Yüce Allah bunun gibi bir çok ayette müminlerin vasıflarını zikretmektedir.
Demek ki imanımız Allahın ayetleri okunduğu zaman artar. Sağlam bir iman Allahın kitabını okuyup anlamaktan geçer. Kuran-ı Kerimi okuyup anladığımız zaman Rabbimizi daha iyi tanımış oluruz ,zira insan bir kimseyi konuştukça tanır, tanıdıkça sever ve samimi olur. Ata sözünde belirtildiği gibi İnsan tanımadığının düşmanıdır. Çok doğru ve yerinde bir sözdür. Yüce Rabbimizi daha iyi tanıyabilmemiz için bize göndermiş olduğu kitabını okumamız gerekmektedir. Peygamberimizi tanıyabilmemiz için hayatını okuyup anlamamız gerekir. Bu konuda bize en güzel örnek güzide ashabıdır.
Abdullah b. Hişam (r.a) Hz. Ömerden rivayet ettiğine göre; Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Hz. Ömer bir gün Medine sokaklarında yürürken peygamberimiz (a.s.) Hz. Ömerin elini tutar ve ona şöyle der; ya Ömer beni anandan, babandan, çocuklarından ve malından daha çok seviyor musun? Hz. Ömer, evet ya Resulullah daha çok seviyorum. Allah Resulü devam eder: kendi canından ve nefsinden daha çok seviyormusun? Hz. Ömer: hayır Ey Allahın Resulü der, peygamberimiz Hz. Ömerin elini bırakır ve olmadı ya Ömer olmadı der. Hz. Ömer evine döner oturur başını iki elinin arasına alıp düşünür. Bir süre sonra koşarak peygamber efendimize gider ve şöyle der: Evet ey Allahın Resulü vallahi seni kendi canımdan ve nefsimden daha çok seviyorum Allah Resulü Şimdi oldu ya Ömerder. Hz. Ömeri izleyen oğlu babasına sorar; baba Allah Resulü sana beni canından da çok seviyor musun? diye sorduğunda neden önce hayır dedin sonra biraz düşündün ve gidip Allah Resulüne Evet vallahi seni kendi nefsimden de çok seviyorum dedin. Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle der: oğlum; o güne kadar anamı, babamı, malımı ve çocuklarımı Allah ve Resulü için feda edeceğim hususunda mukayese yapmıştım, fakat kendi nefsim için yapmamıştım. Mukayesesini yapmadığım ve bedelini ödemediğim bir şeyi Allah Resulüne söylemekten haya ettimder. İşte Hz. Ömerin imanı ve samimiyeti ne kadar güzel, Yüce Rabbim hepimize böle bir iman ve ihlas nasib etsin inşaallah.
Hz. Muhammedi (s.a.v.) gerçek manada sevmek onun sünnetine sarılmak ve hayatımıza geçirmektir. Peygamber Efendimizin onu sevmemizden kastettiğide budur. Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz veda hutbesinde ümmetine şu vasiyette bulunmuştur: Sizlere iki şey bırakıyorum.(Bunlara tutunursanız) asla delalete düşmezsiniz: Allahın kitabı ve sünnetim. Bu ikisi (Kıyamette) havza kadar ayrılmadan beraberce geleceklerdir.(hakim, 1/93)Yüce Allah Ayet-i Kerimede şöyle buyuruyor: De ki: Eğer Allahı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.
Yazımı Kuran-ı Kerim de Bize öğretilen bir dua ile bitirmek istiyorum.
Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi saptırma!
Bize tarafından rahmet bağışla. Hiç kuşku yok, lütfu bol olan yalnız sensin.
( Enfal , 8/2)- (Ali-imran,3/31 )-(Ali-imran ,3/8)