Sayfa Yükleniyor...
Türkiye’nin “batıya açılan penceresi” olarak kabul edilir İzmir. Bu eski çağlardan bu yana böyledir ve özellikle de kültürel diyalog anlamında ön plana çıkan bir vurgudur. İzmir, geçmiş dönemlerde aktif bir liman kenti olması sebebiyle, ülkeler ve kıtalar arasındaki kültürel diyaloga destek veren bir sosyal yapıyı barındırırdı. Bu da kentin her bir parçasına işlemiş bir durum ve günümüzde de yansımalarını sıklıkla görüyoruz.
Bilindiği üzere günümüzde kültür ve sanat, tüm dünyada sosyal ve ekonomik kalkınmanın temel bir bileşeni olarak kabul edilmektedir. Bu bizim ülkemiz için de geçerli önemli bir tespittir. Peki, İzmir bu tespite ne kadar bağlı kalıyor? Her ne kadar son zamanlarda kültür ve sanat konusunda çok büyük atılımlar görmesek de, yine de birkaç sene önceye nazaran daha fazla etkinliğin düzenlendiğini gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Fakat yine de Türkiye’nin en güzel kentlerinden birisi olan İzmir’deki bu etkinlikler oldukça yetersiz. Hepimizin rahat bir biçimde söyleyebileceği gibi toplumların refah seviyesi sıklıkla kültüre erişim ve sanatsal üretim gibi konularla ölçülüyor. Ayrıca kültür ve sanat, sosyal etkilerinin yanında şehirlerin ve ülkelerin kalkınmasında müthiş bir rol oynuyor.
Bu konuda Sayın Tunç Soyer’in önümüzdeki günlerde yapacağı ve yapmayı planladığı projelerine güveniyorum. Umarım İzmir’imiz hak ettiği gibi nitelikli ve kaliteli kültür sanat etkinlikleriyle donatılır ve bu alanda Türkiye’nin öncü şehirlerinden birisi haline gelir. Bu olduğu zaman kentimizin büyüdüğünü ve kalkındığını da görebileceğiz.