Sayfa Yükleniyor...
İnsanlar bilerek ya da isteyerek yaşadıkları yerleri, evlerini, arkadaşlarını sevgililerini en önemlisi ülkelerini terk etmezler. Mecbur kaldıkları için bırakıp kaçarlar. Terk etmelerinin tek alternatifi ölümdür. Ya orada kalarak ölmeyi bekleyeceksiniz ya da ölmemek için başka bir yere kaçacaksınız. İşte ülkelerindeki yaşanan iç savaş nedeniyle kaçarak ülkemize gelen insanların durumu sadece bundan ibaret. Ölmemek için geldiler. Bizler bu gözle bakmalı bu gözle elimizden geleni yapmalıyız.
Tabi ki ülkemize gelmek zorunda kalan insanların sayısı oldukça fazla olduğu için elbette aralarında kötü niyetli birileri de olabilir. Ancak bu gelen tüm insanların kötü olduğunu bize göstermiyor. Çoğu zaman duyar olduk. Çıkan adli olaylarda ülke isminin sık sık haberlerin girişine yazılır olduğunu. Olaylara Afganistanlı, Iraklı ya da Suriyelilerin karışacağı gibi İstanbullu, Ankaralı ya da İzmirlilerde karışabilir. O yüzden ön yargılarımızdan arınmış ülkemize gelen insanlara gerçekten mecbur kaldıkları için burada oldukları gerçeğini unutmamak gerekiyor.
Bu satırları hazırlarken gazetemizin sitesinde bir insanlık dramı haberini daha gördüm. Merakla açıp okuduğumda inanın yazacak hiçbir dermanım kalmadı.
Umuda yolculuk yapan yaklaşık 35 insan Ege Denizi sahillerinde teknelerinin alabora olması sonucu kaybolmuş. 8 kişinin cesedine ulaşılmış geriye kalan insanlar için de arama kurtarma çalışmaları sürüyormuş.
Yaşanan faciadan önceki gece üzerinde can yeleği bulunan ve bütün kıyafetleri ıslak olan Irak uyruklu bir kadın, Karaburun İlçe Jandarma Komutanlığına ulaşarak yardım istemesiyle haberdar olunmuş. Olay 8 Ekim’de yaşanmış. Düşünebiliyor musunuz? Denizin ortasında 8 Ekim’de 35 insan canları pahasına umuda yolculuk yaparken umutları ile birlikte alabora oluyorlar…
Yazıya başlarken bu insanların ülkemize geliş amaçlarının ölmemek için olduğunu belirtmiştim ama maalesef bu insanlar bizim ülkemizde de ölüyorlar…