Sayfa Yükleniyor...
Bir aileyi oluşturan temel unsurlardan biri de kardeştir. Ancak kardeşler de büyüme aşamasında epey sıkıntılı bir süreç yaşar. Kıskançlık, ilgi eksikliği sevilmediğini hissetme duygusu gibi örnekler verilebilir. Eski toplumlarda aileler geniş bir şekilde yaşadıkları için belki o kadar da fark edilmiyordu. Günümüzde aileler daha küçük nüfusa sahip olduğu için aile içinde kıskançlık kardeşlerin çatışma halleri daha belirgin bir hal almaktadır.
Kardeşlik bağı, bir sevgi kaynağı gibi düşünülse de kardeşler arasında önemli problemler söz konusu olabilir. Çocuklar en zor dönemlerinden birini, kardeşleri doğduğunda yaşar. Kendileri için en önemli varlık olan anneyi paylaşmak ve onu yitirmek endişesi taşırlar. Yeni bir bireyin aileye katılması ile birlikte tüm aile sistemi değişmeye başlar. Tüm düzenin değişeceği gibi tutumlar da değişecek. Ama en dramatik etki ve değişiklik kardeş ile yaşamaya alışmak zorunda kalan çocuğun hayatında olur. Bir çocuk için ilk başta kardeş fikri heyecan verici olsa da doğumdan sonra bu fikir eskisi kadar eğlenceli gelmeyebilir. Anne-babanın ve diğer yetişkinlerin ilgisi artık sadece onun üzerinde olmayacaktır. Bu da ilgiyi paylaşmaya alışması anlamına gelmektedir. Yeni üye aile sistemi içinde yerini aldıktan sonra kardeşler arasında ki diğer paylaşmak durumunda kalırlar, oyuncaklar ve yaşları birbirine yakınsa kıyafetler diğer paylaşım eşyaları haline gelir. Bu durumlar ise maalesef kardeşler arasındaki çatışma ve rekabet için ekstra malzeme anlamına gelebilir.
Kardeşler arasındaki çatışmayı azaltmanın belki de en önemli yöntemi onların olumlu yanlarını ön plana çıkartıp takdir etmek. Olumlu davranışlara odaklanmak çok önemlidir. Özellikle çocuğun yaşı büyüdükçe, yaptığı olumlu davranışları kanıksar, zaten sorumluluğu, yapmak zorunda artık diye düşünerek, ödün vermememiz aksine tepkilere neden olabilir. Bu yüzden çocuğumuza övgü kullanmaz iken. Sürekli azarlıyor, eleştiriyor, yargılıyor konunum da oluruz. Çocukların yaptıkları olumlu davranışların sayısı artarken, olumsuz davranışlar azalacaktır. Övgü en etkili yöntemdir. Kavga ettikleri zamanlarda duymazlıktan gelmek, iyi geçindikleri zamanlarda övgü ile iyi geçindiğiniz için teşekkür ederim veya Ne kadar iyi anlaşıyorsunuz gibi cümleler söylenmelidir.
Bu durumda iyi geçinme konusunda yüreklendirilmiş olacaklardır. İyi oldukları zamanlar yakalanmalı; dikkati çocuklara yöneltmek için bir kavga çıkması beklenmemelidir. Kavga, anne babanın ilgisini çekmenin denenmiş ve kanıtlanmış bir yoludur.
Anne-baba olarak yapılması gereken, çocuğa kıskanç olmamayı öğretmek değil; kıskançlık hissettiğini fark etmesini ve duygusunu nasıl ifade edebileceğini öğretmektir.
Kardeşler söz konusu olduğunda mükemmel bir anne veya baba olmaya çalışmayınız. Mükemmel olmaya çalışan insan, yaptığı iyi şeylerden çok, yaptığı hataları görme ve bunlardan pişmanlık duyma eğilimindedir. Çocuğuna kızgınlıkla ceza veren ve sonradan pişman olan pek çok anne baba vardır. Biraz önce ceza verdiği çocuğunu yanına çağırarak sever, bağrına basar. Bu ikilem karşısında kalan çocuk neyin doğru, neyin yanlış olduğunu öğrenemez.
Çocukken sıklıkla kavga etmek, çocukların ilerdeki dostluklarını tehlikeye düşürmez. Kavga eden kardeşlerin iyi arkadaşlar olarak büyümeleri şansı, çocukluğunda barış içinde yaşamış çocuklar kadar yüksektir. Zamanla anlaşmazlıklarını sözlü olarak çözmeyi öğrendiklerinde, bu şans daha da artar. Çocuklarımızın hem kendilerine hem içinde yaşadıkları topluma faydalı birer insan olmasını istiyorsak, onların her türlü duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine izin vermeli ve özellikle kendilerini ifade edebilecekleri bu tür ortamları yaratmalıyız.
Her şeyden önemlisi, anne ve babanın çocukları ile sağlıklı ve olumlu bir iletişim kurmalarıdır. Bu şekilde, hem anne-baba tam bir model oluşturacaklar, hem de çocuklarına kendilerini kabul edilebilir şekilde nasıl ifade edebileceklerini öğretebileceklerdir.