Sayfa Yükleniyor...
Geçen gün Erbakan Vakfı Genel Başkanı Fatih Erbakan, bir televizyon programında Anayasa değişikliği hakkında açıklama yaparak Biz başkanlığa karşı değiliz. Halkın seçtiği bir başkan olması lazım. Burada başkanı halkın seçmesi son derece faydalı. Burada iki başlılığın ortadan kalkması son derece faydalı. Koalisyonların ortadan kalkması, etkili hızlı yönetimin olması faydalı ifadelerini kullanmış ve oylarının rengini evet olarak açıklamıştı.
Diğer Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, referanduma gidecek başkanlık oylamasına mevcut haliyle evet oyu vermeyeceklerini anayasa değişikliğine hayır diyeceklerini günler öncesinden açıklamışlardı.
Böylelikle iki başkandan birinin sahte milli görüşçü olduğu ortaya çıkıyor.
Milli görüş lideri rahmetli Erbakan hocadan sonra Saadet Partisi bunu hep yapıyor. Hatırlarsanız 2014 seçimlerinde de o zamanın genel başkanı Mustafa Kamalak 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yanılmışım açıklaması yapmıştı.
Burada herkesin yanılma payı olabilirdi bir tek Mustafa Kamalak Bey'in yanılma hakkı yoktu. Daha dün Saadet Partisi genel başkanıyken eşi Avukat Zübeyde Kamalak'ın, Ankara Adliyesi'nde görülen bir davaya türbanıyla girmesi nedeniyle yargılamalara türbanlı giremeyecekleri gerekçesiyle yargılamayı ertelemişti. Mustafa Kamalak Bey sizin eşiniz AK Parti iktidarından önce adliyeye girip özgürce bir savunma yapabilmiş mi eşinize bir sorun bakalım
Bu nasıl bir milli görüş siz kimi temsil ediyorsunuz Saadet Partisini tanınmayacak duruma getirdiniz. Bu parti kimin partisi bir hatırlayın 28 Şubatı, hatırlayın merhum Erbakana yapılan zulmü ve getirilen siyaset yasağını hatırlayın. Kuran okutulan evlerin basılıp kitapların yakıldığı günleri hatırlayın. Ana sol hükümeti zamanında bir savcının gece vakti ışığı yaktı diye sen oruç tutuyorsun gerekçesiyle görevinden atıldığı günleri hatırlayın. Başörtülü öğrencilerin dilekçelerini kabul eden savcıların görevinden alınmalarını hatırlayın. Başörtülü öğrencileri savunan rektörün ihracını hatırlayın. PKK ile girdiği çatışma sonucunda hastanede yaralı haldeyken genelkurmaydan gelen tebligatla namaz kılıyor gerekçesiyle görevden alınan albayları hatırlayın. Cumhuriyet tarihi boyunca Müslümanlara yapılan zulümlerle, sadece inandıkları gibi yaşayabilmekten başka bir talebi olmayan üniversitelerden içeri sokulmayan, sürgünlere gönderilen, namaz kıldıkları için takibe uğrayan şapka kanununa muhalif diye idam edilenleri hatırlayın. Bütün bunları yapanlar rahmetli Erbakana acıları reva görenlerle aynı safta durmak, hem milli görüşe hem rahmetli Erbakan hocanın davasına ihanet değil mi? Bunun hesabını hakka ve halka nasıl vereceksiniz?