Sayfa Yükleniyor...
Çanakkalenin İzmir Enternasyonal Fuarında onur konuğu seçildiği yıl yanılmıyorsam 2009 yılıydı, o zamanlar standları gezerken orda temsili konulan şehitlik ve anıtları gördükten sonra Çanakkale savaşları hakkında daha çok detay ve inceleme merakı sarmıştı.
Çanakkale Şehitliğini gezmek oğlumla beraber geçen sene nasip olmuştu.
O kadar çok duygulanmıştık ki zaman zaman gözyaşlarımızı tutamadık. O insanlar ki bizler için kanlarını akıtmaktan kaçınmamışlar. Gidenler bilir şehitliğin bir başka havası vardır. O manevi havayı teneffüs edenler, o muhteşem destanı gözleri ile görenler vatan sevmenin bedelinin çok ağır olduğunu bilirler. Vatan böyle korunur diye işgal kuvvetlerinin hesaplarını paçavra gibi suratlarına fırlatan, tarih yazan bir neslin torunu olmaktan gurur duyuyoruz. Çanakkale deyince aklımıza hep kahramanlık hikayeleri gelir beni en çok duygulandıran hikayelerden bir tanesi de Şemsi Nene hikayesidir...
1954 yılında Sındırgıdan Balıkesire geldik. Babam memurdu. Alt katta ev sahibi yaşlı bir kadının oturduğu iki katlı bir evin üst katını kiraladık. Ev sahibine Şemsi Nene diyorduk. Yani ismi Güneş idi. Evlendiğinde 16 yaşında imiş. Evlendikten üç gün sonra kocası gönüllü ihtiyat zabiti yani yedek subay olarak Çanakkaleye gitmiş. Nene, kocasının Çanakkaleden, cepheden kendisine yolladığı Şemsim, güneşim diye başlayan mektuplarını evinin duvarlarına ve pencerelerine yapıştırmıştı. Her sabah bu silik, sararmış mektupları birer kere okur, her birini karşısında şehit kocasının ruhuna Fatihalar gönderir, diz çöker yarım bıraktığı yerden kocasına hatim indirirdi.
Nene hiç sokağa çıkmazdı. Kocam giderken gençsin, güzelsin, ne olur ben gelinceye kadar sokağa çıkma. Gözüm arkada kalmasın, dedi. Nasıl sokağa çıkarım? diyordu. Yıllar sonra o evden cenazesinin çıktığını duydum.
Bir gün Şemsi Neneyi beyaz bir gelinlik giymiş, boynuna iri incilerle dolu bir gerdanlık takmış, odasının köşesinde duran, o zamana kadar hiç oturmadığı hiç görmediğimiz bir sandalye üzerine otururken gördük. Babam: Nene, nene pek süslenmişsin ya? diye takıldı. Nene acı bir gülümsemeyle şu cevabı verdi: Ben kocamla bugün evlendim. Bu inci yüz görümlüğüm. Gelinliğimi giydim. Kocamı bekliyorum.
Kocasıyla evli kaldığı üç gün boyunca nene gelinlikle sandalyede kocasını bekledi. Ömür boyunca öyle yaptığını öğrendik.
18 Mart Çanakkale Zaferimizin kahramanları ruhunuz şad, mekanınız cennet olsun.